28| Gözlerindeki gururla gülümsediğini düşünürüm, ah çeken bir aşkla...
Mutfaktan gelen tabak gürültülerine alışık bir halde uyandığımda Jeongguk'un kolları bedenime sarılı halde uyumaya devam ediyordu, dün geceki anılar zihnime düşerken hafif dönerek dudaklarımı onun alnına değdirdim.
Bedenime sarılı kollarını çözdükten sonra yataktan çıkarak siyah terliklerimi ayağıma geçirdim, banyoda geçirdiğim kısa anlardan sonra odadan çıktığımda annemi ahjumma ile birlikte kahvaltı hazırlarken buldum. Benimle günlük on kelimeden fazlasını konuşmak yasakmış gibi davranan ahjummanın annemle dile bürünmesi beni her zaman şaşırtıyordu.
"Günaydın."
Dikkatleri üzerime çektiğimde annem elindeki omlet tavasını bırakarak yanıma geldi, bedenime kollarını dolayarak yanağımı öptü. "Günaydın bebeğim, baban sıcak çörek almaya gitti." dedi, kollarını belimden çekerek kahvaltı hazırlamaya geri döndü.
Sandalyelerden birine oturarak onları izlerken evin giriş kapısı geriye doğru açıldı, babam elindeki poşetlerle mutlu bir şekilde ayakkabılarını çıkarıyordu. "Jeongguk uyanmadı mı?" diye sordu annem, başımı iki yana sallayarak onu onayladım, babam yanımdan geçerken saçlarımı öptükten sonra elindeki poşeti anneme verdi.
Bizim evimizde omlet yapmak her zaman babamın işiydi ve annemin hazırladığı tavanın başına geçerken oldukça özgüvenli görünüyordu. Onun sadece bir kez omlet yaparken hata yaptığını görmüştüm, o da annemin gerçekten hasta olduğu bir dönemdi ve kendini iyi hissetmediğini görebilmiştim.
Odanın kapısının açılma sesinden sonra gelen terlik sürüme sesi gülümsememe sebep olurken bedenimi arkaya çevirerek gözlerini ovuşturmakta olan Jeongguk'a baktım. Benimle buluşan bakışlarından sonra gülümsese de herkesin bakışlarını üzerinde olduğunu fark ettiğinde bir adım geriledi.
Gülmemi durduramadan yerimden kalkarak bir elimi beline doladım, onu öne çıkararak "Jeongguk, anne ve babamla tanış." dedim, Jeongguk koluma daha çok sığınarak küçücük kaldı.
"Merhaba."
Jeongguk'un sesi cılız bir şekilde çıkarken gülmemi duduramayarak alnına düşen saçları geriye doğru çektim. "Merhaba Jeongguk, oturun artık acıkmışsınızdır." dedi annem, Jeongguk'u masaya doğru ilerletirken yüz ifadesindeki hafif acı kaşlarımı çatmama sebep oldu, dün gece elimden geldiği şekilde yavaş olmaya çabalamıştım ama yine de canı yanıyordu demek ki.
Sandalyesine oturmasını sağladıktan sonra elimi sırtında gezdirdim, "Iyi misin?" diye fısıldadım kulağına, bana dönerek gülümsemeye çabaladığında dudaklarımı yanağına değdirdim. "Biraz canım yanıyor." Ellerini kucağına koymuş halde dururken küçük bir çocuk gibiydi, onun bu hallerine dayanmam oldukça zordu, "Yemekten sonra ağrı kesici veririm." dedim, dudaklarım yeniden şakaklarına değdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sabah yıldızı' taekook
FanfictionKim Taehyung, Asya Bölgesi Tenis Finali maçında her şeyin iyi gideceğini düşünüyordu, son seti almak için servise hazırlanırken beklemediği bir şey oldu, sessiz salonda bir hapşırık sesi duydu.