33| KARAR

4.4K 181 242
                                    

bugün çok fazla almancaya maruz kaldığım için medyaya da bugünü hatırlatsın diye almanca bi müzik bıraktım belki dinlersiniz :)

"Bence akıllandı?"

"Hiç sanmıyorum, Nick bu."

"Ama niye o zaman instagramında Nina'yı paylaşsın? Nina ile hâlâ birlikte olduklarını insanlara göstermeye çalışıyor işte."

"Konu Nina olunca demek ki..."

Herkes kendi fikrini ortaya koyarken ben sırasıyla onları izlemekle meşguldüm. Claire ve Jane ile birlikte evimin salonunda oturmuş son durumu konuşuyorduk. Kızlar Nick'in davranışlarını kendilerince yorumluyorlar, ardından da bir sonuca varmaya çalışıyorlardı.

"Şunu denedin mi? Piç işini iyi biliyor!"

Biz kendi aramızda sohbete dalmışken bakışlarım anında ortamdaki fazlalıkları buldu. Yani Bash ve Kol'u...

Bir köşeye oturmuşlar, Nick'in günler önce bana gönderdiği çikolataları sömürüyorlardı. Kol çikolataları tek tek deneyip beğendiklerini Bash'e uzatıyordu. Bash de onun önerdiklerini alıp deniyordu. Sanki onların yanında en yakın arkadaşının dedikodusunu yapmamız gram umurlarında değilmiş gibiydi.

Ama ne yapalım, Bash biricik sevgilisinden kopamayınca Claire onu da getirmek zorunda kalmıştı. Kol ise tamamen beklenmedik misafirdi. Büyük ihtimalle Bash buraya geleceğini söyleyince o da gelivermişti işte.

Nick bu aralar şirkette çok fazla vakit geçiriyor olmalıydı. Genelde üçü takılıyordu ama şu sıralar nedense onlarla aralarına mesafe koymuş gibiydi. Ortada anlayamadığım bazı şeyler oluyordu ama şimdilik üzerinde durmamaya çalışıyordum.

Oturduğum yerden kalkıp onların bulunduğu yere ilerledim ve Kol'un kucağına aldığı çikolata sepetini bir çekişte aldım önlerinden. Çikolata sepetini kollarımla tutarken "Onlar benim!"dedim. Eğer ben önlerinden almasam hepsini bitireceklerdi neredeyse.

Benim çikolata sepetini almamla ikisi de oyuncağı önlerinden alınmış bir çocuğa dönmüşlerdi âdeta. Bana masum masum bakarlarken kıyamayıp içim yana yana geri verdim onlara sepeti. "Bitirmeyin ama."

Ardından kızların yanına döndüm. Claire parmaklarını masanın üzerinde birleştirip kendince bir şeyler düşünüyordu. Gözlerimi devirip Jane'e baktım. Elini 'boş ver' dercesine havada salladı.

O esnada odayı birden yabancı bir telefonun çalış sesi doldurmuştu. Kendime ilgilenecek bir şey bulmanın sevinciyle hızla sesin geldiği yöne çevirdim odağımı. Bash elindeki çikolatayı ağzına atıp cebine uzandı ve telefonunu çıkarıp aramayı yanıtladı. Ben de merakla ona bakmaya başlamıştım.

"Efendim Nick?"

Oturduğum sandalyede oturuşumu düzeltip yüz ifadesinden ne konuştuklarını çözmeye çalıştım. Lakin Bash'in yüzü gitgide kötü bir hâl almaya başlıyordu. Önce kaşları çatıldı, ardından da zoraki bir şeyler söyleyip telefonu kapattı. Kol'a sessizce bir şeyler söylediğinde onun da yüzü bozulmuştu.

"Ne oluyor, ne söyledi Nick?"

Merakıma engel olamayıp sorduğumda Kol'un bakışları beni bulmuştu. Söyleyip söylememek arasında gittiğini anlayabiliyordum ama ısrarcı bakışlarıma dayanamamış olacak ki ağzını açıp konuşmaya başlamıştı.

"Nick ihaleden çekilecekmiş."

"Ee, ne var bunda?"

"O ihaleye büyük bir yatırım yapmıştı. Kazanacağından emindi."

deniz kızı ile sarhoşlar masalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin