eleven, i know all your favourite spots

8.7K 912 226
                                    

11} Ben sürdüğümde bir emniyet kemerine ihtiyacın olabilir bebeğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

11} Ben sürdüğümde bir emniyet kemerine ihtiyacın olabilir bebeğim. Açık bir kapı bırakacağım, gel içine.

ariana grande, 34+35

1960 model Chevrelote'in kaputunda otururken güneş tam tepedeydi, Han Nehri'nin kenarındaki kumlu bir sahildeydik. Üzerimde ince bir Hawaii desenli gömlek, koyu mavi bir şort vardı, taktığım şapka ters duruyordu. Tam olarak 1960'lı yılların bir serserisi gibi görünüyordum ve bundan çok ama çok fazla hoşlanmıştım.

Beni takip eden bir kamera, gözlerini dizlerimden çekmekte zorlanan bir kameraman her zaman gözümün önündeydi. Bu sıcak günün tadını tam çıkaramıyordum çünkü Seokjin benim için bir spor dergisi ile çekim ayarlamıştı. Tepedeki güneş beni eritecek kadar sıcaklık yaymıyor olsa da sürekli pozisyon değiştiriyor olmaktan pek hoşlandığım söylenemezdi.

On dakikalık bir ara verdiğimizde elinde bir havlu ve soğuk su dolu şişe tutan Seokjin, gölgesinde olduğu büyük şemsiyenin altından ayrılarak bana gelirken kaputtan indim. "Senden bir şey isteyeceğim." dedim su şişesini alırken, bakışları benim üzerimde gezerken bu aptal bu sefer ne isteyecek bakışlarını atmaktan çekinmiyordu.

"Arabayı bugünlüğüne benim için kirala."

Kaşlarını çatarak bana bakarken itiraz etmek için beklemeden aralanmıştı dudakları, "Kalan tüm günlerimi kortta çalışarak geçiririm ama bu araba, bugün bana lazım." dedim, şişeyi kafama dikmeden önce, her zaman klasik bir arabanın varlığı beni mutlu ederdi, Seokjin havluyu boynumdan geçirirken deneyeceğine dair bir şeyler mırıldandı, şişenin hepsini bitirmenin ardından gülümserken onunla birlikte şemsiyenin altına ilerledim.

Telefonumu elime alarak Jeongguk'a iki saat sonra kapısının önünde onu bekliyor olduğuma dair mesaj atmanın ardından Seokjin'in gelecek herhangi bir aramayı görmesini istemediğim için kapattım. Kendimi sandalyeye bırakırken fofoğrafçının bakışlarını üzerimde hissediyordum, "Bugün sikilmeden buradan kurtulursam mutlu olacağım." diye mırıldandım, Seokjin kesin kahkaha atmamak için yanağının içini ısırıyor olmalıydı, bu durumlardan fazla keyif alan bir yapısı vardı ve bundan hoşlanmıyordum.

Yeniden çekime döndüğümüzde bu kez kapısını açmıştık ve ben sürücü koltuğunda yan bir şekilde oturuyordum. Bir bacağım arabanın içinde gaza doğru uzanmış, diğeri dışındaydı ve fotoğrafçıya izlemelik güzel bir manzara sunuyordu. Bir elim büyük direksiyondayken diğerini iki bacağımın arasındaki boşluğa bırakmış, güneşten ısınan metallar tenime değmişti. Bu kez akıl ederek bana bir güneş gözlüğü verdiklerinde daha rahat hissediyordum, güneş gözüme girmiyordu en azından.

Yarım saat kadar orada devam eden çekimlerin ardından bittiğinin söylenmesi ile hızla kalktım, fotoğrafların nasıl olduğunu pek umursadığım söylenemezdi ama Seokjin ve fotoğrafçı bakmam konusunda ısrarcılardı. Seokjin'i ikimizin ortasına alarak geniş ekranın önüne geçtiğimizde adamın biraz bozulduğunu fark etmiş olsam da tek bir kelime etmedi, tüm pozların üzerinden geçerek en iyisi olduklarını seçtik. Fotoğraflarda oynamaya yapması gerekmediğini kast ederek araya bir sürü iltifat sıkıştırdığında, bunların hepsi benim gözümü boyamak içindi, kusmak istememe engel olamadım.

sabah yıldızı' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin