Kim Taehyung, Asya Bölgesi Tenis Finali maçında her şeyin iyi gideceğini düşünüyordu, son seti almak için servise hazırlanırken beklemediği bir şey oldu, sessiz salonda bir hapşırık sesi duydu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- seninle burada bulaşacağımı hiç düşünmemiştim, bu aşk olabilir. ileriye giden yol olabiliriz, ve bunun bedelini ödeyeceğimi biliyorum.
taylor swift, cowboy like me
•
Başımın ağrısı ile uyanmak beklediğim bir şey değildi zira dün gece minimum seviyede tutmuştum içkiyi, durumun buraya nasıl geldiği konusunda hiçbir fikrim yoktu. Şiddetli ağrı geçecek gibi durmazken kalktım yataktan, siyah terliklerimi giymenin ardından ayaklandım ve salona girdim.
Bana kahvaltı hazırlamakta olan ahjumma ters bir bakış atarak işine dönerken buzdolabından soğuk su şişesini aldım, kapağını açarak kafama dikeceğim sırada bunu yapmamamın en iyisi olacağını belirten bakış ile üst dolaptan büyük bir bardak aldım, kendi evimde suyu bile rahat içemiyordum.
Kahvaltı hazır olana kadar kendimi koltuğa atarak bir televizyon programı açtım, köydeki ailelerin yaşam şekilleri hakkındaydı ve çiftlikte, büyük annem ve büyük babam ile yaşadığım zamanları unutamıyordum, onları çok fazla özlemiştim.
İç geçirerek kimchi yapmakta olan yaşlı teyzeyi izlerken istemeden de olsa gülümsedim, pijamamın cebindeki telefonumdan Yiruma'nın melodileri dökülürken elimi telefonuma attım, ekran Jeon Jeongguk'un adı yazıyorken kaşlarım çatıldı, onun beni arayacağını sanmıyordum ama yazıyordu işte.
"Sunbae."
Onun heyecanlı sesini duymak kaşlarımı daha çok çatmama sebep oldu, dün geceki çocuktan farklı bir şekilde davranıyordu. "Jeongguk, nasılsın?" diye sordum, iç geçirdiğini duydum, "İyiyim, aslında seninle oturup konuşmak istiyorum, bugün buluşabilir miyiz?" Yerimde doğrulurken dudaklarımın kenarı kıvrıldı, "Öğle yemeği için Lux'a ne dersin?" Bir süre sessizlik oldu, "Lux?" diye sorduğunda kıkırdamadan edemedim, onu onaylayarak telefonu kapattığımda kahvaltı için yerimden kalktım.
Kendimi oldukça iyi hissediyordum.
Sandalyeye kendimi bırakmanın ardından sıcak omletten büyük bir yudum aldım, sıcak sütten de içmenin ardından keyifle gülümsedim. Jeongguk benimle ne konuşmak istiyordu bilmiyordum ama onu karşımda görecek olma düşüncesinin bile beni mutlu etmesi tuhaftı, ne yapacağımı bilemiyordum sahiden.
Kahvaltının ardından duş almak için banyoya ilerledim, sıcak su üzerimden dökülürken biraz olsun rahatlamış hissediyordum. Odaya dönerken havluyu belime sardım. Koltuk altlarıma deodarat sürmenin ardından siyah bir tişört ve altıma da siyah bir dar pantolon geçirdim. Chanel kemeri takmanın ardından aynada kendime baktım.
Dalgalı saçlarımı ellerimle düzeltmenin ardından üzerime kot veya deri ceket alma konusunda kararsızdım, hepsinden vazgeçerek kahverengi bir hırkayı geçirdim üzerime. Cüzdanımı, telefonumu ve Audi R8'in anahtarını alarak çıktım odadan. Ahjumma tüm işlerini halletmiş halde koltuğa oturmuş, gündüz pembe dizisini izlerken örgü örüyordu.
