35| HEYECAN

4.1K 166 239
                                    

Ellerimin arasından kayıp giden topa heyecanla bakarken bir anda pistin sağına düşmesiyle ofladım. Arkamda duyduğum kahkaha sesi ise moralimin iyice bozulmasına sebep olmuştu. Hiçbir lobutu devirmemiş olmam Kol'u güldürmüştü.

Sıradaki kişiyi gösteren televizyon ekranı bu sefer topu atacak olan kişinin Bash olduğunu belirttiğinde Bash, Claire'e ufak bir öpücük verip oturduğu yerden ayaklandı. Ağır bowling toplarından birisini seçip hâlâ daha pistin başında dikilen bana omzunu çarparak yanımda yerini almıştı.

"Fazla kasma oğlum, sonuncumuz belli zaten."

Kol bana bakarak aklı sıra imada bulunuyordu. Ama ben bu kadar çabuk pes edecek bir insan değildim. Ben kazanamıyorsam onlar da kazanamazdı.

Tam Bash pozisyonunu ayarlayıp topu lobutlara göndereceği sırada "Claire! Ne oldu sana böyle?" dedim endişeli çıkarmaya çalıştığım sesimle. Bash topu rastgele bırakıp hızla arkasına döndüğünde bu sefer gülme sırası bana geçmişti. Onun topu da kenardaki çöküntüye gitmiş ve hiçbir lobutu hedef alamamıştı.

Bash sinirle bana dönüp "Hile yapıyorsun, Nina," dediğinde omzumu silktim. Bu sefer topu atma sırası Jenna'ya geçmişti. Adımlarımı oturduğumuz yere çevirip kendi koltuğumda yerimi aldım. Masaya söylediğimiz içeceğe uzanırken gözüm istemsizce saate kaymıştı.

Bugün okul çıkışında Nick'e kızlarla bowling oynamaya gideceğimizi söylemiştim. İlk başta izin vermese de sonra onunla telefonda tartışıp zorla izin vermesini sağlamıştım. O da dayanamamış olacak ki Bash ile Kol'un yanımızda gelmesi şartıyla kabul etmişti.

Normalde onun yanına gitmek varken buraya gelmeyi düşünmezdim ama akşama kadar onunla şirkette kalmaktan cidden sıkılmıştım artık. Benimle ilgilense sorun etmezdim fakat o sadece işleriyle ilgileniyordu. Ben de haliyle sıkılıyordum.

"Nasıl ya? Lobutlar bozuk, olmaz böyle şey!"

Kol söylenmeye başladığında bakışlarım bowling pistini buldu. Jenna tüm lobutları devirmiş, Kol'un yanından geçerken saçını arkaya doğru atıp masaya yerleşmişti. Onun bu çocuksu hareketine gülmeden edememiştim.

Skoru topladığımda hayli hayli önde olduğumuzu fark ettim. Bu durumda da olan onlara olacakmış gibi duruyordu. İşin ucunda iddia vardı ve eğer onlar kaybederse bizim 1 gün boyunca istediklerimizi yapmak zorundalardı. Aynı şekilde kaybedersek biz de onların istediklerini yapacaktık.

"Ben saymıyorum bunu. Söyleyelim iptal etsinler."

Kol'un itirazları Bash'in gram umrunda değilmiş gibiydi. Nasıl olsa sevgilisiyle gün boyu beraber olacaktı, daha ne istesin bu çocuk. Olan Kol'a olacaktı. Jenna ile ikimize katlanmak zorundaydı çünkü. Ah, şanssız çocuk...

Sıra Claire'e geldiğinde bu sefer onun sırasını ben devraldım. O benden de kötüydü. Jenna ikimizin de arkasını toplamıştı resmen. En azından ben arada birkaç tane devirmeyi başarabiliyordum.

Oturduğum yerden ayaklandım ve bu işin profesyoneliymişçesine birbirinden ağır topları tek tek kaldırıp en iyisini seçmek için uğraştım. Nihayetinde pembe bir topta karar kılıp elime aldıktan sonra piste doğru ilerledim. Son kez engel olup olmayacaklarını anlamak için koltuklarda oturan Bash ile Kol'a baktım.

Topu atmak için hafifçe eğildiğimde bir anda "Nina!" diye duyduğum sinirli sesle yerimden sıçradım. Top elimden düşüp yavaş yavaş ilerlerken sesin geldiği yere döndüm. Gözlerim anında onun koyulaşmış mavileriyle kesişirken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Tanrım, yine ne yapmıştım?

Bakışlarım ellerimden kayan topu buldu. O kadar yavaş bırakmıştım ki pistin ortasında durup kalmıştı resmen. Oflayıp ayaklarımı yere vura vura Nick'in yanına ilerledim. Bizim bulunduğumuz masanın başına gelmiş, ayakta dikiliyordu.

deniz kızı ile sarhoşlar masalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin