Dudaklarımdan engel olamadığım bir kahkaha kaçtığında başını boynumdan çekip şokla suratıma baktı. Dayanamayıp gülmeye devam ediyordum."Acısız ölüm ha?" dedim elimin tersiyle gözümden akan bir damla yaşı silerken. "Ne kadar da iyi birisin sen böyle. Kanatların olmadığını görmesem melek olduğunu falan düşüneceğim."
Çatık kaşları arasından bana boş bir bakış attı. "Acı çektirmemi mi tercih ederdin?"
"Hastasın sen."
Başını hafifçe yana eğdi. "Ben de senin hakkında aynısını düşünüyordum."
Tam ağzıma geleni saymak üzereydim ki telefonunun çalmasıyla ikimizin de dikkati dağıldı. Cebinden çıkardığı telefonu bakmadan cevaplayıp kulağına götürdüğünde gözleri bendeydi.
"Konuş."
Tanrı aşkına, telefonu böyle açmak da neydi? Bir süre karşı tarafı dinledi ve çehresinin gerilişini izledim.
"Nerede?" dedi ve birkaç saniye sonra karşıdaki kişiyi onaylayıp telefonu kapattı. Gergin yüz hatları bir süre yüzümü süzdü, aklına bir şey gelmiş gibi kaşları daha da çatıldı ve bakışları donuklaştı.
"Kendine yeni bir isim bul." dedi şaşırmama neden olarak.
Dişlerimi sıkmıştım. "Neden?"
"Eflal Karadan öldü."
"Adım Eflal Karadan değil." dedim dişlerimin arasından. "Eflal Cansız."
"Haberde öyle demediler."
Bunu açıklamaktan nefret ediyordum.
"Karadan üvey babam olacak şerefsizin soyadı. Ben doğduktan kısa süre sonra beni nüfusuna almış. Asıl adım Eflal Cansız."
"Ya." dedi umursamadığını belli eden bir sesle. "Ne kadar da iç açıcı bir isim - soy isim kombinasyonu."
Sinirlerim mümkünmüş gibi daha da tepeme çıkarken kısık gözlerimin arasından ona kötü kötü baktım.
"İyi." dedi umursamadan omuz silktiğinde. "İsimsiz kal."
"Benim ismim Eflal!" diye bağırdığımda yanımdan geçti gitti ve üst kata yöneldi.
"Eflal öldü." dedi gözden kaybolurken. Yumruklarımı iki yanımda sıkarken derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım.
Az sonra Hazer ile Aras birlikte aşağıya indiklerinde yüzlerine bakmamayı tercih etmiştim.
Aras önüme gelip durduğunda istemeden gözlerimi gözleriyle buluşturmak zorunda kaldım.
Cebinden telefonunu çıkardığında elleri titriyordu. Bu şaşırmama neden olsa da yorum yapmadım. Gergin bir nefes verip bir numara tuşladı ve telefonu kulağına koydu. Gözleri gözlerimdeydi.
"Meleğim." dediğinde kaşlarım çatılmıştı. "Dur kapatma dinle beni!"
Bir süre karşıyı dinledi. Karşıdaki kadın her ne diyorsa hiddeti bana kadar ulaşmıştı. Sinirli bağırışlarını kafamın içinde hissettim.
"Ne var kızım dövdü- ya Melis! O piçin adını ağzına almayacaksın bak."
Birkaç saniye durdu ve şaşkınlıkla ekrana baktı. "Yüzüme kapattı."Hazer sinirle ofladığında cebinden telefonunu çıkardı ve bu sefer şansını o denedi.
"Melis, inanmayacaksın ama abin eve kız attı. Resmen evimizde bir kadın var." dedi sakince. Karşıdan her ne cevap geldiyse bu Hazer'in yüzünü buruşturmasına neden olmuştu. "Benim ne zaman yalan söylediğimi gördün kızım? Evde kadın var diyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dizleri Kanayan Kız
Teen Fiction"Şimdiden pes ediyorsun. Yalvarmanı sağlayabilirim." "Lütfen git." dedim cılız sesimle. Cevabı kendisini bana bastırmak olmuştu. "Bedenin böyle söylemiyor." "Hazer yalvarırım." dedim. "Sarhoşsun. Yalvarırım bırak beni." Hazer başını iki yana...