Charpter 33. Civil War

506 56 52
                                    

Birlikte merkeze gelmiştik. Tony beni görünce telaşla yanıma geldi ''aman tanrım ne oldu sana'' dedi beni kontrol ederken ''iyiyim sorun yok sadece temiz birşeylere ihtiyacım var'' dedim üstümü gösterurken. O zaman çalışanlar temiz kiyafetler getirmişti.

Üstümü giyindikten sonra kontrol odasına geri döndüm. Steve Sam de gelmişti. Steve beni görünce yanıma''Sen iyi misin?'' diye sordu ''fiziksel olarak mı duygusal olarak mı?'' diye sordum bakışlarını bir kaç saniye kaçırdı ''ikisi de'' dedi ''ikisi de iyi'' dedim ve masada duran kahveyi içtim. Ekrana baktığımda Bucky özel bir masada cam hücrenin ardındaydı ''o iyi olacak değil mi?'' diye sordum Tony ''yaptıklarından sonra iyi olacağına emin değilim'' dedi ''patlamayı o yapmadı'' dedi Steve ''o haklı'' dedim bakışlarımı kaçırarak ''nasıl emin ola biliyorsun Hera?'' diye sordu Nat ''çünkü onunla konuşmuştum benim evimde yaşıyordu ve o iyi birisi'' dedim ''ne'' diye sordu Sam düz şekilde ''seninle kaldığım zamanlardan geçen yıla kadar ev ondaydı'' dedim ''ve bundan kimseye bahsetmedin?'' dedi Steve sert şekilde ''tüm dünyanın en çok aranan suçlularından birisini evinde misafir ediyordun?'' dedi Tony ''zaten söylesem de anlamazsınız. Hatırlatırım ki zihin okuya biliyorum. Aklından geçen herşeyi görmüştüm. O iyi birisi benim gözümde ben de yardım etdim'' dedim omuzlarını silkerken ''eğer şunları çözselerdi şimdi de yardım ede bilirdim'' dedim bileklerimi gösterirken.

Tony Steve'i anlaşmayı imzalaması için ikna etmeye çalışıyordu. Ekrana baktığımda ona sorular soruyordu ve Bucky bu sorulara cevap vermek istemiyordu. Gözlerimi kısıp aklını okumak istedim ama bileklerimden damarlarım boyunca boynuma kadar hissetdiğimi acı yere çökmemi sağlamıştı. Acı bir inlemeyle bileklerimi tutdum ''Hera!'' dedi Tony ve Steve yanıma çökerken ''ne oldu?'' diye sordu Nat ve Sam de gelirken ''zihnini okumaya çalıştım, canımı bu kadar yakacağını tahmin etmemiştim'' dedim suratımı buruştururken ''gel otur'' dedi Tony beni kaldırırken. Aniden elektrik gitmişti ''neler oluyor?'' diye sordu Sam. Steve bana dönünce ''ben yapmadım'' dedim.

Etraf iyice karışmıştı ve Bucky hücresinden çıkmıştı. Tony'nin ardından gidiyordum ''sakın çatışmaya girme'' dedi beni uyarırken. Açıklığa çıktığımızda Bucky onu durdurmaya çalışanların canını okuyordu. Tony nano saatine bir kaç şeye tıkladı ve zırhının eldiveni elini kapladı. Önce ona ses dalgası gönderdi işe yaradığını görüp gözüne flaş patlatdı. Zayıflığını kullanıp ona saldırdı. Ama Bucky onu kolayca haklamıştı. Sharon ardından Nat de saldırmıştı. Bucky onları da etkisiz hale getirmişti. Devreye girmenin zamanı gelmişti. Nerdivenlere doğru gidince solundan ona saldırdım. Bunu beklemiyordu ki sendelendi. Yumruklarından kaçmayı başarmıştım tekmelerini de engelleye bilmiştim. Ama aniden metal koluyla çenemden tutup havaya kaldırdı beni. Öyle kuvvetle sıkıyordu ki kafatasım çatlayacak gibiydi. Yumruklarım bir etki etmiyordu. Bende aklıma gelen ilk şeyle elimi uzatıp arkadan saçını kavradım. Çenemi sıktığı kuvvetle saçını çekmeye başladım. Az daha saçı derisinden ayrılacaktı. Acının etkisiyle suratını buruşturmuştu. Beni diğer tarafa fırlatdı. Çenemi tutarak ayağa kalktım. Kalkıp yine saldırdım. ''Bucky dur artık!'' dedim yumruklarını engellerken ''sesime odaklan sana yardım ede biliriz'' dedim ama buna karşılık mideme yediğim sert tekme oldu. Acının etkisiyle yüzümü buruşturdum. Zayıf noktamı bulmuştu. Çelme atıp yere düşürdü ve ard arda mideme 4 tekme geçirdi. Kanlı şekilde öksürdüğümü görünce vaz geçti ve yanımdan çekip gitdi. Elimi mideme götürdüğümde dikişler patlamıştı. Gözlerim kararırken gördüğüm son şey Tony'nin telaşla bana doğru geldiği olmuştu

Gözlerimi açtığımda her taraf beyazdı. Kolumda serum vardı yukarı baktığımda ise General Ross'u görmeyi beklemiyordum ''Tony nerede?'' diye sordum ''Bay Stark şuan sevimli yüzbaşınızı durdurmakla meşgül kendisi bir kaçaktır ve James Barnes'ın kaçmasından sorunludur'' dedi. Lanet olsun Steve! ''Beni ziyaretinizi neye borçluyum peki?'' diye sordum ''sana bir teklifim var'' dedi ''dinliyorum'' dedim ''bilekliklerini çıkarırım ama karşılığında bana Rogers Barnes Wilson Maximofflar Barton ve Lang'i getireceksin'' dedi ''ben böyle iyiyim sanırsam'' dedim arkama yaslanırken ''hakkında olan suçlamalardan da kurtulursun. Şu beyin hasarı verdiğin adam intihar etdi. Şuan bir cinayetden sorumlusun. Sentinel hizmetlerinin hücresinde değil de burada olmanı bana borçlusun'' dedi. Söylediğine göz devirdim ''tamam benim de şartım var o zaman. Bucky'nin sorgulamasını kendim yapacağım zihnine bakacağım ve herşeyi yoluna koyacağım'' dedi ''anlaştık'' dedi ve cebinden çıkardığı kartla bilekliklerimi çıkardı. Bileklerimden yayılan enerji vücudumu yenilemişti. Midemdeki yara iyileşmişti ve kendimi iyi hissediyordum. ''Neredeler nasıl giderim?'' diye sordum kalkarken ''helikopter seni aşağıda bekliyor kordinatlar girildi tek yapman gereken oraya gitmek'' dedi ''oldu bil'' dedim ve oradan çıktım.

𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝐼𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 𝑆𝑎𝑔𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin