🍃Bölüm~17🍃

9.7K 536 211
                                    

Medya : Cengiz Özkan - gitti canımın cananı
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

🌺
•••••

*Gitti canımın cananı..
Ay le canım, vay le canım, uy canım..
Beni bıraktı yaralı..
Mihricanım, vay le canım, uy canım..
Beni bıraktı yaralı..
Mihricanım, vay le canım, uy canım..
•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Efsa'dan:
•••••••••••••

Hayat kendi akışında ilerliyor, biz istesekte istemesekte bir şekilde o akışa kapılarak, yaşarken buluyoruz kendimizi.
İyi şeyler de oluyor, kötü şeyler de...
Bazen çok mutlu oluyorsun, hani derler ya zaman su gibi aktı, diye işte öyle. Bazense o kadar gergin, o kadar acılı oluyorsun ki bir türlü akmak bilmiyor zaman, donuyor sanki...
Fakat, gerçek şu ki, akış hep kendi akarında, ne mutlu olduğunda su gibi akıyor, ne de dertli olduğunda duraksıyor...akıyor, kendi akışıyla zaman...kapılıp gidiyorsun o akışa istesen de istemesen de...

Derince iç çekerek camdan bakmaya devam ediyordum. Akış yaz'a doğru ilerlediği için hayat canlanmaya başlamıştı.
Ağır ağır başımı arkaya çevirerek ilk önce komodinin üzerinde olan saate baktım. Henüz 6 buçuktu.
Ardından gözlerim ağır ağır yatakta benim yastığıma sarılarak uyuyan adama kaydı. Kocaman adam yastığıma sarılarak uyuyordu. Bu görüntü içimde bir şeylerin erimesine sebep olacak cinstendi.

Onunla aramızda olan bağ her geçen gün biraz daha derinleşiyorken, ona olan hayranlığım da gittikçe büyüyordu. Bana karşı çok saygılı, şefkatli davranması kendimi çok değerli hissetmeme sebep oluyordu. Mesela her ne kadar aşkımızı itiraf etsekte, artık bazı şeyleri aşsakta, hâlâ onunla gerçek karı koca hayatını yaşamıyorduk. Onu bırak dudağımdan bile öpmemişti. Beni asla zorlamayacağını da çok iyi bildiğim için Allah'a bir kez daha onu benim karşıma çıkardığı için şükür ediyordum.

Yine kocaman bir iç çekerek cama çevirdim başımı, yeniden bakmaya başladım dışarıya. İçimi kaplayan rahatsızedici huzursuzluğun eşliğinde.
Tüm geceyi hiç uyumamış, haliyle de yarın erkenden uyanmıştım.
Sebebi ise nedenini bilmediğim bir huzursuzluğun kaplamasıydı içimi.
Böyle daralıyordum sanki, kocaman ve ferah oda'ya sığamıyordum.

Bunun nedeni belki de dün babamın yanına gitmeyişimdi, çünkü hastanede olduğu bu iki haftalık süreçte sadece üç gün gitmemiştim yanına ki biri dündü. Midem fazla bulandığı, ara sıra baş dönmelerim olduğu için gidememiştim.
Belki de içimde olan huzursuzluğun sebebi bugün babamın yurt dışına gönderdiğimiz tahlillerin cevaplarının gelmesiydi. Doktor pek umut yeri koymasa da, Yaman ısrar ederek göndermişti tahlilleri.

Doktor babamın iyleşme durumunda kendisinin psikolojik durumunun da büyük etki ettiğini söylemişti. Fakat babam o kadar çökmüştü ki, ruhsal olarak iyileşme sürecine giremiyordu bile. Ve bunun sebebi de net olarak bendim. Başıma gelenleri kaldıramıyordu babam...

"Ne düşünüyorsun?" bir anda karnımda birleşen güçlü kollar sırtımı göğüsüne yaslayınca dolgun dudaklar yanağıma öpücük kondurmuş, sakallarının beni huylandırmasına izin vermişti.

Uyku mahmuru çıkan sesi yüzümde tebessüm oluştururken başımı sol omuzuna yatırdım ve hafif çevrilerek aşağıdan yukarı güzel yüzüne bakmaya başlatım.

Saklı Masal (Tamamlandı🍃)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin