Merhaba Merhaba Merhaba !
Bugün bölümü erken atıyorummmm. Umarım iyisinizdir!
Bu arada medya ile aşk yaşıyorum. Kaç bölümdür koyucam hep unutuyorum kslaka bu bölüme nasipmiş.
Neyse çok konuştum. İyi okumlar!!!- Jisung'dan -
Annemin o tuhaf davranışlarından kurtulmak için kolundan çekerek Minho'yu odama sokmuş ama ne yapacağımı bilmediğim için bir süre odanın ortasında boş boş durmuştum. En sonunda bir tepki vermiş ve Minho'ya oturması için yatağımın karşısındaki koltuğu göstermiştim.
" Sen şöyle geç otur istersen bende üzerimi değiştireyim."
Minho kafasını sallayarak oraya gitti ve diğer yandan da çantasını çıkarıyordu. Bende dolabıma yönelip içinden rahat edebileceğim bir şeyler çıkarıyordum. Aslında Minho'ya da bir şeyler versem iyi olurdu. Bütün akşam boyunca rahatsız okul kıyafetlerinin içinde durması biraz zor olabilirdi.
Bana biraz büyük olan eşofman takımımı çıkarıp ona uzattım. " Bütün akşam o rahatsız kıyafetlerin içinde durmak istemezsin." dedim ve gülümsedim.
Şaşkınca baktı ve gülümsedi. " Teşekkürler."
Kafamı önemli değil dercesine salladım ve üzerimi değiştirmek için lavaboya yöneldim.
---------------
Annemin Minho'ya tuhaf davranışları arasında akşam yemeğimizi yemiş ve hızlıca yukarı çıkmıştık. Annemin neden Minho'ya böyle davrandığına bir türlü anlam verememiştim. Çünkü hiçbir arkadaşıma bu kadar ilgi ile yaklaşmamıştı.
Tamam Hyunjin ile zaten doğduğumuzdan beri birlikteydik ama Felix ve Seungmin ile sonradan tanışmıştı ve onlara kesinlikle böyle davrandığını hatırlamıyorum.
Gerçi Minho'da bu ilgiden pek rahatsız olmuş gibi değildi ama yine de tuhaftı işte.
" Film izlemek ya da konuşmak ister misin ? Ya da sessizce oturabiliriz." yatağıma kendimi atarken konuştum.
Minho ona hazırladığım yatakta uzanırken sorduğum soruya bir süre daha sessiz kaldı.
" Film izlersek odaklanamayabilirim sanırım. Bu yüzden konuşabiliriz. "
" Peki sen bilirsin. Ne konuşmak istersin ?"
" Buraya nasıl geldiğim hakkında bir fikrin var mı ? "
Sorduğu soru yüzünden bir süre tavana bakarak düşündüm. Aslında bir fikrim vardı ama bunu ona yanlış anlaşılmadan nasıl anlatabileceğim konusunda pek emin değildim.
" Hmm bilmiyorum ki."
" Üstelik direk senin odanda var olmam. Bence bunun bir açıklaması olmalı ama düşündükçe daha da çıkmaza giriyormuşum gibi."
" Aslında kitapta hayran olduğum bir karakterdin. Belki bu hayranlık sonucu olmuş olabilir.."
Minho olduğu yerde gülümseyerek bana döndü. " Sadece hayranlık sonucu buraya gelmiş olmam çok da basit olmaz mı sence de ? "
Söylediği şey sinirlenmiştim. " Yıllardır hayran olmam bence çok da basit değil. Hem sana aşık olmamı mı bekliyordun ? "
Söylediğim şey karşısında bakışları değişmişti. Sanki onu kırmış gibiydim bu yüzden istemeden kendimi suçlu hissetmiştim.
" Öyle demek istemedim.. Yani nasıl desem sadece bana hayran olduğun için mi burada var olmamı istedin ?"
Tanrı aşkına bu çocuğun amacı neydi ?. İlla ona delicesine aşık olduğumu mu söylemem gerekiyordu ?. Kendisi bunu anlayamıyor muydu ?.
Gözlerimi kapattım ve sakinleşmeye çalıştım. Ona aşık olduğumu daha ne kadar belli edebilirdim ?.
" Minho.. Sana olan hayranlığım pek de hafif değildi. Kitaptaki düşüncelerin ve davranışların beni o kadar çok etkilemişti ki. Tabi bu da kendimi yeni yeni keşfettiğim ve benliğimi bulduğum yıllarda o kitabı okumuş olmamdan kaynaklanabilir ama gerçekten delicesine bu dünyada öyle birisinin var olmasını istemiştim. Çünkü bana göre harika bir insandın ve tanrı dualarımı kabul etmiş oldu ki sen sürpriz bir şekilde burada var oldun. "
Sanki çok basit ve oldukça normalmiş gibi açıkladım. Minho olduğu yerde dediklerimi düşündü ve kafasını sallayarak onayladı. " Neden bana bu kadar hayran olmuştun ki ? Kitapta çok da göz önünde olan birisiymiş gibi değildim."
Derin bir nefes verdim ve onun yan profiline bakarken tekrar konuştum. " Bebeğim daha önce söylediğim gibi bana göre harika bir karakterin vardı. Başroldeki adam seni sadece arkadaşı olarak görürken ve sana hoşlandığı kadını anlatırken senin ondan hoşlandığını söylemen ve idam ettirilecek olmana rağmen hala söylediklerini arkasında durman.. Bana göre çok kahramanca bir hareketti işte."
Minho kitapta idam ettirilecek olduğunu tekrar hatırlamış ve bir titreme bırakmıştı. " Ah! Neyse ki sadece kitapta ölüyorum."
Söylediği şey üzerine bir kahkaha attım. " Kitapta bundan pek de korkmuyordun aslında."
Minho dediğim şey üzerine bana ters bir bakış attı. " Evet evet. Ama şimdiki karakterim sanırım oradaki halime pek de benzemiyor. "
Az önceki enerjikliğimin aksine bir anda uyku bastırmıştı. Esnediğim için elimle ağzımı kapattım. "Hayır bence hala aynı kişisisin."
Dolaylı yoldan hala ona köpek gibi hayran olduğumu mu söylemiştim ben az önce ? Sanırım gerçekten artık uyumam gerekiyordu. Yoksa ağzımdan daha bir çok şey kaçırabilirdim bu gidişle.
Minho söylediğim şey karşısında tatlı bir kahkaha attı. " Teşekkür ederim. "
" Şey artık uyusak olur mu ? Uykum çok aniden bastırdı." dedim ve ona sırtımı döndüm.
Minho hala gülümsediği belli olan sesiyle konuştu. " Tamam iyi geceler, tatlı rüyalar Jisung."
----------------
- Yazardan -
Jisung yaşadığı utanç ve zaten dün akşam da uyuyamamış olmasının getirisiyle anında uyuyakalırken aynı şey Minho için geçerli değildi.
Her ne kadar dün akşam o da uyuyamamış olsa da sınıfta Jisung onun saçı ile oynarken daha önce hiç hissetmediği bir huzur ile uyumuştu. Sanki Jisung'un yumuşak hareketleri ile birlikte aklında olan tüm negatif düşünceler saçlarının arasında geçen parmaklar ile birlikte gitmişti.
Minho gözlerini zorla kapatarak olduğu yerde dönerek uyumaya çalıştı ama bu mümkün değil gibiydi bu yüzden gözlerini sonunda açtı ve karşısındaki manzara ile olduğu yerde kıpırdamadan kaldı.
Minho ilk defa bir insanın uyurken bu kadar güzel göründüğüne şahit oluyordu. Yüzünü yastığa gömmüş olduğu için minik dudakları birazcık öne çıkmış ve zaten şirin değilmiş gibi daha da şirin görünmesine neden olmuştu. Genç adam istemeden yüzüne bir gülümseme yayılmıştı ve bu görüntü karşısında kendini istemeden huzurlu hissediyordu.
Minho uzandığı yerden kalktı ve kendini biraz daha Jisung'a yaklaştırdı. Şimdi oturduğu yerden onun sıcak nefesini hissedebiliyordu. Kendine hakim olamayarak elini yumuşacık görünen saçlara uzattı ve onu rahatsız etmeyecek şekilde dokundu. Minho yanılmadığını anladı. Jisung'un saçları gerçekten göründüğünden daha yumuşaktı.
Minho olduğu yerde huzurla gülümserken kendini yine bir düşünce bataklığının içinde buldu. Neden Jisung'un yanında kendini bu kadar rahat hissediyordu ? Neden onun her dokunuşunda içinde tarif edilemez bir huzur var oluyordu ? Ya da Jisung'un her sesini duyduğunda neden ömrünün sonuna kadar sadece o sesi dinlemek istiyordu ?
Ve Minho en son şunu düşündü ; Belki de Jeongin'e hissettikleri bir kandırmacadan ibaretti ve bunu yanlış yorumlamıştı ?
Daha fazla düşünmek istemediği için Jisung'a biraz daha yaklaşarak kokusunu içine çekti ve bütün düşüncelerinden arınarak tekrar yatağına girdi.
Minho sapık mısın la ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Of The Book | Minsung
FanfictionJisung sadece hayalindeki karakterin gerçek olmasını istedi. - Minsung - bxb Başlangıç : ~ 2020.12.25 ~ Bitiş : ~ 2021.02.01 ~