baby be the class clown, i'll be the beauty queen in tears

3.8K 361 81
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

Hapşırık.

Bir kez daha olamaz diye düşündüm, final maçındaydım ve aynı hatanın içine sürüklenerek servisten sayı vermeyecektim. Hapşırık. Gözlerimi kapatarak kısa bir an odaklanmaya, zihnimi arkadan gelen ince sesten korumaya çabaladım. Kim olduğunu bilmiyordum, arkamı döndüğüm an göreceğim yüz beni endişelendiriyordu. Jeongguk olmadığını biliyordum. Dejavu hissi kanımda dolanırken odaklandım, gelen işarete uyarak topu havalandırdım. Servis iyi gitmişti, rakibim topu dengeli bir şekilde karşılayarak bana geri gönderdi. Bir hapşırık daha duydum. Odağımı kaybedemezdim, topu son bir kuvvet ile rakibimin uzak nir noktasına göndererek sayıyı aldım.

Raketi yere bırakarak kimin hapşırdığına bakmak için arkamı döndüm, beş yaşlarında kız çocuğu bir kez daha hapşırarak ona gülümsememe sebep oldu. Ayaklarımı seyircilerin olduğu yere yönlendirdim; kızarmış burnu, her an bir kez daha hapşıracakmış gibi duran yüzü, kocaman gözleriyle sevimli duruyordu. "Baba, hapşırığım durmuyor." dedi yanına geldiğimde, "Meleğim, sorun değil. Hastasın, keşke gelmeseydin." dedim, saçlarını öperken geri çekildi ve hasta olduğunu, onu öpmemem gerektiğini söyledi. Tüm ekibin sevinç çığlıklarını, şampiyonluğumun ilanını duyuyordum ama umurumda değildi, kızım bir kez daha hapşırdıktan sonra babamın kollarına sığındı. Kalçamda hissettiğim raket ile arkamı döndüm, biraz önce neredeyse beni yenerek şampiyon olmak üzere olan rakibime baktım.

"Şampiyon olmak için kızımı mı kullanıyorsunuz, Bay Kim?"

Jeongguk'un kahkahası sevinç çığlıklarına karışırken raketi elinden bırakarak kollarını boynuma doladı, "Tebrik ederim sevgilim, harika bir maçtı." dedi, dudakları belli belirsiz boynuma değdikten sonra geri çekildi. "Benim hasta meleğim nasıl oldu?" diye sorarak kızımızı kucağına aldı, "Baba, hapşırıp duruyorum." dedi ve bir kez daha hapşırdı. "Babanın dikkatini dağıtsaydın keşke, ben alabilirdim maçı." diye söylendi Jeongguk gülerek, kızımızın saçlarını öptü. Seokjin hyung kollarını bana dolayarak tebrik ederken, ben de ona sarılmaktan başka bir şey yapamadım, duygusal olayları hâlâ sevemiyordum. "Bu akşam kutlama yapıyoruz değil mi?" diye sordu Seokjin hyung, Jeongguk onu onaylayarak bizim evde parti olduğunu söyledi. Onunla ve kızımla vakit geçirdiğim bir zaman diliyordum sadece.

Evliliğimizin dördüncü senesindeydik, bir kez ciddi bir kavga etmemizin ve Jeongguk'un iki gün boyunca Jimin'de kalması dışında hiçbir tartışmamız olmamıştı. O iki gece bir anlığına bile gözümü kapatmamıştım. Jeongguk'un olmadığı bir yatakta uyumak imkânsızdı. Onun kokusu olmadan, ona sarılmadan, minik mırıltılarını dinlemeden uykuya dalamıyordum. Jimin'e beni onunla görüştürmesi için yalvarmıştım, şu an bile, neden kavga ettiğimizi tam olarak hatırlamıyordum. "Baba!" Kızımın kulağımın dibindeki bağırması beni düşüncelerimden sıyırdı, ürkmem Jeongguk'u keyiflendirmiş görünüyordu. "Ter içindesiniz, giyinin ve eve gidelim." dedi annem, Jeongguk'un kucağından kızımızı alarak babamın yanına gitti.

sabah yıldızı' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin