Charpter 38. Infinity War part 3

467 48 14
                                    

Yapraklar ağaçlardan düşmeye başlamıştı. Steve elini kulağına götürdü ''her kes benim olduğum yere gelsin. Gelenler var'' dedi. Diğerleri de gelmişti. Gözüm karşıda biryerlere takıldı. Sonraysa mavi ışık oluşmaya başladı. Portal açılınca iri yapılı bir varlık gelmişti ''yüzbaşı, bu o'' dedi Bruce. Elindeki eldivene baktığımda 5 tane taş vardı. Wanda ışınlarını eline toplamıştı ''Wanda başka şansımız yok taşı yok etmelisin'' dedi Steve giderken ''hayır'' dedi ''ekip onu ne kadar oyalaya bilir bilmiyorum. Bugün fazlasıyla enerjim tükendi. Sana zaman kazandıracağız'' dedim bir kaç adım ireli giderken. Daisy de yanıma gelmişti ''gayet de korkunç duruyor'' dedi ''taşa ulaşmasına izin veremeyiz'' dedim. Beni onaylayıp biraz daha karşıya gitdi.

İlk saldıran Bruce oldu. Thanos uzay taşını kullanarak onu kayalığa sapladı. Sonra Steve saldırdı ama onu da güç taşını kullanarak bir kenara fırlatdı. T'Challa saldırınca eldivenli eliyle boğazını kavradı ve yumruğunu suratına geçirerek onu bayıltdı. Sam saldırınca kanatlarını bozdu. ''Wanda zamanı geldi'' dedi Vision ''hayır'' dedi Wanda ''onu durduramazlar. Buraya gel'' dedi ve kolundan tutdu ''bana bak. Taşı sadece sen yok ede bilirsin'' dedi Vision ''yapma'' dedi Wanda ''Wanda lütfen'' dedi Vision. Wanda'nın gözleri dolmuş dudakları titriyordu ''yapamam'' dedi Wanda fısıltıyla ''evet yapa bilirsin'' dedi Vision ve elini kavradı ''eğer taşı alırsa evrenin yarısı ölecek'' dedi ''bu adil değil. Bu sen olmamalıydın ama sensin'' dedi. Wanda bir kaç adım geri gitdi ''sorun değil. Sen benim canımı asla yakmazsın'' dedi ''tek hissetdiğim sensin'' dedi. Vision'a doğrultduğu elinden kırmızı ışınları taşa doğru gönderdi.

Karşıma baktığımda Rhodey saldırıyordu. Thanos uzay taşını kullanarak onun zırhını sıkıştırdı ve bir kenara fırlatdı. Bucky Okoye ve Nat de saldırmıştı. Bukcy ve Okoye'ni güç taşını kullanarak diğer tarafa fırlatdı. Nat'i ise yerdeki kayaların arasına aldı. Groot da saldırdı. Köklerini onun etrafına sardı. Onlardan da kurtuldu. Bize çok yaklaşmıştı. Daisy deprem dalgalarını ona göndermeye başlayınca 3-4 adım geriye gitmişti. Ama güç taşını kullanarak onu geriye fırlatdı. Steve yeniden saldırdı. Yumruğundan kurtuldu ve eğilerek karşısına geçti. Ona bir kaç sağlam darbe indirdi. Thanos elini ona götürmek isteyince Steve onun elini durdurdu. Thanos ona şaşkınca bakıyordu. Steve tüm gücünü kullanarak ona karşı koyuyordu. Sonda Thanos diğer elini kullanarak ona yumruk atdı. Yumruğun etkisiyle yere çakıldı. Haraketsizce yerde yatıyordu. Korku tüm bedenimi ele geçirmişti. Aramızda bir kaç adımlık mesafe vardı ve taş hala yerindeydi. Wanda'ya kısa bir bakış atıp bir kaç adım öne çıktım. Thanos tam karşımda duruyordu. Aniden herşey yavaş çekime girdi. Pietro hızla gelerek Thanos'a sağlam bir yumruk geçirdi. Arkasına geçerek tekme atdı. Ama Thanos onun boğazından tutdu. Pietro ne kadar uğraşsa da kurtulamıyordu. Boğazını sıkmaya başlayınca harakete geçtim. Enerjimi sağ elime toplayıp gövdesine yumruğumu geçirdim. Bir kaç adım geri sendelenince Pietro'yu bırakmıştı. Güçlü telekinetik dalgayı ona gönderince bir kaç adım daha geri gitmişti. Fırsatı kullanıp Pietro'yu kenara çektim.  Yine karşı karşıya gelmiştik. Zaman kazanmalıydım ''sen aklını kaybetmişsin'' dedim ''Hera. Yasak olan. Aynı baban gibi konuşuyorsun'' dedi. İrkilmiştim ''onu tanıyor musun?'' diye sordum ''baban evrenin en güçlü varlıklarından biriydi. Zırhı Celestial teknolojisi ile yapılmıştı. O zamanlar tanışmıştık. Ona evrenin yarısını yok edip eşitlik yaratacağımı söylediğimde bana aklımı kaybetdiğimi söylemişti aynı senin gibi'' dedi ''ikiniz de aklınızı kaybetmişsiniz. Bunu yapmana izin vermeyeceğim'' dedim yumruklarımı sıkarken ''izin istemiyorum zaten'' dedi ve eldivenli yumruğunu bana doğrultdu. Taşlardan çıkan enerjiyi ellerimle durdursam da beni epey geriye götürmüştü. Kendimi zorlayarak bir kaç adım  ileri çıkmayı başarmıştım. Ellerimde ve yüzümde derimin yanarak yok olduğunu hiss ediyordum. Acının etkisiyle dişlerimi sıktım. Enerji durunca ellerimi dizlerime yerleştirip derin bir nefes aldım. Başımı kaldırır kaldırmaz midemde bir sıcaklık hissetdim. Uzaylı mızrağı tam mideme saplanmıştı. İnleyerek mızrağı çıkardım. Thanos eldivenli eliyle boynumdan tutarak ayaklarımı yerden kesti. Hiç acımadan sıkıyordu. Burnumdan kan akmaya başlamıştı. Boynundan gelen çıtırtıları duya biliyordum. Tüm gücümü toplayıp elimi eldivene götürdüm. Ne olacağını umursamayarak toza çevirmeye çalıştım. Ne yapmaya çalıştığımı anlayınca beni yere yapıştırdı. Sırtım sertce yerle buluşmuştu. Üstümden geçip gidecekken ayağının birini durdurmaya çalıştım ''hiç pes etmiyorsun değil mi?'' dedi ve geri döndü. Kanlar içinde olan midemin üzerine bastı. Ağzımdan acı dolu inleme çıkmıştı. Ayağını kaldırıp yeniden basmak isteyince ayağını havada dudurdum. Ellerim titriyordu. Çok güç kaybetmiştim ve görünen o ki fazlasıyla kan kaybetmeye başlıyordum. ''Babana olan saygımdan sana acımayı düşünüyordum ama beni yanıltdın. Yolun sonuna geldin. Ölümsüzlüğün buraya kadar'' dedi ve eldivenli elini doğrultdu. Bir elimle taşların enerjisini durdurmaya çalışıyordum diğer elimleyse ayağını. Sonda ikisini de durduramadım. Acı içinde çaresizce bağırıyordum. Wanda bana dönünce ''sakın durma'' dedim çığılıklarımın arasından. Kaburgalarımın ve omurgamın yavaş yavaş kırıldığını hiss ediyordum. Taşın çatlama sesini duyar duymaz bir patlama oldu. Patlama Wanda ve Thanos'u geriye savurmuştu. Bense haraketsizce yarı baygın şekilde yerde yatıyordum. Thanos yerde dizleri üzerinde yatan Wanda'nın yanına gitdi ''seni çok iyi anlıyorum evladım'' dedi ''asla anlayamazsın'' dedi Wanda dişlerinin arasından ''bugün düşüne bileceğinden daha çok kayıp verdim. Ama şimdi yas tutmak için zaman değil'' dedi ve birkaç adım ileri gitdi ''hayır'' dedim inlerken. Zaman taşını kullanacaktı ''hayır hayır'' dedim acı içinde. ''Şimdiyse zaman bile yok'' dedi. Zaman taşını kullanarak zamanı geriye almıştı. Vision tam karşımızda duruyordu. Wanda onu durdurmak isteyince eliyle onu geriye savurdu. Vision'ın boğazından tutarak kendi hizasına getirdi ve taşı ondan aldı. Taşı alır almaz Vision'ın rengi soldu ve onu bir kenara fırlatdı. Son taşı eldivene yerleştirince taşların enerjisi birleşmeye başladı. Elini kaldırınca şimşekler onu yere serdi. Gök yüzünde olan Thor baltasını ona fırlatdı. Thanos taşların enerjisiyle baltayı durdurmak istese de balta tam göğüsüne saplanmıştı. Thanos dizleri üzerine çökünce Thor karşısında durdu ''sana bunun için öleceğini söylemiştim'' dedi ve baltayı iyice bastırmaya başladı. Thanos acının etkisiyle bağırmaya başlamıştı ''bence sen...'' dedi ve durdu ''bence sen kafamı hedef almalıydın'' dedi ve parmağını şıklatdı ''hayır!'' diye bağırdı Thor. Bir kaç saniyelik her taraf beyaz olmuştu. Görüş alanım yerine gelince ''ne yaptın sen'' dedi Thor  fısıltıyla ''ne yaptın sen!'' dedi bağırarak bu sefer. Thanos portal açarak kaçtı. Zar zor dizlerimin üstüne kalktım. Steve karnını tutarak yanımıza geldi ''nereye gitdi?'' diye sordu Thor'a. İçimi aniden ürperti kaplamıştı. Ama bu şimdiyene kadar hissetdiğim hiç bir duyguya benzemiyordu. Pietro koşarak yanıma geldi ve kalkmama yardımcı oldu ''Thor, nereye gitdi o?'' diye sordu yeniden Steve. Benim yanıma geldi ''çok üzgünüm'' dedim ve kanlı şekilde öksürdüm ''onu durduramadım'' dedim gözlerim sulanırken. ''Sorun değil'' dedi saçımı okşarken .''Steve?'' dedi Bucky ona döndüğümüzde toza dönüştü. Geriye sadece silahı kalmıştı. Steve korkar adımlarla oraya gitdi. Eğilerek ondan geriye kalan toza dokundu. Bizden uzak olan insanların korku seslerini duya biliyordum.  Okoye'nin korku dolu ''komutan? Komutan?!'' diye seslendiğini duya biliyordum. Wanda'ya gözüm kaydığında Vision'ın yanına çökmüştü. O da toza dönüşmeye başlayınca ''Pietro''dedi  ''hayır!'' dedi Pietro hızla onun yanına koşarken. Elini yüzüne yerleştirmek isteyince toza dönüşmüştü. Rhodey kalkmıştı ve Sam'i arıyordu. Ama o da toza dönüşmüştü. Ağaç çocuk ta toza dönüşmüştü. Korkuyla titreyen ellerime döndüm. Toza dönüşecek miyim diye beklemeye başladım. Steve Vision'ın yanına gitdi ve yerde oturdu. Bruce ardından Nat de gelmişti ''neler oluyor?'' diye sordu Rhodey ''tanrım'' dedi. Bacaklarım titremeye başlamıştı halsizliğin ve acının verdiği yorgunlukla yere çakıldım. Gözlerim ise yavaş yavaş kapandı.

Yumuşak bir yerde olduğumu hiss ediyordum. Gözlerimi aniden açtım. Hemen yerimden kalktım ''hey hey'' dedi birisi beni durdururken ''neredeyim ben?!'' diye sordum korkuyla ''evdesin sakin ol'' dedi Pietro. Elimi karnıma götürdüğümde iyileşmişti ''ne zamandır uyuyorum?'' diye sordum ''3 gündür'' dedi.

Birlikte salona geçmiştik. Ölüm sessizliği vardı ''istediğini başardı'' dedi Nat yutkunurken ''evrenin yarısını sildi'' dedi. Sesli şekilde yutkundum. Sendelenince Pietro'dan yardım aldım. Yavaş yavaş dizlerim üzerine çöktüm. Kendimi berbat hiss ediyordum. Göz yaşlarımı ne kadar tutmak istesem de yapamamıştım. Elimi yüzüme götürdüm ve sesli şekilde ağlamaya başladım.

*** IW da bitdi! Vision'ın ölümünü hatırlayıp izleyince baya ağladım. O bir robot olarak yaratıldı. İnsan olmaya çalışarak yaşadı. Aşık oldu. Ve insan gibi öldü. Göz yaşını görünce kendimi tutamamıştım :(

Umarım beğenmişsinizdir. Yorum yapmayı unutmayın💖

𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝐼𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 𝑆𝑎𝑔𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin