𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝐼𝑛𝑓𝑖𝑛𝑖𝑡𝑦 𝑆𝑎𝑔𝑎

Charpter 11. Mutant War Part 2

-Erik Lensherr-

Ters birşeylerin gittiyini anlamıştım. Çünkü Mesmero'num Charles'dan telepatik yetenekleri güçlüydü. "sorun nedir Vincent?" diye sordum "büyük bir sorun var, insanlardan bile büyük" dedi "eğer düşüncelerim doğruysa ki yanılmayı çok isterim. O kız hepimizin sonunu getirecek" dedi "ne? Açık konuş ve neler olduğunu anlat" dedim "o kız bir mutantdan fazlası. Asırlar önce antik Mısır ve Yunanistan zamanlarında. Dünyada En Sabah Nur adında ilk mutant varmış. Mısır halkı ona tanrı gibi hitab edermiş. Adamın akıl almaz güçleri varmış. Istediyi her şeyi yapa biliyor. Hayal ede bileceğimizin ötesinde bir güce sahip. Çok güçlüymüş yani hiç birşey onun karşısında duramazdı. Durdurulmazdı. Antik yunan tanrılarını bilirsin değil mi? Zeus Poseidon Hades falan. Işte o tanrılardan önce titanlar varmış, titanlar tanrıları yaratanlarmış. Işte ilk titan Uranus ve Gaea varmış. Onların bir çok çocukları varmış onlardan en önemlileri Cronus ve Rhea. Antik yunanlar kendi kardeşleriyle evlenirlermiş genlerini aktarmak için. Rhea ve Cronus da birlikte olmalıymışlar. Ama birgün herşey değişir. Kendini mısır tanrısı sanan ve mısır hükümdarı olan En Sabah Nur yeni yerler feth ederken. Yunanistan yakınlarına gelir ve orda Rhea'nı görüp aşık olur. Rhea da ona aşık olur çünkü adam farklı görünüyordu. Gri bir ten rengi metalik dudakları vardı. Kadın ister istemez aşık olmuştu. En Sabah Nur da öyle çünkü kadın çok güzeldi. Beyaz bir teni gümüş gibi parlak saçları vardı. Kadın onunla birlikte kaçtı. Onların ilişkisi sonucu bir kız çocukları oldu. Ama bu yunan titanlarını ve tanrılarını çok sinirlendirdi. Bu yüzden onları ayırdılar. En Sabah Nur kendi piramitinin kalıntıları altında tarihe kavuştu. Kadın ve çocuk ise hatıraları ellerinden alınarak dünyanın bir köşesine sürgün edildiler. O çocuk çok tehlikeliydi bu yüzden lanetlendi. Ona yasak olan diyorlar" dedi "bunları bana neden anlatıyorsun ki?" diye sordum "çünkü o kız o" dedi "Hera yunan kökenli bir isim fark etmemişmiydin?" diye sordu "inanılmaz güçleri oradan geliyor. Ben tüm her kesin zihnine gire bilirim beni engellese bile. Ama o hiç yani hiç bir tepki göstermeden öylece duruyordu bunu sadece En Sabah Nur yapa biliyordu. Demek ki onunla kan bağı var" dedi "anlatdıklarının iyi birşey mi kötü birşey mi olduğunu anlamaya çalışıyorum" dedim "her şey onun seçimine bağlı. Insanlar tarafında olursa mutant ırkının sonunun geldiğini söyleye biliriz, bizim tarafımızda olursa insan ırkı tarihe kavuşacak" dedi. Pekala yeterince korkutucu bir senaryo. "onunla konuşalım ailesini falan soralım belki de yanılıyorumdur" dedi "tamam gel hadi" dedim. Onun için ayrılan odaya gitdik. Içeri girdiğimizde pencereden dışarısını seyr ediyordu. "Hera" dedim arkasını döndü "efendim Erik" dedi o da "Vincent sana bir kaç soru sormak istiyor" dedi "sorsun" dedi omuz silikirken "ailen hakkında biraz konuşmak istiyordum sakıncası yoksa" dedi. Hera bakışlarını kaçırınca dışarıda şimşek çaktı. "olur. Annem yunan adı Rhea ama fazla antik bir isim olduğundan her kes ona Rey der. Onu 2012 New York savaşında kaybetdim. Babamın kim olduğunu bilmiyorum. Kendisi mısırlı bizi terk etmiş" dedi. Işte o olduğune emin olduk "pekala bu kadar yeterli teşekkürler" dedi Vincent çıkarken "neden sormuştunuz ki?" diye sordu "sadece mutant tarafının kim olduğunu merak ediyordum" dedi Vincent "mutant genim babamdan geliyor" dedi "pekala teşekkürler" dedi ve çıktı panik içinde Vincent. "o adamın nesi var?" diye sordu. "boş ver tipik telepat işte" dedim ardından çıkarken. "burada ne kadar süre kalacağım?" diye sordu bana çıkmadan hemen önce "burası senin evin-" dedim "hayır Erik beni buraya zorla getirdin burada uzun süre kalamam" dedi "savaş yakın sadece güçlerimizi toparlıyoruz" dedim. Tedirgincesine nefesini verdi "sorun nedir?" diye sordum "insanlara savaş açmak pek mantıklı gelmiyor bana burada huzur içinde yaşana bilir değil mi?" diye sordu "savaş istemiyorsun, neden?" diye sordum "insanları hafife almamanı tavsiye ederim umarım Avengers diye bir takımda olduğumu hatırlatmama gerek yoktur ve içlerinde şimşekler tanrısı ve durdurulmaz bir güç var. Ve güven bana Hulk'ı gönderdiğin hiç bir metal nesne durduramaz ne de incitemez" dedi. "türünü hafife alma derim" dedim ve gülümsedikten sonra orayı terk etdim. Arada kalmış hangi tarafta olmasına karar veremiyor. Insanlar tarafa geçmeden bu savaş başlamalı. "Pietro!" diye seslendim balkondan dışarısını seyr ederken. 3 saniye geçmeden gelmişti "efendim baba" dedi "her kese haber ver yarın savaş başlıyor" dedim "o kadar erken mi? Daha elimizde neyin olduğunu bile bilmiyoruz" dedi "elimizde olan ne varsa hepisi ile saldırıcağız çünkü Hera savaşa pek meraklı gibi değil fikrini tamamen değiştirmeden bu savaş olmalı" dedim "o kıza fazla güveniyorsun onsuz da insanları yene bilirdik" dedi "evet ama rakip olursa şansımız çok az olur. Çok güçlü birsi insanlar da güçlü onların tarafında olması işimize gelmez" dedim "tamam ben Wanda'ya her kese iletmesini söylerim" dedi ve hızla yanımdan ayrıldı. Insanlar bizden korkmaları gerektiğini öğrenecek. Ve bize bulaşmamaları gerektiğini bilececekler.