Dream Of The Book | Minsung

13

Herkese iyi akşamlar !! Nasılsınız ? Ben iyiyim sanırım ve bu bölümde bazı şeyler açığa çıkacak gibi gibi bu yüzden tepkinizi merakla bekliyorum :))))

Ve hepinize iyi okumalarrr !!!

- Yazar'dan -

Konuşan iki çocuk da şok içinde kapıya dönmüşlerdi. Zaten tek şok olan ikisi değildi. Kapıdaki çocuk da hiç olmadığı kadar şaşkın hissediyordu. 

Jisung kendisini açıklamak için tam ağzını açmıştı ki. Hyunjin geriye dönüp sınıftan çıkmıştı. Ama bu çok uzun sürmedi. Hiçbir şey olmamış gibi tekrar sınıfa girdi. 

" Rüya değil mi bu ? Niye hala az önceki gibi duruyorsunuz ?" 

Diğer ikili onun ne yaptığını çözmeye çalışırken Hyunjin üzerindeki şaşkınlığı bir umut atabilmek için sınıftan çıkıp koşmaya başladı. 

Seungmin olduğu yerde kalırken, Jisung arkadaşının neden bu şekilde davrandığını anlamak hem de kendisini açıklayabilmek için koşarak onun peşinden gitti.

Lavabodan geri gelen Felix ve Minho ise olayı anlayabilmek için Seungmin'e bakmışlardı.  Seungmin ise olaylara açıklık getirebilmek için konuştu. 

" Hyunjin, Jeongin'in ondan hoşlandığını duydu."  

Minho ise karasızlık ile konuştu. " Ne!? Jisung neden söyledi ki?" 

Seungin ilk önce kafasını hayır anlamında salladı. " Hayır Jisung ona söylemedi, bana söylerken Hyunjin içeriye girdi onun bir suçu yok." 

--------------

Jisung olayları açıklayabilmek için arkasından gittiği arkadaşına sonunda yetişebilmiş ve onu durdurmak için kolundan tutmuştu. 

" Hyunjin koşarak nereye gidiyorsun dinle beni." 

" Bir yere gitmiyorum sadece hava almak istedim. Sonuçta her gün en yakın arkadaşımın benden hoşlandığını duymuyorum." dedi ve hafif bir kahkaha attı. 

Jisung ona tuhafça baktıktan sonra tuttuğu kolu ile onu düzgünce konuşabilecekleri bir yere götürdü. İkisi de oldukça sessizdi. 

Jisung sonunda rahatça konuşabileceklerinden emin olduğu bir yere gelince Hyunjin'in kolunu bıraktı ve yere oturdu. Hyunjin'de biraz durduktan sonra yere uzanmış ve kafasını Jisung'un bacaklarının üzerine koymuştu. Aralarındaki sessizliği bozmadan bir süre daha öyle durmaya devam ettiler. 

" Sen o konuda ciddi miydin Jisung ?" 

" Evet, Jeongin Minho'ya o şekilde cevap vermiş. Bunu sana söylemek istemiyordum çünkü bunu bizden duymak yerine kendisinden duyman daha iyi olurdu ama sende tam zamanında sınıfa girdin." dedikten sonra Hyunjin olduğu yerde kafasını salladı ve tekrar sessizliğe gömüldü. Jisung, Hyunjin kendini hazır hissedince konuşacağını bildiği için sesini çıkarmıyordu.

" Aslında nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyorum biliyor musun ?. Yani nasıl desem sanki bu şekilde olacağını hissediyormuşum gibi. Çünkü biliyorsun ikimizin arasında farklı bir bağ vardı, seninle olduğum gibi onunla rahat rahat dalga geçemezdim ya da en yakın arkadaşların davrandığı gibi değildik. Belki ben ona en yakın arkadaşım diyerek bir sınır çektim o bana hiç arkadaş olarak yaklaşmadı belki de..." dedi ve tekrar sessiz kaldı. 

Jisung ise onun nasıl hissettiğini anlayabiliyordu. Biraz da olsa Hyunjin'i rahatlatmak için ellerini onun saçlarında dolaştırdı. " Bilmiyorum belki hayal kırıklığına uğradın ilk duyduğunda ama kendin de söylüyorsun aslında en yakın arkadaş diyerek aranıza bir sınır çektiğini. Nasıl desem aranızdaki üçüncü bir göz olarak  söyleyebilirim ki birlikte olduğumuzda bunu bende fark ediyordum. Yani ona benden daha farklı davrandığını... Aynı şekilde Jeongin'in sana karşı olan bakışlarını. Onu bu  konu üzerinden suçlayamayız çünkü aşk o kadar basit değil.  Kime aşık olacağımız ya da bu duyguları isteyerek birisine duyabileceğimiz gibi. Mesela ben. Minho bana her ne kadar acı çektirmiş olsa bile ona karşı olan aşkımı inkar edemem çünkü bana acı çektirmiş olsa bile o güldüğü zaman ya da bana ' iyi ki varsın Jisung' dediği zaman beni hiç olmadığım kadar mutlu edebiliyor. Jeongin'de eminim ki senden uzaklaşmak istemediği için bunu sana söylememiştir."