-Hera Collins-
Lorna Elias Marcos John Clarice ve ben bahçede öylece oturuyorduk. Nükleer bombaların öylece havaya uçmasını konuşuyorduk. Bu hiç iyi hissetdirmiyordu. Sonraysa zihnimden gelen ses. Öyle duruyor ki yanlızca benim değil herkesin zihnine geliyordu. Bu Charles'ın sesiydi! "ey bu dünyanın ahalisi bana kulak verin. Bu bir mesaj. Tüm erkeklere kadınlara ve mutantlara bir mesaj. Yolunuzu kaybetmişsiniz. Ama ben döndüm. Hesaplaşma günü geldi çattı. Tüm yapılarınız tüm kuleleriniz tüm mabetleriniz yıkılacak. Yeni bir çağın şafağı doğacak. Gelecek olanı durdurmak için yapabileceğiniz hiç birşey yok" dedi. Sonraysa karışık şekilde daha birşey söyledi "Hera. Beni duya biliyorsan sesime odaklan. Kahiredeyim bulun bizi. Kahirede bulun bizi" sanırım bu yanlızca bana olan bir mesajdı "bana bir mesaj gönderdi" dedim "sanırım hepimize bir mesaj gönderdi" dedi John "hayır öyle değil. Kahiredeler onu bulmamı istiyor" dedim "en büyük güce sahip olanlarınız zayıfları korusun. Benim dünyaya mesajım budur" dedi. Gözlerimi yavaşca kapatdım. Zihnine odaklanmıştım. Etrafında Erik tandımadığım 3 mutant vardı. birisi daha vardı. adama dikkatlice baktığımda rüyamdaki o garip adamı gördüm. Piramit inşaa eden adamı! Tüylerim diken diken olmuştu. Ağzımdan sadece şu kelimeler döküldü "En Sabah Nur..." dedim "kim?" diye sordu Lorna. "bitdik biz kessinlikle bitdik" dedim korkuyla ayağa kalkarken "neler oluyor" diye sordu Elias "hatırlıyor musun bir hafta önce Mesmeroyu aradığımı söyledim sana" dedim Lorna'ya "eee?"diye sordu "işe ben onu buldum konuştum bana bazı saçma sapan gibi görünen aslında hiç öyle olmayan şeyler söyledi" dedim. Hayatımda ilk kez bu kadar paniklemiştim. Korkudan mı gerginlikten mi bilmiyorum ama titriyordum. "hey sakin ol neden bu kadar tepki gösteriyorsun?" diye sordu John "Charles kaçırılmış En Sabah Nur adında birisi tarafından. O birisi çok güçlü bir mutant tüm mutantların gücüne sahip bir mutant. Hayal ede bileceğinizin ötesinde bir güce sahip bir mutant" dedim yutkunurken "senden bile mi güçlü?" diye sordu Clarice "belki daha çok. Güçlerim o adamdan geliyor. Ben daha onları nasıl doğru dürüst kontrol ede bileceğimi bilmiyorken o binlerce yıldır bu güce sahip" dedim "nasıl yani güçlerin ondan geliyor" dedi Elias "o benim babam. Ben asılında 3000 yaşındayım. Hatıralarım elimden alınarak geleceğe sürgün edildim. Hani peşime takılan adamlar vardı ya. Onlar En Sabah Nur'u hayata döndürmeye çalışıyorlardı ve sanırım başardılar da. Onu hayata döndüremeye tek engeldim ben. Ve ben tüm bunları ve olacak olan korkunç şeyleri bir saçmalık sandım!" dedim ellerimi kafama götürürken. "nasıl korkunç şeyler?" diye sordu Marcos "mesajı duydunuz adam gitdiği her yere yıkım getiriyor" dedim yutkunurken. "onu durdura biliriz değil mi? biz daha fazlayız" dedi Elias "o yalnız değil. Tandığım omega seviyyeli bir mutant sahip ve diğer başka mutantlar da vardı yanında. Ona karşı şansım hiç yok. Belki de Avengers'i aramalıyım. Coulson'u da ararım oda inhumanları alır da gelir belki birlikte durdura biliriz değil mi? hem inhumanların nasıl geldiğini bile anlamaz ha?" dedim korkuyla. Delirmeye başlıyordum sanırım. Korku delirtmeye başlıyordu. Masada duran telefonu aldım ve titreyen elimle Tony'i aradım. Konuşmasına izin vermeden "Tony beni dikkatlice dinle çok kötü şeyler olmak üzere. Hepsi de benim yüzümden. Bunu düzeltmek için size ihtiyacım var Avengers'a ihtiyacım var. hemen takımı toplaman gerek. Ve Kahireye gitmemiz gerek. Soru sorma ve güven bana dediğimi yap. En iyi adamlarını toplayın ve Kahireye gidin ben sizi orada bulacağım" dedim ve suratına kapatdım. Sonraysa Coulson'u aradım "Coulson yanlış giden birşeylerin olduğunu sen de biliyorsun. Mesajı aldınız. Mesajın kaynağı Kahire. En iyi adamlarını toplayıp oraya gitmeniz lazım. Inhumanlar Daisy hepsini topla ve oraya git! Avengers da oraya gelecek ben de mutantları toplayıp geleceğim. Oraya git ve Tony'i bul. Sonra ben de sizi bulacağım. Lütfen güven bana ve dediğimi yap. Herşey birlikte çalışmamıza bağlı" dedim ve onun da suratına kapatdım. "ilk defadır seni bu kadar şey görüyorum" dedi Lorna "dehşete düşmüş" dedi Elias lafını tamamlarken. "duyduklarımı siz de duysaydınız siz de dehşete düşerdiniz" dedim sadece "ben Kahireye gideceğim. Gelmek isterseniz quinjet'in yanında buluşalım 10 dakika sonra" dedim ve koşarak odama gitdim. Geçenlerde üssden getirdiğim kostümü giyindim. Mızrağımı elime aldım ve aynada kendime baktım. "gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi" dedim kendime ve aşağı indim. jetin yanına gitdiğimde Elias Lorna John Marcos Clarice vardı "biliyorsunuz gelmek zorunda değilsiniz" dedim "az önce tandığın tüm kahramanlardan yardım dilendin tabi ki de seninle birlikte geleceğiz" dedi Lorna. Söylediğine gülmeden edememiştim. Jete bindik ve koltuğa geçtim "jet kullanmayı biliyor musun?" diye sordu Elias "hayır ama öğrenirim şimdi" dedim. Ellerimi direksiyona yerleştirdikten sonra gözlerimi kapatdım. Bir kaç saniye içinde tüm kontroller aklıma kazınmıştı. Bir kaç tuşa bastıktan sonra uçağı havalandırmıştım. Koordinatları girmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝐼𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 𝑆𝑎𝑔𝑎
Fantasy2012'deki original 6'lı değil de original 7'li olsaydı nasıl olurdu? Takımda Tony Stark, Steve Rogers, Thor Odison, Natasha Romanoff, Clint Barton ve Bruce Banner dışında birisi daha olsaydı nasıl olurdu? Hem de Mutant birisi? Dip Not: Hikayede MCU...