12} Kim olduğumu bilmiyormuşsun gibi bakıyorsun. Gömleğimdeki kalp, elimdeki kalp hala atıyor. Çok kirli bir savaş, ama senin aşkın çok tatlı.
5 seconds of summer, teeth
🍷
Camın ardında durmuş korttaki maçı izlerken ellerimi göğsümde birleştirmiş haldeydim, Jeongguk tamamen maça odaklanmış haldeydi ve eski ligindeki çocuğu ezip geçiyordu. Çocuk onun her atışına etkisiz kalıyordu ve bu, gittikçe sinirimi bozmaya başlıyordu.
Seokjin'in yanından ayrılırken arkamdan bağırıyor olsa da onu dinlemedim, sahaya çıktığımda başımdaki lacivert şapkayı kenara koyarak kortun ortasına daldım, ikisi de durmak zorunda kaldı ve Jeongguk kaşlarını çatarak bana bakıyordu.
Üzerinde siyah dizlerine inen bir şort, siyah üzerine giydiği siyah hırkası ile oldukça çok hoş duruyordu. "Bakalım Jeon Jeongguk bana karşı da böyle oynayabilecek mi?" Çocuğun elinden raketi alarak kenara geçişini izledim, yüzünde çok tatlı bir gülümseme ile bana bakıyordu. "Yeneceğine eminim sunbae!" diye bağırdı kendini sandalyeye atarken, Jeongguk tek elindeki raketi çevirirken kaşlarını çatmış halde bana bakıyordu.
Sarı hırkamın fermuarını yukarı çekerken yerime yerleştim, küçük çocuğun elime bıraktığı toplardan birini şortumun cebine koymanın ardından diğerini yerde sektirdim. Hakeme işaret vermenin ardından raketi elimde dengeledim, topu birkaç kez daha sektirmenin ardından maça başladım.
Seokjin'in sinirli bir şekilde camın arkasından bana baktığını hissediyordum ama umurumda değildi, içimde bir şeyler vardı dışarı çıkmak isteyen ve onları serbest bırakmam gerekiyordu. Jeongguk servisimi usta bir şekilde karşılamanın ardından topu benim sahama gönderdi.
Tamamen oyuna odaklanmış durumdayım, kendimi fiziki olarak iyi hissediyor ve bunu gerçekten bir maç olarak görüyordum. Jeongguk'un sayı olarak geriye düşmesi için çok fazla oynamamıza gerek yoktu. Diğer çocuk onun için hafif olabilirdi ama ben de, onun için oldukça fazlaydım, beni yenemezdi.
Onunla görünmemem gerektiğini söyleyen koçumun aksine şu an kulübün ortasında onunla maç yapacak kadar kafayı yemiş olabilirdim fakat Jeongguk, beni her zaman çok zorluyordu.
O gün arabada olanlar üç gündür kafamı kurcalıyordu, bana böyle hissettirmemesi gerekiyordu ama hissettiriyordu ve ben ne yapacağımı bilemiyordum. Bana, ben nasıl istersem benimle öyle yakın olacağını söylemişti ve bunu yapması, kendini tamamen bana teslim etmesi hoşuma gidiyordu. Yine de yanlış gelen bir şeyler vardı, Jeongguk'un bana kendini teslim etmesinden hoşlanmamıştım.
"Kahretsin!"
Raketi elimden atarak acı içinde bağırdığımda yere oturdum, o kadar aptal bir insandım ki, bileğimi ters çevirmiştim ve canımı yakmıştı, çok fazla. Herkes başıma toplandığında Jeongguk dizlerinin üzerine çökmüş, bileğimi kucağına çekerek ovalamaya başlamıştı. "Kim Taehyung!" Seokjin'in sesi tüm kortta yankılandığında Jeongguk hafif bir şekilde okşamaya devam ediyordu. "Sen aptal mısın? Kortta derdin neydi? Kendini sakatlamak mı istiyorsun?" Seokjin hala bağırmaya devam ediyordu ama bileğim öyle hafif okşanıyordu ki gözlerimi kapatmak ve onun dokunuşlarına kendimi bırakmak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sabah yıldızı' taekook
FanfictionKim Taehyung, Asya Bölgesi Tenis Finali maçında her şeyin iyi gideceğini düşünüyordu, son seti almak için servise hazırlanırken beklemediği bir şey oldu, sessiz salonda bir hapşırık sesi duydu.