35 •.° wʜʏ ᴀʀᴇ ʏᴏᴜ ᴀᴄᴛɪɴɢ ʟɪᴋᴇ ᴛʜɪs?..

1K 112 139
                                    

1377 ᴋᴇʟɪᴍᴇ
___________________________________________

Sunghoon iç çekti ve uyuyamadığı yatakta bir sağa bir sola dönüp durmaya devam etti. Uyumak için kapattığı gözlerini kendini zorladığından ağrıyan başıyla açtığında elini alnına koymuş ve tavanla bakışmıştı. Birkaç dakika sonra yatakta doğrulup oturur hale geldiğinde komodinin üzerindeki telefonuna uzandı ve açtığı ekranının ışığı gözünü kamaştırırken birkaç kırpıştırmanın ardından saate baktı.

01.10

Telefonunu kapatıp yatağın yumuşak yüzeyine bıraktığında kafasını da yanındaki yatağa çevirmişti.

Boştu ve bu sefer boş olmasının nedeni Jay'in onun yatağında, yanında yatıyor olması değildi.

Yatakta ne o arkası dönükken tek görebildiği olan sarı saçları ne uyuyamadığı için ona bakarken gülümseyen yüzü ne de çoktan uykuya dalmış olduğundan inceleyebileceği yüzü vardı.

Ayaklarını yatağından sarkıttı ve sonunda zeminin üzerine koyarak başını eğdi. Elleri iki yanında yatağa yaslıyken gözleri zemindeki ayaklarındaydı. Ellerini yavaşça yataktan ayırdı ve kendine sardı. Jay'in neden hâlâ olmadığını düşünmeden edemiyordu. Bunun nedeni gerçekten o olabilir miydi? Günü baştan aşağıya düşünse bile bir türlü kötü bir şey yaptığını veya söylediğini hatırlamıyordu. Şirketten ayrılmadan önce bile gayet iyilerdi ama bir anda ne olmuştu da Jay aramalarına cevap vermeyip mesajlarına bile bakmamıştı? Belki de şu an yurda dönmemesinin sebebi bile oydu. Ve belki de o çoktan dönmüştü ama sırf Sunghoon ile aynı odada kalmamak için şu an başka bir yerde yatıyor olabilirdi. Bu mümkün müydü?

Yüzünü sıvazladı ve derin bir nefes aldı. Konu Jay olduğu zaman düşünmeden, kafa yormadan duramıyordu. Sürekli kendini bir labirentte buluyordu ama çıkışa bir türlü ulaşamıyordu. Belki Jay öyle bir labirent yapmıştı ki çıkışı bile yoktu. Yalnızca olduğu yerde dönüp duruyor, en başa yine geliyordu.

"Uyuyamıyorum..."

Gerçekten aşırı derecede uykusu vardı ama ağrıyan başı, ağrıyan gözlerine göre daha ağır basıyordu. Gözlerini ovuşturduktan sonra ayağa kalktı ve küçük adımlarla odadan çıktı. Bütün üyeler uyumuştu bu yüzden sessiz olması gerekiyordu. Bir an gerçekten başka odalarda olabileceği düşüncesi mantıklı geldi ve olabildiğince sessiz bir şekilde herkesin odasını kontrol etti. Jay gerçekten yoktu.

Heeseung ve Sunoo'nun odasına bakarken masanın üzerinde duran telefon dikkatini çekti. Jay'i arasa ulaşabilir miydi? Kendi telefonunu almak için odasına gitmeyi düşündükten sonra bir adım geriye atmasıyla durdu. Yine açmazdı ki. Bir süre kapının önünde bekledikten sonra gözleri yine Heeseung'un telefonuna kaydı. Ses çıkarmadan parmak uçlarında yavaşça masaya yaklaşmış ve uyuyan iki genci kontrol ettikten sonra hafifçe tutarak telefonu eline almıştı. Ekranı açtığı an gözleri yine ışıktan kamaşırken birkaç saniyenin ardından sonunda bakabildi. Şifresi olması kesinlikle şaşırtıcı değildi ama bu kafayla Sunghoon'un bunu düşünememiş olması lanet etmesine neden olmuştu. Belki sabah düzgün bir kafayla şifresinin ne olduğunu hemencecik bulabilirdi ama şu an düşünebildiği tek şey baş ağrısı ve Jay'in nerede, nasıl olduğuydu.

Heeseung'u düşündükçe aklına gelen yalnızca 2 şey vardı. Jungwon ve ramen. Ama bu ikisinden bile onlarca şifre çıkabilirdi bu yüzden sessizce ofladı. Aklına ilk gelen şey kesinlikle mantıklı değildi ama hiç denememekten iyi olduğunu düşündü.
___________________________________________

Şifrenizi girin

******|

|

ᴊᴏᴋᴇ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin