7. Bölüm

22.6K 1.6K 879
                                    

*satır arası yorumları unutmayalım canımlar

(multi : Osman )

Bu bölüm 6. Bölüme en favori yorumları yapan Mavimercan47 'a ithaf 🎈

Nâre kız'dan 🔥

Siz hiç gözlerinizi kapatıp uykuya dalmaktan korktunuz mu? Veyahut uykuya dalıp daha evvel gördüğünüz ve kan ter içinde uyandığınız bir kabusa tekrar dönmekten korktunuz mu? Ben korktum. Osman'ın beni kurtardığı o günden beri gözlerimi kapatmaktan, tekrar o eski hayatıma dönmekten ölesiye korktum. Peki siz sabah gözünüzü içki kokularıyla açmak, bütün bir gün çalışıp kazandığınız parayla eve giderken şişelerce alkol alıp, bir de aldığınız yerde iğrenç bakışlara, sözlere maruz kalmak, emeğiniz karşılığında aldığınız üç kuruş için neden az diye dayak yemek, saçlarından yerde sürünmek, dayaktan ve yorgunluktan düştüğü yerde sızıp kalmak ve orada bile rahat bırakılmayıp anneniz tarafından kalk yemek hazırla diyerek dürtülmek nedir bilir misiniz? Ben bilirim. Ben bilirim lakin benden başka kimse bilsin istemem...

Azmi'yi gördüğüm o ilk an emek emek kurmaya çalıştığım yeni dünyam başıma yıkılmıştı. Geçmişin karanlık sayfalarında kalacağına inandığım o iblis tüm hezimetlerimle beraber karşımda dikiliyordu. Öyle ki, tuttuğu kolumu kırmak ister gibi sıkarken beni kaldırıma doğru savurması bir olmuştu. Elim ayağım tutmuyordu. Onunla girdiğim her savaşta kaybeden ben olmuştum daima. Avuçlarında kalan saçlarımla, bedenimde bıraktığı geçmeyen izlerle elde etmişti başarılarını. Ve şimdide edecekti biliyordum. Ama son bir kez deneyecektim şansımı. Osman ve kardeşi Bâyezid bana bu denli yakınken kurtuluş perde ardından görünür gibiydi. Düştüğüm yerden ayağa kalkmaya çalışırken sıkıca topuz yaptığım saçlarımı her zamanki sertliğiyle kavradı. Beynimin sancılandığını hissediyordum. Karşı caddede olan karakolda bir ümit sesim duyulur diyerek kalan bütün gücümü topladım.

-Bırak beni bıraaak! 'diye bağırdım çığlık çığlığa. Ama o yaşadığı saliselik şaşkınlıkla suratımı betona çarpmaktan geri durmamıştı. Kendimi korumak için yaptığım son hamleye rağmen burnumun zedelenmesine, dudağımın patlamasına engel olamamıştım. Acıyla kıvranarak ellerinden kurtulmaya çalıştım. Ama tuttuğu saçlarım buna engel oluyordu.

-Seni o... Kimin koynunda öğrendin bana sesini çıkarmayı? '

Ona cevap vermeme, karşı gelmeme, engel olmama alışık değildi nede olsa. Çünkü bunların sonu her zaman aynı olmuştu. Bedenimde çürükler, geçmeyen izler ve avuçlar dolusu yolunmuş saç. Suratımın kandan görünmediği zamanları bilirdi bu gözler. Azmi ayağa kalkıp hırsla tekme attığında acı bir çığlıkla karışmıştı hıçkırıklarım soğuk betona.

-Şimdi kalkıp benimle geleceksin! Sen Cihan'ın malısın! Senin yüzünden verdiği paranın kaç katını istiyor! Ananı mı satayım lan? Ananı mı satayım? '

İnlediğim betonda gözlerim kapalı halde yatıyordum. Bir an gözlerimin önünde belirmişti annemin silüeti. Defalarca ellerine sarılıp yalvardığım, başımızı alıp gidelim bu adamdan kurtulalım diye ağladığım ama bir defa bile gözyaşımı silmeyen annem belirmişti. Seviyorum diyordu. Ben onu seviyorum. Seni değil ama onu seviyorum. Babanı hiç sevmedim ama onu seviyorum. Ağzıma dolan kanları çıkaracak halim dahi yoktu. Boğazımdan geçerken bıraktıkları metalik tatla saldım kendimi. Yolun sonuna gelmiştim. Keşke hiç uğraşmadan öldürseydi beni burada. Ölmeyi arzulamak çocukluktan beri her gece yaptığım bir aktiviteydi benim. Başka çocuklar yataklarında hayaller kurarken, ben ölüp bu adamdan kurtulmayı ve babama kavuşmayı düşlemiştim.

HOŞNÜMÂ    (tamamlandı)   MUÂŞAKA SERİSİ 🌿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin