6

4.7K 571 424
                                    

Merhabalar ^^
Hepinize iyi okumalar!!


- Jisung'dan -

Durduğum yerde düşüp bayılacaktım şimdi. Her şey o kadar üst üste gelmişti ki. Artık ne yapmamız gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu.

Seungmin de yanıma gelmiş ve listede ki isimi görmüştü. "Ne yani bir anda yanında belirdiği yetmiyor birde her yerde çoktan mı var oldu."

Hyunjin'de yanımıza gelip bizim baktığımız yere bakınca sessice mırıldandı. " Sanırım öyle."

Felix yine Polyannacılık da sınır tanımayarak mutlu mutlu konuştu.

" Madem bu sınıfta o zaman buraya getirelim tek kalmasın orda."

Felix'e ifadesiz suratımla baktıktan sonra nefesimi verdim. Sanırım artık bazı şeylere şaşırmayı bırakmalıydım.

--------------

Minho'yu almak için kafeteryaya indiğimizde oturduğu masanın etrafında etten bir duvar vardı.

Kurtlar sofrasında onu yalnız bıraktığımızı unutmuştum tabi. Ama dediğim gihi bazı şeylere şaşırmayı bırakmalıydım bu yüzden silkelenip bir an önce kendime geldim.

Ellerimi birbirine çarptım ve savaşa girer gibi havalı bir yürüyüş yaptım.

" Evet arkadaşlar hayatınızda ilk defa insan görmüyorsunuz!"

Yüksek sesim ile Minho'ya bakan bütün gözler bana çevrilmişti. Tabi buna Minho'nun gözleri de dahildi.

Gözleri kurtarıcım diyerek bakıyordu, nerdeyse kalpler fışkıracaktı. Tabi bu da benim totomu kaldırmıştı, bu yüzden yandan bir gülüş atarak ona baktım.

Minho oturduğu yerden kalktı ve hızlı adımları ile yanıma gelip koluma girdi.

" Teşekkürler Jisung. Gelmeseydiniz hepsi beni yiyecek gibiydi."

Yüzümdeki o yandan gülüşü bozmadan hafif gözlerimi kısarak ona döndüm.
" Tamam bebeğim sakin ol ben buradayım." Aynı zamanda koluma geçirdiği elini de hafifçe okşadım.

( Jisung be like ⬆️ )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Jisung be like ⬆️ )

" Yüz felci geçiriyor olabilir mi ?"

Seungmin kısık ses ile konuşsa bile onu duymuştum.

Hyunjin' de ona katılarak kısık ses ile konuştu.

" Galiba yoksa bu kadar tuhaf bir mimik yapması açıklanamaz. "

Gözlerimi Minho'dan çekip onlara döndüm. " Hahahahah ne kadar komiksiniz siz öyle."

Felix gülmemek için sıktığı ağzı ile ikisinin de koluna aynı anda vurdu. " Yeter artık dalga geçmeyin miniğimle."

" Peki Jisung neden gelmiştiniz buraya ?"

Minho'nun sorusu ile çatık kaşlarımı normale haline çevirerek ona döndüm ve konuşmadan önce birleşik olan kollarımızı ayırdım, bir elimle de omzuna destek olmak istermiş gibi bir kaç kez pıt pıtladım.

" Ah şu mevzu. Sende artık bu okulun öğrencisiymişsin."

Minho'nun gözleri kocaman açılmışken omzundaki elimi indirdim ve kolundan tutarak sınıfa götürmeye çalıştım.

Ama ayağını yere japonla yatırmışlar gibi hareket etmiyordu çocuk. " Hadi Minho sınıfa gitmemiz lazım. "

" Hayır gelmek istemiyorum." Ağlamaklı ifadesiyle konuştu.

Zorla kolundan çekerek sınıfa doğru götürürken tuhaf bakışlarla bize bakan Changbin ve Chan gözüme çarpmıştı.

------------------

Minho'yu zorla sınıfa sokmuştuk ama Minho daha şimdiden okuldan nefret ediyordu. İdeal bir öğrenci işte.

Gerçi Minho'nun oturacak bir yeri de yoktu şu an. Ama şöyle bir bakınca yer bulması gayet de rahatmış gibi görünüyordu.

Çünkü sınıftaki çoğu kız yanlarında duran çantaları yere atmış gülen gözleri ile Minho'ya bakıyordu.

Ben bunları boğardım ama.

Hızlı adımlar ile sırama gittim ve Hyunjin'in çantasını alıp ona doğru döndüm ve çantayı göğsüne bastırdım. " Bundan sonrası sende koçum. Minho'mu bunlara yedirmem."

Hyunjin şaşkın gözlerle arkamdan gelirken şaşkınca da konuşmayı ihmal etmedi.
" Ama, ama yerinden olan neden ben oluyorum şimdi ?"

" Yerinden oldun demeyelim de ufak bir gezintiye çıktın diyelim."

Tekrar sırama geçtim ve kolundan tutuğum Minho'yu da cam kenarına geçirdim.

Koridor kısmında otursaydı kolundan falan çeker götürürlerdi bunu. Şansa bırakmamak lazım.

Seungmin ve Felix, Hyunjin'in omzuna elleriyle vurup yerlerine geçtikden sonra Hyunjin'de daha fazla ayakta durmamış önümdeki sıraya çantasını koymuştu. Zaten orda oturan kimse yoktu.

Dikkatim Hyunjin'de iken Minho bana eğilerek konuştu. " Jisung neden herkes bize bakıyor."

Kafamı çevirip sınıfa şöyle bir baktım da dediği gibi gerçekten herkes bize bakıyordu. " Bebeğim yanında dünya yakışıklısı duruyor o yüzden herkesin bize bakmasına alışmalısın."

Minho dediğime gözleri kısılarak gülerken, onun gülümsemesine dayanamayıp bende gülmüştüm.

Minho bir şey söylemek için tekrar ağzını açtığı zaman öğretmenlerden Bay Park sınıfa girmişti. Doğal olarak da Minho ağzınj kapatmak zorunda kalmıştı.

Bay Park elindeki kitapları masasına koyup gözleri ile sınıfı tararken tam Minho'ya geldiğinde durdu.

" Aramıza yeni katılan birileri var sanırım. Ayağa kalkıp kendini tanıtmak ister misin ?"

Minho kalkmak için herhangi bir girişimde bulunmayınca elim ile bacağına vurdum. Bana dönünce de gözlerim ile ayağa kalkmasını işaret ettim.

Boğazını temizleyerek ayağa kalktı ve sınıfa baktı.

Bay Park, Minho'nun tek başına konuşamayacağını düşünmüş olsa gerek ki ilk önce kendisi konuştu " Adını söylerek başlamak ister misin genç adam ? Daha sonra da nereden geldiğini falan söylersin. "

" Adım Lee Minho ve Anı-"  Minho tam kitabın adını söyleyecek iken gözlerim kocaman açılmış ona bakıyordum. Ona bu kitap işini söylemeyi unutmuştum lanet olsun. Elimden yapmak için hiçbir şey gelmiyordu.

" O benim kuzenim Avustralya'dan geldi !"

Vote ve yorum atmayı unutmayın 🤗
Sizleri seviyorum 💕

Dream Of The Book | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin