Charpter 42. Endgame final part

997 64 55
                                    

Tepelikten aşağıya baktığımda bizim üçlü Thanos'a karşıydı. Onları dinlemeye başladım. ''Kendi başarısızlığınızla yaşayamadınız. Bu da sizi nereye getirdi? Tabii ki bana'' dedi Thanos ''yaşamın yarısını sildiğimde diğer yarısı gelişir sanmıştım. Ama siz bana bunun mümkün olmadığını gösterdiniz'' dedi ''olanları hatırlayanlar olduğu sürece her zaman direnenler olacaktır'' dedi ''evet hepimiz inatçıyız'' dedi Tony ''size minnetdarım. Şimdi ne yapmalı olduğumu biliyorum. Bu evreni en son atomuna kadar parçalayacağım ve benim için topladığınız taşlarla yeni bir evren yaratacağım. Minnetdar bir evren'' dedi ve ayağa kalkıp kaskını taktı ''kan içinde doğan!'' dedi Steve ''bilmeyecekler. Çünkü siz onlara söyleyecek kadar yaşamayacaksınız'' dedi. Sonra 3e karşı 1 savaşmaya başladılar. Thanos eski Thanos gibi değildi. Sanki sanki daha vahşi daha acımasızdı. Arkaya son kez bakıp aşağı inmeye başladım. Savaş yerine daha varmasam bile Thanos'un neredeyse Strombreaker'la Thor'u ikiye ayıracağını göre biliyordum. Taa ki diğer taraftda duran Mjolnir havalanıp Thanos'un kafasına değene kadar. Mjolnr Steve'e geldi ''biliyordum!'' dedik Thor'la aynı anda. Steve onunla ilgilenirken daha hızlı koşmaya başladım. Thanos kılıcıyla Steve'in kalkanını parçalıyordu sondaysa onu kenara fırlatdı. Gelip karşısında durdum. Onu görünce eski nefret ve öfke duygusu geri gelmişti. Damarlarımdan akan kanın parladığını hissedebiliyordum. ''hayatının en yanlış kararını verdin mutant'' dedi bana ''gelecekteki senin yaptığının bedelini sana zevkle ödeteceğim'' dedim gözlerimin rengi değişirken. Bağırarak ona saldırdım.

Aramızda keskin bir mücadele gidiyordu. Eskisinden güçlüydü ama ben de kaybetdiklerimden sonra eski Hera değildim. Tekmesiyle beni karşıya fılatdı. Ardından iki taraflı kılıcını bana fırlatdı. Tam karnıma saplanmıştı. Acı şekilde inledim ama öfke acını üsteliyordu. Kılıcı karnımdan çıkardım ve mızrağım gibi etrafımda döndürerek saldırı pozisyonu aldım. Sonraysa kendi kılıcıyla ona saldırdım. Bedeninin farklı yerlerinde kesikler oluşturmuştum. Kafasını uçuracakken suratıma yediğim tekmeyle dizüstü geriye düştüm. Kılıcını alıp kafamı bedenimden ayırmadan hemen önce kılıcı elimle durdurdum. Başımı kaldırdığımda bana inanmıyormuş gibi bakıyordu. Dişlerimi nefretle sıkarken kılıcın tutduğum yerini parçalamıştım. Sonraysa kalkıp altan yukarı suratına sağlam bir yumruk atdım. Bedeninin farklı yerlerine çeşitli darbeler indirmiştim. Kılıcıyla kolumu ve yüzümü kesmişti. Ayağıma da indirecekken kılıcın üstüne basarak kılıcı yere sabitledim. Kılcını yukarı savurunca takla atarak geriye düştüm. Ellerimin etrafında gri enerji dumanı oluşmuştu. Etrafta olan şeyleri havalandırdım ve madde manipulasyonunu kullanarak onları keskin kazıklara döndürdüm. Havada duran kazıkları ona gönderdim. Bazılarını kılıcıyla engellemişti bir kaçı bedeninin farklı yerlerine saplanmıştı. Dikkatinin dağılmasını kullanıp ona saldırdım ve zıplayıp omuzlarına çıktım. Bacaklarımla boğazını sararken ellerimi kafasına yerleştirdim ''seni en son atomlarına kadar parçalayacağım ve küllerin rüzgarla dans edecek. İşte o zaman yenilgi ve başarısızlığın ne olduğunun tadına bakacaksın!'' dedim dişlerimin arasından. Beni üstünden atmaya çalışıyordu ama yapamıyordu. Toza dönüştürmeye başlıyordum ki arkadan gelen mızrağı durdurdum. Proxima Midnight! Dikkatimin yayılmasını kullanarak beni üstünden Steve'in yanına fırlatdı. Ağzımdakı kanı tükürerek ayağa kalktım ''bunca yıldır gezegen gezegen dolaşıp kan döktüm katliam etdim ama hiç biri kişisel olmamıştı. Ama şimdi bu küçük inatatçı sinirbozucu gezegeninize yapacağım şeyden çok ama çok zevk alacağım'' dedi ve ordusunu çağırdı. Black Order Chitauri ordusu, Chitauri köpekleri ve gorilleri, savaş uçakları savaş tankları vd Leviathan'lar vardı. Yüzbaşı ayağa kalktı ve kırık kalkanını koluna iyice sabitledi. Gelip yanımda durdu. Bir birimize kısa bir bakış attık ve Thanos'a döndük. ''İster iki kişi olun ister 100 kişi orduma karşı hiç bir şansınız yok'' dedi ''tek başımıza ordunu yerle bir etmemizi izleyeceksin'' dedim ''fazla hayalperestsin'' dedi gülerken. Tam saldırıyordum ki kulaklıktan duyduğum ses beni durdurdu ''yüzbaşı bizi duyuyor musun?'' dedi birisi ''yüzbaşı konuşan Sam bizi duya biliyor musunuz?'' dedi aynı ses. Steve'le kısa şekilde bakıştıktan sonra parmağımı kulaklığıma götürdüm ''Sam?'' diye sordum inanmayarak ''solunuzdayım'' dedi. Arkada sol tarafa döndüğümüzde Strange'in yaptığı portallardan biri açılmıştı. Gözlerimi kısarak portaldan çıkanlara baktığımda T'Challa Shuri ve Okoye vardı. Sam de hemen üstlerinden uçarak gelmişti. Onun havada süzülmesini gülümseyerek izlerken bir sürü portal açılmıştı.  Strange tanımadığım birkaç kişi ve Peter da geldi. T'Challa Wakanda dilinde konuşmaya başlayınca arkada Wakanda ordusu geliyordu. Steve'le beraber çok duygulanmıştık ''bu gerçekten oluyor mu?'' dedim hala inanamıyorken ''evet Hera evet bu gerçekten oluyor'' dedi gözünü portallardan ayırmayarak. Bucky Wanda Groot Wong büyücüler asgardlılar bir sürü insan uzaylı savaşçı vardı! Thor ve Tony de uyanmışlardı hayretle portallara bakıyorlardı. Hatta mor renkli zırhta Pepper bile gelmişti. Yıkım sesleri duyunca büyük enkaza döndük. Scott kocaman olarak enkaz altında kalanları çıkarmıştı. Onlarda gelip diğerlerine katıldılar. Tüm savaşçılar toplanmıştı. Thanos'a döndüğümüzde hayretle bize bakıyordu. ''Avengers!'' diye bağırdı Steve Mjolnir'i alırken ''toplanın!'' diyince her kes bağırarak saldırdı. Thanos kılıcını bize doğrultunca onun da ordusu saldırdı ve herkes bir birine girdi.

𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝐼𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 𝑆𝑎𝑔𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin