Charpter 1. The Avengers

4.9K 195 68
                                    

Media: Hera Collins

Yıl 2012

-Hera Collins-

Sıkıcı bir lise sonunda eve doğru gidiyordum. Gündüzleri sıkıcı bir lise hayatı yaşayan genç kız, geceleriyse suçla savaşan bir savaşcı. Gümüş savaşcı. Anahtarımla kapıyı açıp içeri geçtim. "anne ben geldim" dedim bıkkınca. Sırt çantamı duvarın kenarına fırlatıp salona geçtiğimde içeride tanımadığım birisi vardı. Bu da kim be! "tatlım bu Nick Fury. Shiled adında bir kurumun kurucusu. Yetenekli gençleri arayıp onlar için harika bir fırsat sunuyorlar. Senin lisede becerikli bir kız olduğunu anlamışlar ve sana harika bir teklif sunmaya geldiler" dedi.

Tamam da bu adam neden göz bandı takıyor? "seninle bu konuyu yanlız konuşa bilir miyiz?" diye sordu "t-tabi neden olmasın" dedim ve yukarı odama geçtik "tamam yetenekli gençler için bir kurum yönetmek için fazla sinsi durduğunu söylemem gerek. Aynı zamanda yalan söylediğini de" dedim "haklısın. Senin yetenekli bir gençten daha fazlası olduğunu biliyorum" dedi gözlerimi kısarak ona baktım "kanıtla bakalım" dedim ellerimi göğüsümün altında birleştirirken. "ben bir casusum ve shield uyduları senin görüntülerini kaydetmiş" dedi "üstün duyulara sahipsin. Hisslerin bir insanınkinden kat kat daha hassas. Aynı zamanda fiziksel olarak bir insandan kat kat güçlü ve hızlısın. Usta savaşçısın" dedi. Koca gözlerimi iyice kıstım "hatta bir silahın vardı o nerede?" diye sordu. Dolabımın arkasında duran mızrağımı çıkardım. Saf gümüşten hazırlamıştım ve ortasındaki düğmesine basınca her iki tarafında hançer çıkıyordu. Baya cool bir silah olduğunu söylemeliydim. "güzel teknoloji" dedi "bence şimdi bana buraya gelişinizin asıl sebebini söyleye bilirsiniz bay Fury" dedim "adım Nick Fury bir casusum. Ve shield adında bir kurumu yönetiyorum. Orda ajanlar var ve araştırmalar yapılıyor. Her şeyle ilgili" dedi "ben ajan değilim" dedim "ajan olmanı istemiyorum zaten" dedi "insanüstü birisi bizden bir şey çaldı" dedi "burası polis istasyonuna benziyor mu?" diye sordum "tesseractı bulmak için bir takım kurmak istiyorum" dedi "özel insanlardan oluşan bir takım" dedi "süper kahramanlar takımı" dedim "ve sen eğer takıma katılırsan en genç üyesi olursun" dedi. Elindeki dosyaları uzatdı. Dosyalara göz atdım. Mavi parlayan bir küp. Takım arkadaşlarıma baktığımda. Tony Stark demirden bir adam, Steve Rogers yaşayan efsane, Natasha Romanoff eski suikastçı, Clint Barton keskin nişancı. "senin şu süperkahraman takımına katılırsam ne olacak?" diye sordum "ayda 15000 dolar kazanmış olursun" dedi. "süperkahraman maaşı" dedim gülerken "tamam varım ama annemin bundan haberi olmayacak" dedim "annen senin bu işlerle ilgilendiğini bilmiyor mu?" diye sordu "hayır savaşınca maske takıyorum ve eve geç gelince pencereden giriyorum" dedi "8 ci katda olduğumuzu biliyorsun değil mi?" diye sordu "12 ci kata da tırmanmıştım bir keresinde" dedim "kessinlikle 'avengers' projesinde olmalısın" dedi "annemi seninle gelmem için ikna et yeter" dedim "o işi ben hall ederim sen eşyalarını topla" dedi ve çıktı. Sırt çantama bir kaç eşya ve bir kaç parça kiyafet yerleştirdim. Özel kiyafetlerimi de katladım ve çantama koydum. Mızrağımı da ikiye katladım ve çantama yerleştirdim. Üstümdeki formadan kurtuldum ve normal kiyafetler giyindim

Gümüş saçlarımı sarkık biraktım ve bir tutamını kulağımın arkasına geçirdim. Annem çağırdı "tatlım senin iç-" demesne izin vermeden "anne biz zaten yukarıda bu konuyu konuştuk senin için de sorun olmazsa giderim" dedim "senin için çok endişeleniyorum hayatım" dedi ve ellerini yüzüme yerleştirdi "merak etme anne ben kendi başımın çaresine baka bilirim" dedim "merak etmeyin bayan Collins, Hera orada güvende olacak" dedi. Annemle sarıldıktan sonra arbasına bindik. Arabayla yarım saatlik yolculuk sonrası jet uçağa bindik ve açık denizin üzerinden uçmaya başladık. 1 kaç saat sonra kocaman bir şeyin üstünde durduk. "bu benim uçan gemim nasıl buldun" dedim "hava alanına benziyor" dedim sadce. Jetden indik ve içeriye geçtik. Etrafı dikkatlice inceledim. Yönetim salonuna geçtiğimizde adamı bekledikleri belliydi "tanrı aşkına Fury bir parti veriyorsun ama o partide değilsin nerdesin sen?" diye sordu birisi. "son birisini de almam lazımdı" dedi beni göstererek "merhaba" dedim çakma şekilde gülümseyerek. "tanrım küçük bir kızı bu işe mi dahil etdin?" diye sordu sarışın adam. "küçük bir kız ola bilir ama insanüstü duyulara sahip birisi" dedi "şuan hepimizin kalp atışlarını duya biliyor" dedi ekleyerk "ve şu adamın kalp atışları çok yavaş sakinleştirici almışsınız gibi duruyor" dedim gözlüklü adamı göstererek. Dur biraz bu adamı tanıyorum! "siz doktor Banner olmalısnız?" diye sordum "evet oyum" dediğinde "tanrım sizinle bir gün tanışacağımı 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Çalışmalarınızı araştırmıştım. Hayranınız sayılırım" dedim. Sarışın adam geldi ve Fury'nin kulaklağına "o sadece liseli bir kız onu bu işe dahil edemezsin" dedi. Ama ben duymuştum. "Hera onlara marifetlerini göstermeye ne dersin?" diye sordu. Sadece omuz siliktim "ajan Romanoff?" diye sordu Fury. O sırada kısa saçlı kızıl bir kadın geldi. Kadının sert bir ifadesi vardı ama bir o kadar da hoş görünüyorordu. Yumruk atdığında bir adım yana kaydım. Kolundan tutdum ve ayağımı ayağına geçirip yere düşmesini sağladım. Yerdeyken ayaklarımı boynuna doladım. "tamam bu kadar yeterli" dedi Fury. Boğazını bıraktım ve kalktım. Elimi uzatdım kalkması için.

𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝐼𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 𝑆𝑎𝑔𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin