B'itiş

4.6K 205 81
                                    

18 Aralık 2018                                                                                                                                                                            BARIN KANDAR 

Bir gün. Hayatının en uzun gününü yaşamıştı Barın Kandar. Bitmek bilmeyen, cehennemin en dibinden fırlama saatler geçirmişti. 

Ebeveynlerini kanlar içinde gördükten sonra topluluğu aramıştı. Daha doğrusu topluluğun başlarından birisini. 

Yönetici.

Topluluğun liderliği Dolunay ailesindeydi. Kural koyucu ve düzen sağlayıcı Kandar ailesiydi. Yöneticilik ise bir aile soyuna devredilemezdi. Bu konumu elde edebilecek tek bir insan vardı ve hak etmesi gerekiyordu. Bu yetki son yirmi yıldır emekli, rütbeli bir askerdeydi.

Barın Kandar topluluğun adamlarının gelip olay yerini incelemesini izlemişti. Bu tarz olaylar bu hayatın içerisinde normaldi. Toplumun her kolunda kendi adamları vardı. Polisler, doktorlar, askerler, politikacılar ve nicesi. 

Tanıdık cesetlerin birçok gereksiz işlemden sonra siyah torbalarda götürülüşüne ifadesiz bir şekilde bakmıştı. 

Gereksiz diyordu çünkü hiçbir iz yoktu. Bunu her kim yaptıysa çok iyi gizlenmişti. Topluluktan kaçabilirlerdi ama kendisinden kaçamayacaklardı.

Yirmi dört saattir uyumamıştı. Yönetici onunla uzunca bir konuşma yapmış, topluluktan bir aileyi kim katlettiyse bunun bedelini çok ağır ödeyeceğinin sözünü vermişti. 

Barın'ın aklında ise kafasını kurcalayan bir şey vardı. Dolunay ailesi neredeydi? Hazer'in babası neredeydi? Topluluğun başı olarak bu olayla ilgilenmesi gereken birincil kişiydi.

Yirmi dört saattir bir kanıt bulunmasını bekliyordu ancak hiçbir şey yoktu. 

Çıldırmak üzereyken telefonuna bir mesaj geldi. Bilinmeyen bir numaradandı. Bir konum daha vardı. Numarayı aramayı denedi ama mesajı atan her kimse telefonu kapatmıştı. Hızla ayaklandı ve düşünmeden arabasına atladı. Arabayı çalıştırmadan önce mesajı yöneticiye iletmişti. Adam mesajı saniyesinde görmüş, Barın'a beklemesini büyük harflerle dile getirmişti.

Barın telefonu yan koltuğa attığında hızla yola koyuldu. Yol boyunca telefonu defalarca çaldı. Yöneticinin aradığını biliyordu ama açmaya yeltenmedi. Onu dinlemeyeceğini biliyordu. Selen kayıptı. Güzeller güzeli kardeşi kayıptı. 

Konuma vardığında farklı bir depoya ulaşmıştı. Düşünmeden kapıdan içeri girdi ve kardeşini bulmayı bekledi. Barın Kandar korku hissetmeyi uzun zaman önce bırakmıştı ama şimdi, tam burada kalbi deli gibi çarpıyordu. Göreceklerine dayanamayacağını düşünüyordu. 

Beklediği gibi olmadı. Selen burada değildi. Onun yerinde zeminde bir arma buldu. Tanıdık armaya kaşlarını çatarak baktı. 

Garez. 

Bu bir grup eşkiyanın armasıydı. Bu örgütleşmiş eşkiyaların kendi ailesiyle ne işi olabileceğini düşündü. Hiçbir bağlantı bulamıyordu. Kaşlarını çattı.

Telefonu titrediğinde hızla cebinden çıkardı. Aynı numaradan gelen başka bir mesaj. Bu kez bir resimdi. İndire bastı ama resmi gördükten sonra basmamayı diledi.

Selen. Üzerinde hiçbir kıyafet yoktu. 

Mesaj sekmesini hızla kapatırken numarayı tekrar aradı ama sonuçsuz kaldı. Telefonunu kıracak şekilde sıkarken bu insanlara yapacağı şeyleri düşünüyordu. 

Dizleri Kanayan KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin