Charpter 29. Vanilla

449 56 37
                                    

Yine nefes nefese uyanmıştım. Saate baktığımda neredeyse sabah olduğunu gördüm. Bu kabuslar bitmek bilmiyordu. Olanları beynimin tozlu raflarına fırlatdıktan sonra kalktım. Rutin işlerimi hall etdikten sonra dolabımın karşısına geçtim. Üzerinde shield kartalı olan koyu yeşil sweatshirt aldım altına da gri eşofman. Ayakkabı için de beyaz nike airmax giyindim. Uzun saçlarımı arkadan örüp sarkık bıraktım. Hazır olduktan sonra kafetariyaya atıştırmalık almak için indim.

Süt ve çikolatalı kurabiyeleri bitirdikten sonra antreman salonuna indim. Erken olduğu için kimsecikler yoktu. İyi bari antreman yaparım ben de. Uzun zamandır ninja sopalarıyıa antreman yapmamıştım. Yeni figürler keşf etme zamanı geldi. Ninja sopalarından birisini alıp boks çuvalına döndüm. Aklımda düşündüğüm yeni haraketleri Steve'in işkence vermeyi sevdiyi çuvalın üzerinde denemeye başladım.

Birkaç güzel numara keşf etmiştim. Dinlenmek için pencere kenarına çıktım ve mini buzdolabında duran sulardan birini aldım. Tam içmeye başlıyordum ki buraya doğru gelen gülüşme sesleri beni durdurdu. Şişenin kapağını yavaşca kapatdım. Gülüşlerden birisi tanıdıktı. Gözlerimi kısıp kapıya döndüm. İçeri giren bedenleri gördüğümde. Bedenimdeki gerginlik seviyyesinin biraz kalktığını gördüm. Yüzbaşı ve yanında platin sarısı saçları olan bir kız vardı. Sanırsam eğitdiği ajanlardandı. Hatta şu bacağı incinen kızdı. Beni fark edince kısılan gözlerimi değiştirdim ve yapmacık şekilde gülümsedim. ''Günaydın yüzbaşı'' dedim pencereden inerken ''Hera erkencisin'' dedi ''evet erken kalkınca biraz antreman yapmaya karar verdim'' dedim ona bakarken sonra bakışlarım bizi süzen kıza kaydı ''tanıştırayım bu Ruby Hale'' dedi elini kızın omuzuna koyarak.

Elini. Kızın. Omuzuna. Koyarak.

Saçma kıskançlık hissini boş verip bakışlarımı kızın omuzundan gözlerine çevirdim ''Hera Collins zaten biliyorsundur'' dedim sahte olduğu 2738 km'den bilinen bir gülümsemeyle. ''Ruby eğitdiğim ajanlar içinde en hızlı öğreneni ve en başarılısı'' dedi gurur duyarak ''ha öyle mi? Ne kadar güzel. Benim takımda Williams çok başarılı'' dedim. Williams'ı konuya katınca kaşları çatılmıştı ''Doğru biraz dikkati dağınık ama o da hall edile bilir konular. Bir kaç ders sonrası kızlarının canına okuyacak'' dedim hoş şekilde gülümserken. Sonra gözüm kapıya kaydı ''hah işte kendisi de geliyor'' dedim içeriye giren Williams'ı gösterirken. ''Birşey bölmüyorum değil mi?'' diye sordu yanımıza gelirken ''bayan Collins'' dedi sıcak şekilde gülümserken ''yüzbaşı'' dedi ciddi şekilde selamlarken ''ajan Hale'' dedi alaylayıcı şekilde hepimizi selamlarken. ''Hadi Williams diğerleri gelene kadar biz başlayalım'' dedim kolundan tutup çekiştirerken ''Ajan Collins bir sorun mu var? Garip davranıyorsunuz'' dedi merakla ''bana Ruby'den bahset'' dedim ona dönüp gülümserken ''Ruby Hale kendisi hava kuvvetleri general Hale'in kızı. Şımarıktır fazlasıyla eskiden işe yaramazdı ama kendisi büyük bir Kaptan Amerika hayranı olduğu için yüzbaşı bizi eğitmeye başladıktan sonra onun gözüne girmek için kendisini geliştirdi'' dedi. Demek Kaptan Amerika hayranı... ''pekala teşekkürler Williams'' dedim. O sırada diğer ajanlar da gelmişti.

Eğitim devam ediyordu. Bir anda kendimi yere çakılırken buldum. ''Ajan Collins bugün baya dalgınsınız'' dedi Williams kalkmam için elini uzatırken ''ah evet biraz öyle'' dedim elinden tutup kalkarken ''eğer iyi değilseniz ara verelim'' dedi diğer ajan. Aslında iyi ola bilirdi. ''Bugünlük beni affedin yarın fazladan çalışırız'' dedim. Onlarla vedalaşıp çıktım.

Kafetariyaya geçtiğimde yanlız başına oturmuş turşu yiyen Clint'i gördüm. ''Senin görevde falan olman gerekmiyor mu?'' diye sordum bir masa çekip karşısında otururken ''gelecek hafta olan görev için siz seçildiniz. Nat ve Wilson şuan o bölge için bilgi topluyor'' dedi onu başımı sallayarak onaylayınca ''turşu ister misin?'' diye sordu. Sıcak şekilde gülümseyip bir tanesini aldım ''hm bu gerçekten iyiymiş'' dedim lokmamı yutarken ''görüyor musun? Nat ve Fury bunu iğrenç buluyor'' dedi ''boş ver sen onları'' dedim bir turşu daha aldım.

𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝐼𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 𝑆𝑎𝑔𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin