𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝐼𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 𝑆𝑎𝑔𝑎

Charpter 28. Between us

-Hera Collins-

Yüzbaşıyla birlikte toplantı odasına gelmiştik ''sana onlar için birilerini gönderelim demiştim. Yaşlanınca yolu unutur oldular'' dedi Tony. Söylediğine her kes gülmüştü ''bizi rahat bırak Tony'' dedim yanına geçerken ''öyle birşey olmayacak güzelim'' dedi. Konuşup şakalaştıktan sonra Fury gelmişti. ''Hepimiz biliyoruz ki burada Avengers ve Shield birlikte. Fazla kişi olduğundan iki takım olarak çalışmak zor oluyor. Bu yüzden bir kaç takım ayırdım ve sizinle de bölüşmek istedim'' dedi ve elindeki raporlara döndü ''Secret Warriors: Johnson, Campbell, Rodriguez,Gutierrez.
Team M: Collins ve Maximofflar.
Cap quartet: Rogers, Romanoff, Wilson, Collins.
Shield L: Romanoff, May, Morse, Carter.
Shield Force: Barton, Coulson, Ward, Mackenzie.
Team Brain: Stark, Fitz, Simmons, Selvig. Eğer bir gün Banner da aramıza katılırsa bu takımda olacak'' dedi. Bruce'u hatırlayınca herkesin yüzü düşmüştü. 1 yıldır ondan haber alamamıştık. ''Ve birde acil durumlar için bir takım daha. Dream Team: Collins Johnson ve Maximoffa'' dedi. Wanda Daisy ve ben bir kez takım olmuştuk ve iyi anlaşıyorduk bu yüzden hoşuma gitmişti. ''Sorusu ve ya itirazı olan var mı?'' diye sordu ama ses gelmedi. ''1 hafta sonra Cap quartet göreve çıkacaksınız. Dağıla bilirsiniz'' dedi.

Yüzbaşıyla birlikte kolidorda gidiyorduk ''boş zamanın var mı?'' diye sordu ''dediğim gibi senin için her zaman zamanım var'' dedim. Söylediğim yüzünde garip bir tebessüm yaratmıştı. Bir kaç saniye sessizce bir birimize baktık ''ee ne diyordun?'' diye sordum ''seni tanıştırmak istediğim biri var'' dedi ''kimmiş?'' diye sordum merakla ''gidince görürsün hazırlan 10 dakika sonra garajda buluşalım'' dedi onu onaylayıp odama geçtim.
Hızlıca duş aldıktan sonra siyah balıkçı yaka kazağımı giyindim siyah kot pantalonla iyi duruyordu. Siyah botlarımı ve siyah deri ceketimi de giyindikten sonra iyi görünüyordum. Saçlarımı düzleştirdim. Makyaja gelinceyse sadece eyeliner ve rimelle yetindim.

Garaja indiğimde Steve motorunun yanında beni bekliyordu. ''Gidelim mi?'' diye sordu ''hala nereye gideceğimizi söylemedin'' dedim ''gidince görürsün'' dedi ve motoruna bindi ben de arkasındakı yere bindim ''sıkı tutunmak isteye bilirsin'' dedi. Ben de kollarımı beline sardım.

Biraz ilerledikten sonra bir çiçekcide durmuştuk. O içeriden karışık bir buket isterken ben de dışarıda motora yaslanmış etrafı izliyordum. O sırada yanıma küçük bir çocuk geldi ''sen o'sun'' dedi ''mutant savaşçı'' dedi. Çocuğu diklatlice süzdüğümde kollarında pullar olduğunu gördüm. Mutantdı ''evet ta kendisiyim. Sana nasıl yardımcı ola bilirim?'' dedim ''senin büyük hayranınım. Sen bir kahramansın. mutantları kurtarıyorsun'' dedi. Söylediğine en içten en sıcak şekilde gülümsedim. ''Bizi de kurtarıcak mısın? Ailemi ve beni?'' diye sordu. Söylediğine kaşlarımı çatdım ''kimden?''diye sordum ''onlardan'' dedi ''onlar kim tarif eder misin?'' diye sordum çocuğun yüzünü avuçlarıma alırken. ''Onlar silahlı korkunç adamlar. Mutantları öldürüyorlar'' dedi ''sentinel hizmetleri mi?''diye sordum ''hayır onlar suçlu kötü mutantları tutuklarlar. Bunlar çok kötü masumları öldürüyorlar'' dedi. Sentinel hizmetleri dışında mutantları avlayan birileri mi var? ''Ailemi ve beni korursun değil mi?'' diye sordu gözleri dolarken. Çömelip onun hizasına geldim ve gözyaşlarını sildim ''merak etme ben sana ve ailene birşey olmasına izin vermeyeceğim'' dedim. Küçük kollarını boynuma sardı. ''Teşekkür ederim'' dedi burnunu çekerken. O sırada yüzbaşı elinde çiçeklerle çıkmıştı. Yüzünde sıcak bir gülümsemeyle bizi izliyordu. Çocuk benden ayrıldı ve el sallayıp uzaklaştı ''o kimdi?'' diye sordu ''küçük bir hayran diyelim'' dedim.

Motorla biraz daha gitdikten sonra bir binanın karşısında durmuştuk. Yaşlı insanlara bakılması için olan bir yerdi. Annesiyle falan mı tanıştıracakt- hayır bu imkansız. Odaları geçtikten sonra birinin önünde durduk. Odanın üzerinde 'M. Carter' yazıyordu. Kapıyı tıklatıp içeri girdik. Yatakta yaşlı bir kadın vardı. Kim olduğunu anladığımda ağzım hafif aralanmıştı. Peggy Carter...