karma

135 28 65
                                    

Selam selam! Dayanamadım bölüm yayınlıyorum yine.. Umarım memnunsunuzdur bu gidişattan, yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. Sizi seviyorum, iyi okumalar!

"Öyleyse, unutmayın, çölde dolaşıyorsanız ve günbatımı da yakınsa ve hani biraz da kaybolmuşsanız ve yorgunsanız, şansınız yaver gidiyor demektir, çünkü La Loba sizden hoşlanabilir ve size bir şey gösterebilir; ruha dair bir şey."


Bedenim daha da hızlanmaya çalışan ayaklarıma isyan edercesine kıvranınca bir an için durup derin bir nefes aldım. "La Loba.."diye mırıldandım, "Neredesin yaşlı kadın?" 

Etrafımdaki ağaçlık yola ve henüz aydınlanmayan güne bakıp bir kez daha "La Loba!"diye bağırdım, "Bana kuvvet ver!"

Sesim dar patikada kaybolup gitti. Bacaklarım titriyor, ciğerlerim nefessizlikten sancıyordu. Yardım çığlığımın cevabını beklemek için başımı kaldırıp rüzgarın uğultusuyla hışırdamaya başlayan yaprakları izledim. 

Buradaydı. Tabii ki buradaydı.

Soğuk toprağın çıplak ayak tabanlarımdan yükselerek önce bileklerimi sonra baldırımı sımsıkı sardığını hissettim. Çöllerde kurtlarla birlikte koşup onlara dönüşen La Loba benimleydi, ölülerin kemikleri üstündeki dansı sırasında beni duymuş ve bana kuvvet vermek için gelmişti. Bir gece önceki krizin etkisini atlatamamış vücudum bir anda kuvvet buldu ve La Loba'nın vücuduma yaydığı enerjiyi benimsedi, içselleştirdi. 

Tüm gücümle ayaklarımın beni götüreceğini bildiğim yere doğru koşmaya devam ettim ve uzun saçlarımın arasından geçtiğim ağaçlara çarpıp sonbaharda dökülen yapraklar gibi hışırtılar çıkarmasına izin verdim. Sol elimde sımsıkı tuttuğum ayakkabılarım, sağ avcumda kabzasını kavradığım küçük hançerim, boynumda rüyanın getirilerini daima yanımda hissedebilmem için taktığım dumanlı kuvarsım ve bedenimin her bir hücresinde dişi kurtun enerjisiyle olabilecek en hızlı şekilde koştum.

Öyle ki bu bana sesten ve ışıktan hızlı koşuyorum gibi gelmişti, tabanlarımın yere değdiğini hissedememeye başlamıştım.

Bu sabaha karşı vücudumun her yanında sızılarla uyanmıştım o rüyadan. Gecenin en karanlık vaktinde gündoğumuna çok az bir zaman kala çölde koşturuyor, onu arıyordum. Çöllerde, kemiklerin üzerinde dans ederek ölümden sonrayı ve ölümden önceyi birleştiren kadını. Kurtlarınki gibi kıllı göğsüyle çölün kumlarının arasından çıkıp da önümden koşmaya başladığında onu takip etmiştim. Kumların arasında düşe kalka, yaralana yaralana gitmiştim peşinden. La Loba beni bir önceki gece evinde uyandığım yabancıya götürmüştü. Michael, koskoca çölün ortasında, bir tek kırmızı çiçekli bir kaktüsün yanında diz çökmüş; kendi kanının karıştığı kumları izliyordu. Acı içindeki yeşil gözlerini kaldırıp bana baktı ve tam o anda La Loba ortadan kayboldu.

Çöle düşen kadınlara eşlik eden tek bir ruh olurdu ve ben onu da ne istediğini de çok iyi tanıyordum. Üzerinde dans edeceği kemikleri sağlayacağı başka bir ölüm öngörmüştü. Michael'ın ölümünü.

Şuan günün ilk ışıkları uzun selvi ağaçlarının arkasından yükselip de zaman zaman gözlerime batarken, yanımda La Loba ile ona doğru koşuyor oluşumun sebebi buydu. Buna engel olmamı istemişti, onun ölmesini istememişti.

Ağaçların seyrelmeye başladığı yerde adımlarımı hızlandırıp sağ avcumdaki hançeri daha sıkı kavradım. Karşıma o tanıdık küçük ev çıkınca yetişebilmiş olmanın umuduyla eve doğru ilerledim ve bakışlarımı boynuma çevirip bu sabah uyanınca simsiyah olduğunu gördüğüm kuvarsa baktım. Dumanlı yapısı yüzünden ışık kırılıp da boynumda parlamasını sağladı. 

Under Her Spell /m.c.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin