Media: Black Widow pose
Geceyi bir türlü uyuyamamıştım. Cilt bakımı manikür yapmış o bitince de dizi izlemeye başlamıştım. Dizi bitince de kafetariyaya inmiş sonrasındaysa odama geri dönmüştüm. Şimdiyse pencereden güneşin ilk şafaklarını izliyordum. Gündoğumunu hiç izlememiştim. Ama günbatımı izlemeyi seviyordum. Yaz akşamlarında günbatımı olunca oluşan o mükemmel renkler güneşe yeniden aşık olmamı sağlıyordu.
Hava tamamen aydınlanınca banyoya geçip rutin işlerimi hall etdim. Dolabımda olan eşofmanlara baktım. ''SHİELD'' ve ''Avengers'' logo baskıları olan eşofmanlar vardı. Göbeği açıkta kalan oversize ''shield'' baskılı tişörtü aldım. Eşofman altı ve kapuşonlu ceket ise ''avengers'' baskılı olanı aldım. Giyindiğimde çok güzel olmuştu. Saçlarımı taradıktan sonra yukarıdan at kuyruğu yaptım.
Yönetim salonuna giderken yolda antremana ve ya göreve giden ajanlar vardı. Salona girdiğimde May, Coulson, Fury ve Maria vardı. ''Collins oyuna geri döneceğini biliyordum'' dedi Fury ''Hera aksiondan fazla uzak duramıyor'' dedi Coulson gülümserken ''ne diye bilirim ki aksion seviyorum'' dedim. Maria, May ve Coulson görev raporu almak için giderken Fury ve ben kalmıştık. ''Bana uygun görev falan ne önerirsin? Sıkılmaya başladım'' dedim ''şu anda Avengers seviyyesinde bir tehlike yok'' dedi ''ee öylece duracak mıyım burada?'' diye sordum. Biraz düşündü ''ajanlara dövüş eğitimi vermek ister misin?'' diye sordu ''hiç birşey yapmamaktan iyidir'' dedim omuz silkirken ''o zaman antreman salonuna git ve yüzbaşıyla konuşarak aranızda iki takım ayırın ve onları eğitin'' dedi ''tamam ama işte heyecanlı tehlikeli görev falan olursa beni de alın lütfen'' dedim gamzelerimi gösterecek şekilde gülümserken ''tamamdır Collins'' dedi Fury
Ellerimi cebime sokmuş yavaş yavaş antreman salonuna gelmiştim. İçeriye girdiğimde yüzbaşı kesinlikle onlara acımıyordu. Bir kaç dakika kapıda onları izledim. Kızlar yüzbaşıya bayılıp biterken erkekler mutlu görünmüyordu. İçeri geçtim ''ortağa ihtiyacın var mı?'' diye sordum. Adamı sert şekilde yere vurduktan sonra bana döndü ve gülümsedi ''günaydın'' dedi ve ajanlara döndü ''5 dakika mola'' dedi ve yanıma geldi ''sana da günaydın'' dedim ''neden buradasın?'' diye sordu ''sıkılınca bir görev istedim Fury de beni buraya gönderdi bundan sonra ajanları birlikte eğiteceğiz'' dedim. ''Ah tamam o zaman kızları sen eğit erkekleri de ben'' dedi ''ah hayır kızlar senin olsun ben erkekleri alacağım'' dedim kıkırdarken ''iyi de neden?'' diye sordu ''çünkü seni izledim ve erkeklere acımıyordun kızlar da senden memnun gibiydiler. Erkeklerle ben ilgileneceğim'' dedim sırıtarak ''hem ben senden yaşca daha büyüğüm saygılı ol kararıma'' dedim ve ajanlara doğru gitdim ''öyle mi Collins?'' dedi arkamdan gelirken o da. Ama bunu gülerek söylemişti.
Ajanlar bizim geldiğimizi görüp kalkmışlardı ''pekala bugünden itibaren bayan Collins de eğitimlerde size yardımcı olacak'' dedi. Kızların yüzü düşerken erkekler biraz heyecanlanmış gibiydiler ''baylar beni takip edin lütfen'' dedi ''kızları ben eğitirken erkekleri de Hera eğitecek'' dedi yüzbaşı.
Antreman salonunun diğer tarafına gelmiştik. Ajanlar sırayla durmuştular ''pekala önce sizi bir tanıyalım sonrasında da neler yapa bildiğinize bir bakalım. Sorusu olan?'' diye sordum ellerimi belime yerleştirirken ''teşekkürler Ajan Collins bizi yüzbaşından kurtardığınız için'' dedi içlerinden birisi. Hoş şekilde gülümsedim ''kurtarıldınız mı yoksa asıl eziyyetler bundan sonra mı başlayacak ona henüz karar vermeyin isterseniz'' dedim.
İsimlerini öğrenmiştim ''pekala ilk Williams'dan başlayalım o zaman'' dedim sıranın başındakı adama ''ne yapmam gerekiyor?'' diye sordu ''ilk önce yüzbaşı size neler öğretmiş ona bir bakalım yarından itibaren size bilmediğiniz şeyleri öğretirim. Benim mutant olduğumu az çok biliyorsunuz. Antreman sırasında mutant güçlerimi kullanmayacağım. Sadece yüzbaşı gibi dayanıklı ve hızlı olduğumu bilmeniz yeterli. Ve sizden bir ricam olacak: kız olduğumdan ya da bana saygınızdan dolayı yumuşak davranmayın sakın. Benim yerime düşmanınızı düşünün ve öyle haraket edin'' dedim. Hepsi beni onaylamıştı. Karşımdakı bana saldırdı. Çevikti ama haraketleri tahmin edile bilirdi. Yumruk ve tekmelerini engelleye bilmiştim. Yeniden saldırıya geçti. Dirseğini ve kolunu haraket etdirmesini engelledim ve sıradakı hamlesini bekledim ama dikkati dağılmıştı. Bunu kullanıp ayağımı ayağına geçirip yere düşmesini sağlamıştım. ''Kural 1. dikkatinin dağılmasına sakın izin verme'' dedim ve kalkmasına yardım etdim ''üzgünüm ama güzelliğiniz dikkatimi dağıtdı Ajan Collins'' dedi ''iltifat için sağol Williams, ama bir daha olmasın lütfen'' dedim gülümserken ''pekala sıradak-'' diyordum ki kızın birinin acı şekilde bağırması lafımı böldü. Hızlıca oraya döndüğümde kız yerde yatıyordu ve bacağını tutuyordu. Koşarak oraya gitdim ''ne oldu?'' diye sordum yüzbaşıya ''bacağım! Bacağım kırıldı sanırım!'' dedi. Yüzbaşıya döndüğümde sinirli gibi duruyordu. Kızın yanına çöktüm ''bir bakayım sorunun ne'' diye sordum. Bacağının farklı noktalarına dokundum. ''Bacağın kırılmadı sadece kötü bir burkulma'' dedim. Diğerleri kızı kaldırıp üssün tıp merkezine götürmüştü. ''Ajan Collins bugünlük bu kadar mı yoksa devam edelim mi?'' diye sordu ajanlardan birisi. Aklım yüzbaşıda kalmıştı gözlerinde anlamadığım bir kızgınlık vardı. ''Bence bugünlük yeter eminim ki yüzbaşı sizi sabah yormuştur'' dedim. O sırada Wanda ve Pietro gelmişti ''Yüzbaşı ve Hera karşı karşıya mı işte günüm şimdi ilginçleşmeye başlıyor!'' dedi Pietro. Diğer ajanlar heyecanla durmuşlardı ''hayır hayır yüzbaşı ile sa-'' dememe izin vermeden ''bence bir deneme yapalım. Dikkatimi dağıta biliyor musun öğrenelim'' dedi. Williams'a laf çarpmıştı. ''Bu eğlenceli olacak'' dedi kızlardan birisi ''pekala nasıl isterseniz'' dedim ve üzerimdeki kapuşonlu ceketi çıkarıp Pietro'ya fırlatdım. Yüzbaşı da elindeki sarıgıları biraz daha sıkmıştı. Bu süreçte salon baya kalabalık olmuştu.
Karşı karşıya durduk ''mutant güçler yok'' dedi bana ''nazik olmak yok'' dedim ben de ona. Hızlı davranıp ilk saldırıya geçtim. Tekmelerimi kollarıyla durdurmuştu. Diğer tekmemi ise kolunun altına almıştı. Tek bacak üstünde kalırken bacağımdan tutarak beni geriye savurdu. Tek bacağımdan beni nasıl geriye savura bilmişti ki! Yere düşmeden önce etrafımda dönerek Black Widow pozisyonu aldım. Kısa şekilde onu analiz etdikten sonra bacaklarını fazla açarak durduğunu gördüm. Yüzümdeki pis sırıtmayla ona doğru koştum. Ona ulaşmadan eğildim ve bacaklarının arasından geçtim ve arka tarafında olduğumda bacağının birini çekerek yere düşmesini sağladım. ''Güzel haraket'' dedi kalkarken. Tekmesini bana savurdu. Hızla gelen tekmesi burnumu kırmadan hemen önce dirseğimle tekmesini durdurdum.
Aramızda berabere bir mücadele gidiyordu. Taa ki yüzbaşı arkadan kollarını bana sarıp haraket etmemi engelleyene kadar. O kadar sıkı tutuyordu ki parmaklarımı bile kıpırdatamıyordum ''yolun sonu'' diye kulağıma fısıldadı. Pekala kas gücü yardım etmiyor beyin gücünü kullanalım. Ayaklarımı kaldırıp onu üzerimden atmayı denedim ama olmadı. Bir kaç adım öne gelmekten başka birşey yapmamıştı. Aklıma gelen şeyle gülümsedim. Ard arda bir kaç kez az önce yaptığım hamleyi yaptım. Bu da bizi duvara daha çok yaklaştırmıştı. Duvarla aramdakı istediğim mesafe olunca iki ayağımı da duvara yasladım ve ikimizi de geri itdim. Dengesini korumak için kollarımı bırakmış ve yere düşmüştü. Tabi ben de ondan biraz arkaya düşmüştüm. Dizlerim üzerinde kalktım ve tersten başının üzerinde dikildim ''yenilgiyi kabul ediyor musun?'' diye sordum gülümserken. Oysa boynumdan kavradı ve alnımı sertçe yere vurdu ''hayır'' dedi. Görüş alanım yerine gelince alnımı ovarak kalktım. Pekala yüzbaşıyı fazla hafife almışım. Gözlerimi sıkıca kapatıp başımı iki yana salladım ''onu kızdırdın yüzbaşı'' dedi ajanlardan birisi ''bu birşeyi değiştirir mi?'' diye sordu o da. Normalde bunun beni sinirlendirmemesi gerekiyordu ama öfkenin etkisiyle ona koştum ve en sert yumruklarımdan birisini gövdesine geçirdim. Yumruğun etkisiyle bir kaç adım geri gitmişti. Tekmemi geçirecekken yine tekmemi kolunun arasına aldı ama bu sefer geri fırlatmamıştı diğer dirseğiyle sert şekilde vurmuştu. Acının etkisiyle dişlerimi sıktım. Göz rengim kısa süreliğine değişmişti. Bunu kendisi de fark etmiş olacak ki kaşları çatıldı. Boşta kalan bacağımla göğüsünün ortasına vurdum. Geri sendelenip bacağımı bırakmıştı. Sonra çift tekmemi de göğüsünün ortasına geçirdim bu sefer yere düşmüştü. Bunu fırsat bilip üstüne çıktım. ''Hera?'' diye sormasına aldırış etmeden o güzel yüzüne yumruğumu geçirdim. 2 yumruk sonrası durmayı planlamıştım ama kendimi bir türlü durduramamıştım. Ard arda yumruklarımı yüzüne indiriyordum. Bana sesleniyorlardı durmamı istiyorlardı ama sanki onları duymuyor gibiydim.
''Hera!'' diye bağırdı Tony. Kendime gelir gibi oldum. Yumruğum havada kalmıştı. Yüzbaşının kan içinde kalan suratını görünce korkmuştum. Kaşı burnu və dudağı kanamıştı. Hızla üzerinden kalktım. Bana hayret ve korkuyla bakan gözlerden kaçarak odama koştum.
(Mediadakı şarkıyı 5:55 dakikasından başlatın)
Banyoya girdim ve aynada kendime baktım. Göz rengim hızla değişiyordu. Bir kahve rengi oluyor bir gri oluyordu. Ellerimi lavaboya yaslamıştım gözlerimi sıkıca kapatdım. Sonra yeniden açtığımda işler daha da karışmıştı. Bu sefer aynadakı yansımam garip görünümlüydü. Antik kiyafetler vardı saçları da bi garipti. ''Düzel artık!'' diye bağırdım yumruğumu aynaya geçirirken.İşe yaramıyordu paniklemeye başlamıştım ve korkmuştum. Ağlamıyordum ama dengesiz şekilde nefes alıyordum. Bir tür atak geçiriyor gibiydim. ''Düzeltemiyorum! Düzeltemiyorum!'' diye söyleniyordum. Tutduğum lavabo toza dönüşmüştü. Hızla ellerimi kendime çektim ''hayır hayır bana neler oluyor!'' diye bağırdım kendime. Kapı açılınca içeriye yüzbaşı girmişti ''lütfen uzak dur'' dedim bir kaç adım geri giderken ''Hera sakin ol ve derin bir nefes al'' dedi yavaş yavaş bana yaklaşırken ''olamıyorum sakin olamıyorum düzeltemiyorum bunu'' dedim hızlı hızlı nefes alırken. Yavaş yavaş yaklaştı ve kollarını bana sardı başımı göğüsüne yasladı ''sakin ol her şey yolunda'' dedi saçlarımı okşarken. ''Bende bir sorun var düzeltemiyorum. Düzeltemiyorum'' diye fısıldadım ''sen bozuk değilsin'' dedi ve saçlarımı okşamaya devam etdi. Sıkı sıkı kendime çektiğim kollarım biraz boşalmıştı. Nefes alış verişim yavaş yavaş düzeliyordu. ''Şşh sakin ol işte böyle'' dedi saçlarımı okşamaya devam ederken.
Bir kaç dakika sessizce saçlarımı okşadı ve bu gerçekten iyi gelmişti. Rahatlamanın verdiği hissle derin bir nefes alıp ondan ayrıldım. ''Teşekkür ederim ve çok üzgünüm yüzbaşı. Ben ben sadece-'' dememe izin vermeden ''sorun değil bilerek yapmadığını biliyorum. Elini yüzünü yıka sonra da bana neler olduğunu anlat'' dedi ve odama geçti.
(Şarkısız okuyun)
Buz gibi suyla yüzümü yıkadım sonraysa kuruladım. Kırık aynada kendime bir kaç saniye baktıktan sonra odama geçtim. ''Otur lütfen'' dedim ayakta duran yüzbaşıya yatağı gösterirken ben de yanına oturdum. ''Savaştan sonra bende bir sorun oluşmaya başladı. Geceleri 10 dakikadan fazla uyuyamıyordum. Kabuslarla kafamdakı sesler yüzünden kan ter içinde uyanıyordum. Pek te ciddiye almadım herhalde travma falan almışım diye düşündüm. Ama bugün oradayken kontrolü kaybedeceğim aklıma bile gelmemişti. Eğer bilseydim karşı karşıya gelmeyi kabul etmezdim. Sen gelmeden önce de halüsinasyonlar görmeye başladım. Aklımı kaçırdığımı sandım'' dedim elimi yüzüme götürürken ''merak etme herşey yoluna girecek. Bir kaç gün daha bekleyelim eğer uykusuzluğun düzelmezse bununla ilgili birşeyler yaparız'' dedi elini sırtıma koyarken ''şimdiyse dinlen'' dedi kalkarken ve o sırada içeriye Tony girdi ''olanları duydum. Tüm üs yüzbaşıyı nasıl patakladığını konuşuyor. Sorun nedir?'' diye sordu yanıma gelirken ''sorun yok sadece kontrolü kaybetdi. Şimdi biz çıkalım dinlenmesi gerekiyor'' dedi Steve onu çıkarırken ''kendine dikkat et'' dedi Tony çıkarken.
Yatağıma uzandım. Uyuyamayacağımı biliyordum. Kulaklıklarımı taktım ve zamanında doktorumun benim için önerdiği sakinleştirici müziklerden birini açtım ve gözlerimi kapatdım.
***İlk kez şarkılı bölüm yaptım. Umarım hoşunuza gitmişdir <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝐼𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 𝑆𝑎𝑔𝑎
Fantasy2012'deki original 6'lı değil de original 7'li olsaydı nasıl olurdu? Takımda Tony Stark, Steve Rogers, Thor Odison, Natasha Romanoff, Clint Barton ve Bruce Banner dışında birisi daha olsaydı nasıl olurdu? Hem de Mutant birisi? Dip Not: Hikayede MCU...
