Kim Taehyung, Asya Bölgesi Tenis Finali maçında her şeyin iyi gideceğini düşünüyordu, son seti almak için servise hazırlanırken beklemediği bir şey oldu, sessiz salonda bir hapşırık sesi duydu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
17 • Buluşmayı hayal etmeye devam et, tüm ömür boyu uzak durmayı diledim. Haksızlık, biz günlerdir yaramazlık yapmıyoruz.
arctic monkeys, re u mine?
•
Aklımdaki düşünceler ile önümdeki maça odaklanmak beni zorluyordu, hemen arkamda kalan tribünde Jeongguk'un oturduğunu bilmek aklımı başımdan alıyordu ve onu tanıdığım andan beri korktuğum tam olarak başıma geliyordu.
Seokjin'in onu Avustralya'ya neden getirdiği hakkında hiçbir fikrim yoktu, kendini tamamen buradanın gece hayatına vermiş olan antrenörüm beni tamamen unutmuş gibiydi, unutmak istediği kalbini tamamen ele geçiren biriyken...
Etrafımdaki tüm insanlara baktığımda aşk, bir zehir gibi damarlarına giriyor ve orada gezerken tüm hayat ile bağlarını kopararak bir insanın sigaraya ya da alkole bağımlı olması gibi onları bir insana bağımlı hale getiriyordu.
Böyle bir insan olmak istiyordum.
Yanımda uyumakta olan Jeongguk'a dönük halde gözlerimi açtığımda uyumadan önce gördüğüm son yüz ve uyandığımda gördüğüm ilk yüz olmasından bu kadar hoşlanmamam gerekiyordu, Jeongguk'tan bu kadar çok hoşlanmam gerekiyordu.
Kalkıp sıkı bir koşu yapmam, otele dönerek sıcak bir duş almanın ardından kahvaltı yapmam gereken tüm zamanı yatakta Jeongguk'a dönük bir halde yatarak onu izleyecek biri değildim, olmamalıydım fakat Seokjin otel odamın kapısını deli gibi çalarak artık kalkmam gerektiğini söyleyene kadar bunu yaptığımın farkında bile değildim.
Ben duş alırken Jeongguk odada ne yapıyordu bilmiyordum fakat adını hatırlayamadığım bir Arctic Monkeys şarkısını bağırarak söylerken görmüyor olsam bile neşeli olduğu her halinden belli oluyordu.
"Aşık olduğunu duydum ya da yeterince yaklaştığını, sana gerçekleri söyleceğim."*
Şarkıyı bana inat mı seçmişti bilmiyordum ama sesi güzel olmasına rağmen sözleri sinirimi bozuyordu, "Omuzlarını tutup sarsmak istiyorum bebeğim, kendine gel." Bunu gerçekten yapmasına ihtiyacım vardı, beni sarsmalı ve sadece aklımın karıştığını söylemeliydi ama kalbimin sesini duyduğunda bile bu kadar hızlanmasına nasıl bir açıklama bulacaktı?
Öğle saatlerinde olan maç için kulübe geldiğimizde peşimden ayrılması gereken an gelmişti ve bundan memnundum, Jeongguk'tan biraz uzak durmam ve mça odaklanmam iyi olabilirdi.
Onu arkamda kalan tirübünde bırakarak korttaki yerimi aldığımda onu ilk gördüğüm an geldi aklıma; siyah uzun kollu sweatinin içinde uzun saçları önüne düşüyordu, kızarık burnu ile bana attığı utangaç ve özür dileyen bakışları iç çekmeme sebep oldu.
