Gözlerimi araladığımda ne olduğunu anlamam için birkaç saniye duraksamam gerekmişti. Ne ara bu yatağa yatırılmıştım bilmiyordum. Bilincimi yitirdikten sonra hiçbir şey hissetmemiş, duymamış ve görmemiştim. Bir anı, bir rüya veya herhangi bir şey. Saf karanlık.
Bu hissin bu kadar huzur vereceğini tahmin edemezdim. Karşımda durup beni izleyen üç adamı gördüğümde az önce bulunduğum karanlığa geri çekilmek istediğime emindim.
Barın hemen yanımda bir sandalyede oturuyordu. Aras ise yatağın ayakucuna oturmuştu. Hazer ayakta kalmayı tercih etmiş, benden en uzakta duran oydu. Arkasındaki duvara yaslanmış, kollarını çaprazlamış öylece bana bakıyordu.
Etrafıma şöylece bir baktığımda Hazer'in yatağında olmadığımı anladım. Burası misafir odasıydı.
Üç adam da konuşmayıp öylece beni izlediğinde panik olmaktan kendimi alamadım. Kendimi bu kadar rahatsız olmuş bir durumda bulmayı beklemiyordum.
"Neden boynuzlarım çıkmış gibi bakıyorsunuz?" dedim çekingen bir sesle.
Kısa bir süre derin bir sessizlik oldu ve kimse konuşmadı.
"Nasıl hissediyorsun?" Sessizliğini bozan Barın olmuştu.
"İyiyim." dedim dürüstçe. Kendimi gerçekten iyi hissediyordum. Güzel bir uyku çekmiş gibi. "Seninle yalnız konuşabilir miyim?"
Cümlem biter bitmez yaslandığı yerden öfkeyle doğruldu Hazer. Bana doğru geliyordu ki Aras da hızla ayaklanarak önünü kesti. Hazer'in bu fevri hareketi karşısında Barın da oturduğu sandalyeden hızla kalkmıştı.
"Duydun." dedi Aras oldukça öfkeli bir şekilde. "Eflal bunu kendisi talep etti. Bize de odadan çıkmak ve saygı duymak düşer."
Hazer'in bakışları Aras ile benim aramda gidip geldi. Kararmış gözleri birkaç saniyeliğine bana kilitlendikten sonra iki yanındaki yumruklarını sıktı ve hışımla odadan çıktı.
Aras derin bir nefes verdikten sonra Hazer'i takip etti ve çıkarken kapıyı da yavaşça kapattı. Barın ile yalnız kaldığımda derin bir nefes aldım. Hazer'den uzak durmak istiyordum. Benden uzak durmasını istiyordum. Ondan çok korkuyordum.
Barın tehdit uzaklaşınca hemen yanıbaşımdaki sandalyesine geri oturdu.
"Neden buradasın?" diye sordum. "Burada olman senin için tehlikeli değil mi? Bana yaklaşmamanı söylemediler mi?"
Uzun kirpikleri arasından bana baktı. "Sana zarar verdi mi?"
Gözlerimi kırpıştırdım. Hazer'in yaptıklarını düşündüm. Canavara dönüştüğü zaman bana verdiği zararı hatırladım.
Aniden Barın'ın elini yakalayıp sıkıca tuttum. "Lütfen beni onunla bırakma." dedim dehşet içerisinde. "Yalvarırım."
Barın ani tepkimden irkilir gibi olsa da geri çekilmedi. Kaşları aniden çatıldı ve suratıma şaşkınlık içerisinde baktı.
"Ne yaptı?" dedi endişeli bir sesle. Ses tonunu ilk defa böyle duymuştum.
Başımı hızla iki yana salladım. Hatırlamak istemiyordum. Bu konuda konuşmak istemiyordum. Sadece elini sıkıca tutuyordum.
Barın tam ağzını açmıştı ki içeri Aras girdi.
"Hazer iyice huysuzluk çıkarmaya başladı." dedi bıkkın bir sesle. "Sizin yalnız kalmanızı istemiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dizleri Kanayan Kız
Teen Fiction"Şimdiden pes ediyorsun. Yalvarmanı sağlayabilirim." "Lütfen git." dedim cılız sesimle. Cevabı kendisini bana bastırmak olmuştu. "Bedenin böyle söylemiyor." "Hazer yalvarırım." dedim. "Sarhoşsun. Yalvarırım bırak beni." Hazer başını iki yana...