Bu bölümü Instagram'dan bana gününün çok kötü geçtiğini söyleyen arkadaşa adıyorum. Bunun onu mutlu edeceğini düşündüğümden değil, Eflal'in burukluğunu anımsattığını düşündüğüm için. İsmini söylememe gerek yok, okuyorsan eğer bil ki hayat çoğu zaman acımasız olacaktır güzel kızım. Savaşmaya devam et.
Barın'ın beni bıraktığı yerden ayrıldığım için kendime sövdüm. İki ölümcül bakış üzerimdeydi ve hararetli konuşmalarını bölmüştüm.
"Buraya nasıl geldim ben ya?" dedim bir anda. "En son baygındım. Hatırlayamadım."
Ben bir aptaldım.
Cenk Varol başını hafifçe yana yatırdı ve ürkünç bir şekilde gülümsedi. "Eflal, en son baygındın. Buraya nasıl geldin?"
Benimle dalga geçiyordu ve beden dilinden konuşmasına kadar her şeyi bunu ortaya koyuyordu. Bu salaklığa bir kere kalkışmıştım. Geri dönemezdim. "Ben gideyim yatayım en iyisi. Kafam çok bulanmış. Size iyi konuşmalar." Arkamı dönüyordum ki Cenk Varol'un tehditkar konuşması beni durdurdu.
"Komik kızsın Eflal. Bir adım daha at ve sende espri yapacak ağız bırakmam." Sözünü bitirir bitirmez üstüme yürümeye başlamıştı ve bir anda dibimde bitti. Ne yapacağımı bilemeyerek hızla eğildim ve yerdeki şemsiyeyi bütün gücümle savurdum. Başına yandan o kadar sert vurmuştum ki Cenk sendeledi. Adımları sarsıldı ve kulağından kan aktığını gördüm.
"Ah, siktir ya." dedim. "Ağzım espri yapmayı çok istiyor galiba. Şuna baksana az önce resmen beynini çalkaladım." Ardından şemsiyeyi yere atıp koşmaya başladım.
Barın hiçbir tepki vermemişti ve olanları şaşkınlıkla izlemişti. Cenk bana doğru yürüdüğünde onun da hareketlendiğini görsem de Cenk'i indirdiğimde adımları durmuştu. Sinir damarlarımda sertçe akıyordu ve onu şu anda kontrol edemiyordum. Ağzından çıkanlar hoşuma gitmemişti.
Cenk'in toparlandığını ve peşimden geldiğini gördüm. Antre üzerindeki içi bozuk para dolu cam vazoyu elime aldığım gibi ona fırlatmıştım. Ne olduğunu anlayamadı ve suratına gelmesinden son anda kendisine siper ettiği yumruğu sayesinde kurtuldu. Vazo parçalandı ve madeni paralar her yere yayıldı. Beni bu sefer gerçekten öldürecekti.
Koridor boyunca koşmaya devam ettim. Arkamda olduğunu biliyordum. Kenarda duran sandalyeyi tekmeleyerek ona doğru savurduğumda onu biraz olsun yavaşlatacağını umdum ve kapıya asıldım. Lanet olsun ki kilitliydi. Mutfaktaki yardımcı kadın elinde et doğrama bıçağı ile kenardan çıkageldiğinde hemen eline sarıldım. Yemek yapıyor olmalıydı ve çıkan seslere bakmak için gelmişti. Böyle bir şey beklemediği belliydi.
Bıçağı elinden kaptığımda kadın bir çığlık attı ve koşa koşa mutfağa geri döndü. Onu korkutmuş olmalıydım. Bu bıçak, kendimi ondan korumak için tek şansımdı.
Barın'ın koridorun başında belirdiğini gördüm. Bize uzaktı ve Cenk Varol üzerime geliyordu. Hiç beklemeden bıçağı savurdum. Geriye doğru kaçarak kurtulmuştu. Kulağından kan geliyordu ve elinde de o kırmızı sıvının sızdığı çizikler vardı.
Cenk bir kahkaha patlattı. "Bu yüzünü daha önce neden göstermedin ki? Bu kadar eğlenceli olduğunu bilseydim senden bu kadar rahatsız olmazdım."
Cenk Varol inkar edilemez derecede ciddi bir sosyopattı.
Bıçağı aramızda bir set gibi tutuyordum ve çabuk düşünmem gerekiyordu. Onun birazdan bu bıçağı benden alabileceğini biliyordum. Gözlerim belinde gezindiğinde silahı olmadığını gördüm. Beynimin hala yerinde olması bu sayedeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dizleri Kanayan Kız
Novela Juvenil"Şimdiden pes ediyorsun. Yalvarmanı sağlayabilirim." "Lütfen git." dedim cılız sesimle. Cevabı kendisini bana bastırmak olmuştu. "Bedenin böyle söylemiyor." "Hazer yalvarırım." dedim. "Sarhoşsun. Yalvarırım bırak beni." Hazer başını iki yana...