Kim Taehyung, Asya Bölgesi Tenis Finali maçında her şeyin iyi gideceğini düşünüyordu, son seti almak için servise hazırlanırken beklemediği bir şey oldu, sessiz salonda bir hapşırık sesi duydu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- sahip olduğum tek doğrunun sen olduğunu düşünüyorum, seni asla vermeyeceğim
5 seconds of summer, lover of mine
✨
Sarhoş bir çocuk ile ne yapacağımı bilemez halde eve sürdüm arabayı, kucağımda sızmış bir beden ile şifreyi girip eve girdim ve ahjumma beni gördüğünde şaşkınlıktan bayılabilirdi.
Misafir odasına bıraktığım Jeongguk'un ardından salona döndüm, bana dik bir şekilde bakan kadına omuzlarımı silerek karşılık verdim. "Bu çocuk nereden çıktı Taehyung?" diye sordu, su dolu bardağı kafama dikerken ne yapacağımdan emin değildim.
Alışık olmadığım bir telefon melodisi eve dolduğunda bunun ona ait olduğunu anlayarak ahjummayı cevapsız bırakarak misafir odasına ilerledim. Eşofmanın cebinden çıkardığım telefonunu aldığımda ekranda yazan sadece Sejin Hyung yazısıydı, "Merhaba." diyerek açtım telefonu.
"Sen kimsin?"
Karşı taraftan gelen şaşkın soru ile odadan çıktım, "Ben Kim Taehyung. Sen?" Kendimi salondaki kanepeye atarak uzandım, masanın üzerine bırakılmış sıcak süte kaşlarımı çatarak baktım. "Ben Jeongguk'un eğitmeniyim. Hala gelmedi, nerede olduğunu merak ediyorum." dedi, sesi birçok soruyu barındırıyordu, doğrularak süt dolu bardağı almak için uzandım. "Jeongguk ile yemeğe gitmiştik ama biraz fazla içince sızdı, evini bilmediğim için kendi evime getirdim." Sejin denen kişinin derin nefes sesleri bunun ilk olmadığını söylüyordu, masum görünen bu çocuğun gerçekten nasıl biri olduğuna dair ilgim gittikçe daha da artıyordu.
Onu sabah göndereceğimi söylemenin ardından telefonu kapattım, sehpanın üzerine bırakarak benim için hazırlanmış sıcak sütü içmeye koyuldum. Ahjumma hala başımda dikiliyordu, "Söylediklerimi duydun, cevabını almış olman gerek." dedim sırtımı kanepenin arkasına yaslarken. "Yine de tuhaf." demenin ardından yanımdan ayrıldı. Jeongguk'un telefonunu yeniden aldığımda şifresi vardı, ekrandaki resim onun arkadan çekilmiş tenis sahasındaki bir fotoğrafıydı.
Şortunun altından devam eden beyaz kaslı bacakları, ensesindeki raketi tutmak için gerilen kolları ve bu kez açık bırakılmış saçları ile arka görünümü gerçekten ilgi çekiciydi. Telefonu sehpaya tekrar bırakarak odaya girdim. Cenin pozisyonunda, büyük yatağın ortasına kıvrılmış uyuyordu. Hırkasını çıkarmak istesem de buna izin verecek gibi durmuyordu, ayakkabılarını çıkararak kenara koymanın ardından çoraplarından kurtulmasını sağladım. Dolaptan aldığım kalın pike ile üzerini örterek odadan çıkarken kapıyı kapattım.
Kendi odama girdiğimde üzerimdekilerden kurtularak dizime gelmeyen bir şort, kısa kollu bir tişört geçirdim üzerime ve geniş yatağa uzanarak yorganı üzerime çektim. Oldukça yorgun hissediyor olmama rağmen bir gram uykum yoktu ve yatakta boş bir şekilde yuvarlanmaktan başka yapabileceğim bir şey de yoktu.
