24

2.7K 397 362
                                    

Sonundaa ! Bitirebildim bu bölümü  ghostine-  sağ olsun. 

Hepinize iyi okumalar canlarım ! 

- Jisung'dan -

Minho'ya cevap vermek yerine yavaşça yüzüne eğilmiş ve dudaklarımı dudaklarına bastırmıştım.

Sonuçta bu da cevap yerine geçerdi değil mi ?.

Minho ne yapmak istediğimi anlamış olmalı ki dudaklarımın üstündeki dudakları gülümsediği için gerilmişti.

" Ay yeter artık öpüşen insan görmek istemiyorum ben !"

Seungmin'in bağırması ile dudaklarımızı ayırıp ona döndüm.

" Asıl sana yeter be bırakta azcık sevgilim ile yiyişeyim. "

Ben Seungmin'e gözlerimi ayırmadan bakarken Minho usulca bana yaklaşıp kulağıma fısıldadı.

" Sevgilim mi ? "

" Amcamın oğlu mu deseydim Minho sen benim sevgilim değil misin ? "

Minho bunu demem üzerine çenemden beni tutup kendine çekmiş ve hırçınca dudaklarıma yapışmıştı.

Biz öpüşmeye devam ederken dudaklarını ayırıp dudaklarımın üstüne fısıldadı.

" Sinirliyken çok çekici oluyorsun farkında mısın ? "

Söylediği şey ile zaten kırmızı değilmiş gibi daha da kızarmıştım ve yüzümde istemeden salak bir gülümseme yer edinmişti.

Minho son bir kez daha küçük bir öpücük kondurup ayrıldı. Ben ona utangaçca bakarken yavaşça önüme döndüm.

" Chan öp beni. "

" Ne !? "

" Öpsene beni ne duruyorsun ?! Vazgeçmeme çok az kaldı bak son 3 sani-"

Chan üzerindeki şaşkınlığı atarak Seungmin'in saymasını beklemeden öpmeye başlamıştı.

Bu neydi şimdi böyle ?

" Gel Jisung biz gidelim."

Minho ise onlara bakmadan elimden tutarak beni oturduğum yerden kaldırdı. " Gel biz başka yere gidelim onlar da rahat rahat öpüşsünler. "

" Tamam ama nereye gidiyoruz ?" 

Minho yürümeye devam ederken kafasını bana çevirdi. " Orda rahat mıydık sence ?" 

Aslında haklıydı. Bu yüzden kafamı eğerek sessizce onu onayladım. O da bir şey söylememişti üstüne. 

Şimdi ise o elimi tutarken sessizce geldiğimiz parkta yürüyorduk. İçeride olmaktansa böylesi daha iyiydi. Gördüğüm çocuk parkı ile Minho'yu oraya çekiştirdim. 

" Gel biraz salıncaklara oturalım." 

Minho onu çekiştirmeme gülerek onayladı. " Tamam tamam oturalım. " 

Salıncakların yanına gelince ellerimizi ayırmıştık. Salıncağa oturdum ve hafifçe kendimi salladım. Minho ise ayakta durmuş gülerek bana bakıyordu. 

" Ne oldu neden bana öyle bakıyorsun ? Hiç sallanan insan görmedin ? "

" Gördüm ama senin kadar tatlısını görmedim o yüzden bakıyorum. " 

- Yazardan -

Minho'nun dediği şey yüzünden  Jisung'un yanakları kızarmıştı ama neyse ki etrafları çok fazla aydınlık değildi bu yüzden Minho bu kırmızılığı net olarak göremiyordu. Jisung karanlıkta oldukları için Tanrıya şükürlerini iletirken Minho daha fazla ayakta durmamış Jisung'un yanındaki salıncağa oturmuş ve Jisung gibi kendini hafifçe sallamaya başlamıştı. 

İkisi de hafifçe sallanırken düşüncelere dalmışlardı. Jisung her şeyin bu kadar güzel gitmesinden çok mutluyken, Minho ise Jisung kendinden nasıl bu kadar etkilendi diye düşünüyordu. 

" Kitaptaki benim neyimden bu kadar etkilendin ?"  diye sordu Minho. 

Bir anda gelen ses ile gökyüzünü seyreden Jisung çok düşünceli olduğu için  korkmuş ve şaşkınlık ile Minho'ya dönmüştü. 

" Özür dilerim seni korkutmak istemedim. " 

" Sadece fazla dalgındım. Ne sormuştun ?" 

" Kitaptaki karakterimin neyinden bu kadar etkilendin demiştim ?" 

"Minho şu an uke tribine mi girdin sen bakayım ? "

" Jisung uke ne demek ? " 

Jisung şaşkınlık ile salıncağı durdurup Minho'ya dönmüştü.  " Ne demek olduğunu bilmiyor musun ?" 

" Biliyorum tabi ki sadece tepkini merak etmiştim ama hayır uke değilim. " 

" Bunun kavgasını yapacak mıyız gerçekten ? " dedikten sonra Jisung sessizce devam etti. ' Benim seme olduğum bu kadar belliyken hem de. '

Minho ise gözlerini devirerek konuştu. " O dediğini duydum Jisung ama sen soruma cevap ver. " 

" Bunu aslında sana daha önce de söylemiştim ama yine de söyleyebilirim. Kitaptaki o kendine güvenmiş olan tavırların ve aşkın için bu kadar gözü kara olman beni çok etkilemişti. Özellikle aşık olduğun karakter sevdiği kadın hakkında seninle konuşurken onun söylediklerini hiçe sayıp kendi duygularından bahsettiğin sahne. Sanırım o sahneyi ilk okuduğumda senden hoşlanmaya başladım.  " 

Jisung bunları söyledikten sonra sessiz kaldı ve Minho'ya baktı. Minho ise anladım dercesine kafasını sallıyordu ve düşünceli düşünceli yere bakıyordu. 

" Peki sen? Sen benden ne zaman hoşlandın ? " 

Minho, Jisung'un bu soruyu soracağını tahmin etmişti. Bu yüzden hazırlıklı olarak soruya cevap verdi. 

" Sen bana öyle bağırınca odaya gidip yaptığım bütün hareketleri baştan sona gözden geçirdim. Uzun zaman odaya gelmediğin için düşünmek için bolca zamanım oldu zaten.  Aslında buraya geldiğimden beri sana karşı olan hislerim diğerlerinden daha farklı. Hani sana ' çok iyi bir arkadaşsın ' deyip sarıldığım zaman var ya hani. Özellikle o zamanlar sana sarıldığımda içimde oluşan his, hissettiğim mutluluk. Aslında sarıldığımda seni hiç bırakmak istemiyordum ama bunları arkadaşça hislere yormuştum. " Minho durdu ve derin bir nefes aldı. 

" Bu hareketlerin yüzünden çok fazla acı çekmiştim ama geçmiş zaman önemli değil şu an yaşadığımız olduğumuz duruma bakmalıyız. " 

" Biliyorum Jisung bunun için gerçekten çok özür dilerim ama anlamlandıramadığım bir his daha vardı içimde buraya geldiğimden beri seni tanıyor gibiydim seni her gördüğümde ya da sen her konuştuğunda içimde hep tanıdıklık hissi oluşuyordu ama bu neden oluyor bilmiyorum. " 

" Ruh ikizi olan insanlar birbirlerini ilk gördüklerinde birbirlerini tanıdıklarını hissedermiş çünkü ruhlar zaten birbirlerini tanıyor olurmuş. Bu senin karakteri olduğun kitapta yazan son cümle Minho. " 


Yine piçlik yaptım mutluyum :) 

Yorum ve vote atmayı unutmayın !!

Dream Of The Book | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin