Merhaba! Kurgu hiç beklediğim ilgiyi görmese de yazmaya devam etmek istiyorum. O yüzden burada olan birkaç kişi olarak yorumlarınızı ve görüşlerinizi esirgemeyin lütfen. İyi okumalar, sizi seviyorum!
Elbisem üzerimden tek parça kumaş olarak sıyrıldığında soğuğun çıplak bedenime çarpmasına izin verdim. Ayaklarımın dibine düşen kumaştan kurtulup bir adım attım ve tabanlarımda hissettiğim serin toprağa baktım. Suya yakınlığım yüzünden çamurlaşmaya başlayan toprak, bastığım yerlerde ezilip adımlarımın izlerini bırakmaya başlamıştı.
Derin bir nefes alıp olanca sakinliğiyle akan suya baktım. Sis yüzünden bulanıklaşan su, arınmanın en kolay yolu olarak olanca ihtişamıyla duruyordu karşımda. Bir sonrakini adımımı suyun içerisine atınca vücut ısımın çok altında kalan soğuk yüzünden irkilerek duraksadım. Nefeslerimi ve nabzımı düzene koyarken belime düşen buklelerim rüzgarla birlikte uçuştu ve vücudumu tamamen suya bıraktım.
Saçlarım suyun yüzeyinde dağılırken nefesimi kesen soğuğa alıştım ve gülümsedim. Bedenimin suyla bütünleştiğini, neredeyse akıntıyla beraber sürüklenip gidiyor olduğunu ve ruhuma ulaşan dinginliği hissedebiliyordum. O dinginliğin tüm çakralarıma tek tek ulaşıp suyun kanıma karıştığını hayal ederek nefesimi tuttum ve suyun dışarısında tek bir parçam bile kalmadığını hissedecek kadar derinlere kadar yüzmeye başladım. Gözlerimi aralayıp akarsuyun dibindeki yosunları ve küçük balıkları izlerken suyu incitmekten korkar gibi ağır ağır hareket ettim ve beni kabullenmesini bekledim.
Akarsuyun bir insan boyu kadar aşağısındaki toprağa oturup deniz suyu kadar kaldırma kuvveti sağlayamasa da beni yukarıya, ay ışığının yansımasının görülebildiği yüzeye çıkarmaya çalışan suya teslim oldum. Avucumda, akarsuyun zemininden aldığım bir avuç ıslak toprakla yükselirken ruhumun da yükselip, temize çıktığını hissedebiliyordum.
Vücudum yüzeye çıktığında derin bir nefes alıp yüzüme düşen ıslak saçlarımı ittirdim ve ay ışığına karşı gözlerimi açtım. Dolunay tüm güzelliğiyle beni selamlarken kollarımı sudan çıkarıp soğuğu hissetmelerine izin verdim. Hareketlerim su yüzeyinde dalgalar ve kabarcıklar yaratırken, "Ey toprağın ve tüm kainatın varlığı olan su.."diye mırıldandım, "Kutsamam üzerine olsun, varlığın saf ışıkla dolsun."
İşaret parmağım, suyun yüzeyinde dolunayın yansımasını başlangıç alarak saat yönünde bir çember çizerken "Kutlu olsun."diyerek çemberi kapattım. Kapalı duran avucumdaki ıslak toprağı dolunayın aydınlık yüzüne doğru kaldırırken ""Ay ve Güneş'in gücü ile, Ruh'un, toprağın ve denizin gücü ile.." dedim ve toprağı avcumun içerisinden suya dağılması ve yeniden zemine, ait olduğu yere ulaşması için serbest bıraktım ve parmaklarımı açtım. "Tanrı ve Tanrıça birleşti! Kutlu olsun!"
Merkezinde kaldığım çemberin doğu, batı, kuzey ve güneye denk gelen noktalarına dokunurken bedenimin suda çemberim boyunca açtığı dalgaları izledim. "Kutsamalarınızı bana armağan edin," diye dua ederken başımı kaldırıp gözlerimi kapattım. "Bu benim gerçek ve özgür isteğimdir...Kutlu olsun!"
Suyun etrafımda birleşip beni kollarının arasına aldığını ve ay ışığının yansıdığı her bir su damlasının ruhuma kadar eriştiğini hissederken gülümsedim. Bedenim, bir buz gibi eridi, sıvı hale geldi ve içinde bulunduğu suya öyle karıştı ki neredeyse ona dönüştü.
Kollarımı serbest bırakıp suda sırtüstü uzanırken gözlerimi araladım ve teşekkürlerimi iletmek için gözlerimi yaz günlerinde en yoğun gözüktüğü haliyle güneşin yaptığı gibi kamaştıran aya çevirdim. "Aldım, kabul ettim.."dedim, ellerimi göğsümde birleştirmek ve tam kalbimin bulunduğu noktadaki enerjiyi parmak uçlarımda hissedebilmek için bir hareket yaparken. Göğsümden yükselip suya, toprağa, havaya ve ateşe karışacak olan enerjiyi doğaya teslim ederken ritüelimi tamamladığım halde suda kalmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Under Her Spell /m.c.
Fanfic"Şimdi onun büyüsü altındayım, bir yalana kısıldım kaldım. Ateşe bu kadar yakın durmamalıydım."