twenty, nothing happened in the way i wanted

6.4K 819 212
                                    

20} Gittiğim her yer beni sana geri götürüyor, gitmek istemiyorum, sanırım daha da kötüleşeceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

20} Gittiğim her yer beni sana geri götürüyor, gitmek istemiyorum, sanırım daha da kötüleşeceğim.

gracie abrams, i miss you i'm sorry

---

İçimdeki final maçına dair tüm heyecanımı kaybetmiş bir şekilde korta çıkarken izlemeye gelenler arasında, locada, birkaç ünlü tenisçiyi görmek bile keyfimi yerine getirmeye yetmemişti.

Turnuvanın son günü olması, benim için önemlu bir kupayı almaya çok yakın olmam, akşam yapılacak parti umurumda bile değildi sanki, gözlerim tribünlerde gezerken tek bir kişiyi arıyordu ama bulamayacağımı biliyordum, bazen insanın içine bir his doğardı işte.

Rakibim ve ben ısınırken aklımı ondan tamamen uzak tutmaya çabalıyordum, buraya kadar varmışken son maçta her şeyi berbat ederek eve dönemezdim.

İnsanların beklentilerinden önce benim kendim için beklentilerim vardı, bunlardan biri de burada kupayı alarak mutlu bir şekilde eve dönmek, gelecek sene buraya yeniden Asya'nın ilk şampiyonu olarak dönmek vardı.

Raketi elimin arasında düzeltmenin ardından beyaz Fila bandanamı çekiştirdim, Seokjin nasıl yapmış olduğunu anlamadığım bir şekilde bu turnuvanın geri kalan kısmı için Fila ile anlaşma sağlamıştı, bazen beni oldukça şaşırtıyordu.

Gözlerim koçların ve hakemin bulunduğu uzunluğun birkaç blok üstünde kalan Jung Hoseok'u buldu, onu ilk defa rahat kıyafetlerin içinde görmek şaşırmama sebep olsa da heyecanlı bir şekilde maçı bekliyordu yanındaki Kore Spor Bakanı ve Tenis Federasyonu Başkanı ile.

Onun burada olmamasının daha iyi olduğunu kendime söylerken iç geçirdim, kortun ortasına ilerleyerek Avustralya'lı rakibimin elini sıktım ve bana tatlı bir şekilde göz kırptı.

Yerime geçerken bakışlarım yeniden Jung Hoseok'un olduğu tribüne kaydığında hareket edemedim, telaşlı bir şekilde Spor Bakanı'nın yanına kendini bırakırken parmaklarım içe doğru katlandı.

Üzerine giydiği beyaz uzun kollu tişörtü, kot ceketi, yarım toplanmış saçları, dizleri yırtık kot pantolonu ile gözleri benimle buluştuğunda, beni ne kadar yıktığını bilmeden gülümseyerek el salladı, dilim dudaklarımın üzerinde hareket ederek iki et parçasını nemlendirirken başımı iki yana sallamadan edemedim.

Kortun kendi tarafıma adımlarken biraz önce içimden geçirdiklerimi yutmak zorunda kaldım, onun burada olmamasının iyi olacağını düşünmek hatadan başka bir şey değildi, garip bir şekilde onun etrafımda olduğunu bilmek beni hiç olmadığım kadar iyi hissettiriyordu.

sabah yıldızı' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin