B'aşlangıç

4.1K 191 137
                                    

17 Aralık 2018
BARIN KANDAR 

Telefonundaki mesaja baktı genç adam. Arkadaşından gelmişti. Davetti ama hiç havasında değildi.

"Aras ile bizim barda olacağız bu gece. Gel." diye bir fısıltıyla okudu Barın mesajı. Ardından üstteki saate baktı. Akşam saat dokuzdu. 

Denize çevirdi bakışlarını. Yaklaşık iki saattir bir banka oturmuş, hafif yaz esintisi eşliğinde mavi, güçsüz dalgaları izliyordu. Kafasını dinlemeye ihtiyacı vardı. Antrenmandan her çıktığında en az bir saat burada otururdu. 

Spor kıyafetinin içerisinde gerilmiş kaslarının sıcak suya ihtiyacı vardı. Kum torbası mı daha çok hasar almıştı yoksa kendisi mi emin değildi. Yorucu bir rutini vardı. Öğleden sonraları haftanın dört günü antrenmandayken iki günü poligonda oluyordu. 

Kendini bir şeylere ne kadar adarsa adasın içerisindeki kötü, öfkeli bir his onu hiç bırakmıyordu. 

Boynunu iki yana esnetti ve yavaşça ayağa kalktı. Ellerini spor şortunun ceplerine soktu ve yavaş adımlarla otoparktaki arabasına yürümeye başladı. Mesaja cevap vermemişti. 

Evine varması yarım saat kadar sürdü. Arabayı bugün yavaş kullanmıştı çünkü her zamankinden daha dalgındı. Evine vardığında kimseyi görmeden hızla odasına gitti  ve kendisini banyosuna attı. Çıkardığı spor kıyafetlerini köşedeki çamaşırlığına fırlatırken hızla suyu oldukça sıcak bir ayara almıştı. 

Ellerini iki yandan duşunun mermerine yaslarken sırt kaslarını güzelce esnetti ve rahatlamaya çalıştı. Telefonunun çaldığını duydu ama umursamadı. 

İşi bittiğinde ve havlusuyla odasına geçtiğinde eline aldığı telefonu tekrardan çalmaya başladı. Telefonu açıp hoparlöre aldı ve yatağının üzerine atıp giyinmeye başladı.

"Alo?" Hazer'in sesi aceleciydi. 

"Ne var oğlum sevgilimmiş gibi durmaksızın arıyorsun." dedi sitemkar bir sesle. 

"Sevgilin mi?" dedi Hazer ardından bir kahkaha patlattı. "Aras ve ben hariç seninle konuşan herkese öldürecek gibi bakmazsan belki bir gün sevgilin olur." Ardından kısa bir sessizlik oldu. "Üniversitede kızlar sana isim takmışlar oğlum. Buzdan prens diyorlarmış sana." 

Barın suratını buruşturdu ve bunu Hazer'in de görebilmesini diledi. Üniversitede onu kimin gördüğünü düşündü. Sadece ders için gidiyor ve bittiğinde hızlıca fakülteyi terk ediyordu. 

"Mekana geliyorsun. Biz yoldayız ve gelmezsen sana aşırı darılacağız." diye devam etti Hazer. 

Barın oflarken Hazer telefonu kapatmıştı bile. Etrafına bakındı ve giyecek bir şeyler aradı. Ne giyeceğine karar veremeyerek düz bir kot ve siyah bir tişörtü üzerine geçirmeye karar verdi. Mekan Aras'ındı zaten. Kasmaya gerek yoktu. Parfümünü de sıktıktan sonra telefonunu, arabasının anahtarını ve cüzdanını cebine tıkıp evden çıktı. Evden ayrılırken de kimseyi görmemişti ama buna alışıktı. O aile gezilerine genellikle dahil olmazdı. Ailesi İngiltere'den uzun süre sonra dönmüş olmalarına rağmen de bu devam ediyordu belli ki. 

Muhtemelen akşam yemeğine falan gitmişlerdi. 

Mekana vardığında saat on buçuğu geçmişti bile. 

"Hoş geldiniz Barın Bey." dedi kapıdaki güvenlik. Barın başıyla düz bir selam verip içeri geçti. 

Arkadaşlarını nerede bulacağını biliyordu bu nedenle doğrudan üst kata yöneldi ve özel locaya doğru ilerledi. İçeri girdiğinde herkesin bakışları ona dönmüştü bile. Kaşlarını çattı. 

Dizleri Kanayan KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin