9

3.8K 510 95
                                    

Herkese iyi akşamlar ve iyi okumalar
🤗

- Jisung'dan - 

Kafamı hiç yerden kaldırmadan Seungmin'in beni yönlendirmesi ile sınıfa kadar gelmiştik.  Seungmin önde bende onun arkasından sınıfa girdim. 

Sınıfın içinde seslerinden anladığım kadarıyla sadece bizim çocuklar vardı. Öğle arası olduğu için diğerleri dışarıdaydı sanırım. İçeride sadece bizimkilerin olması beni istemeden germişti. 

Felix ve Hyunjin bizi gördükleri gibi konuşmalarını kesip bize baktılar. Felix yüzümü o halde görünce oturduğu yerden kalktı ve çatılı kaşları ile " Ne oldu?" diye sordu. 

Tabi o sırada Seungmin Felix'in sesinden duymamıştı ama düşünceli bir şekilde oturan  Minho'nun bana " Jisung." diye seslenmesini ben duymuştum ama umursamamıştım.  

Seungmin ise konuşmadan  eliyle ' Önemli bir şey yok' anlamında bir işaret yapmıştı. Ben ise Minho'nun yüzüne bakmadan kafamı direk Seungmin'e çevirdim.

" Bugün senin yanında oturabilir miyim?"  

Seungmin çocuklarda olan bakışlarını bana çevirdi ve bir süre yüzüme baktı. Sonra da kafasını onaylar şekilde salladı. "Benim için sorun yok oturabilirsin." 

Seungmin bunu söyledikten sonra bakışlarımı diğerlerine çevirmeden sırama gittim ve masanın üzerindeki eşyalarımı topladım. Seungmin'de Felix'e durumu açıklıyordu.

-------------------

Seungmin'in yanına geçmiş olsam da dersleri pek dinlememiştim. Sadece kafamı sıraya gömüp düşünmüştüm. Diğerleri benim büyük ihtimalle uyuyor olduğumu sanıyorlardı. Bu yüzden beni hiç rahatsız etmemişlerdi. Sadece üzerimde rahatsız edici bir bakış hissediyordum.

Minho'nun bakışları. Kafamı kaldırdığım bir kaç saniyede bile düşünceli olan halini bırakıp direk olarak bana dönüyordu. 

Günün son zil sesi ile her ne kadar düşünmek istemesem bile düşünmüş olduğum Minho'yu bırakıp başımı sıradan kaldırdım. Zaten toplanmış olan çantam sayesinde sıranın üzerinde bir şey yoktu. 

Çantamı elime aldığım gibi diğerlerinin gelmesini umursamadan sınıftan hızlıca çıktım. Kimse ile konuşmak istemiyordum. Hatta kimsenin yüzünü görmek bile istemiyordum. Özellikle de Minho'nun.

-------------------

Eve ulaştığımda hızlıca kendi odama ulaşmış ve kendimi yatağıma atmıştım. Annemde moralimin bozuk olduğunu fark etmiş olacak ki hiçbir şey söylememişti. 

Büyük ihtimalle ağladığım için başımda acayip bir ağrı vardı. İlaç içmeyi sevmediğim için ancak uyursam bu ağrıdan kurtulabilirdim ama aklımda olan düşünceler yüzünden bu pek de mümkün değil gibiydi.

Üzerimi değiştirmek için yataktan oflayarak kalktım. Uyuyacaksam bile, üzerimdeki okulun kıyafeti ile uyuyamazdım en azından. 

Üzerimi değiştirirken yatağın üzerinde olan telefonumun ekranı gelen bildirimler yüzünden sürekli yanıp sönüyordu. Telefonu elime alıp kapattım ve giymiş olduğum pijamalarım ile rahatlayarak yatağın içine girdim. 

Uyumak için kapattığım gözlerimden ılık bir damla düştü ve bugün olan her şey tekrar gözlerimin önünde canlandı.

Minho'nun,  Jeongin'e olan gülümsemesi... Onun için heyecanlanması... Ve ondan hoşlandığını söylemesi... 

Her ne kadar kendimi tutmak istesem bile sonuçta o benim kaç yıldır yanımda olmasını istediğim ve aşık olduğum kişiydi. 

Ama yine de bu kadar acıtmamalıydı. Acaba kitapta sevdiği kişi aşkına karşılık vermeyince onunda canı bu kadar yanmış mıydı?. Umarım yanmamıştır. Çünkü yanmasını istemezdim.

Şu anda canımın acısını sadece o geçirebilirdi. Ne kadar trajikomik değil mi?. Canımı yakan kişiden bunu dindirmesini istemek.

---------------

Daldığım uykumdan odama vuran ışık ve kısık ses ile bana seslenilmesiyle uyandım. 

" Jisung."








Bu bölüm çok kısa olduğu için diğerini de yazmayı bitirdiğim zaman yayınlayacağım 🧘








Dream Of The Book | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin