thirty five; you said there was nothing in the world that could stop it

4.5K 494 80
                                    

35; Dünyada bunu durdurabilecek hiçbir şeyin olmadığını söyledin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

35; Dünyada bunu durdurabilecek hiçbir şeyin olmadığını söyledin.

taylor swift, dancing with our hands tied

'

"Beni artık sevmiyorsun, değil mi?"

Gözlerimi devirerek hemen karşımda oturmuş Jeongguk'a bakıyordum, elindeki kukla ile alt dudağını büzmüş halde bana bakıyordu. "Ne?" diye sordu bana bakarak, eğilerek dudaklarımı onun dudaklarina bastırdığımda bir eli anında ensemi tutarak beni kendine daha çok çekti.

Abisinin bizi ziyaretinin ardından üç gün geçmişti ve dünkü maçım dışında Jeongguk'un yanından bir dakika olsun ayrılmamıştım. Oynamadığımı oyun kalmamıştı, kutu oyunlarından sıkıldığını söylediğinde bugün karşısına kuklalar ile gelmiştim ve eline geçirdiği mavi kukla ile beni deli ediyordu.

Hüzünlüydü, anne ve babasının yaşattıklarının hep farkındaydı fakat abisinin birden onun için bu şekilde davranıyor olması beklenmedikti. Gözlerimi üzerinden ayırmamaya çabalıyordum. Güzel saçlarının arasındaki bandaj sinirimi bozuyordu, ona her yaklaştığımda bir şey olacak korkusu ile deliriyordum ve yakınlaşmalarımız minik öpücüklerin ilerisine gitmiyordu.

Dudaklarımızı ayırarak geriye yaslanırken Jeongguk'un eli kucağına düştü, bundan hoşlanmadığını belirten mırıltılar çıkararak kuklasını bana doğrulttu. "Beni sevmediğini biliyorum." dediğinde bir şey demedim, tamamen ilgi bekleyen bir bebek gibi davranıyordu.

Onu geriye iterek yatmasını sağlarken başının çarpmaması için elimi bandajın üzerine koyarak destek oldum, yanına uzanarak kuklayı elinden çıkardım. "Uyuyalım artık, geç oldu." dedim, bir elimi karnının üzerinden diğer yana atmadan önce yorganı üzerimize çektim. Bana doğru dönerek yüzüme bakarken "Uykum yok." dedi, gözleri her an kapanmak üzere olan birine göre iyi bir yalancı değildi.

Yaşadıklarının üzerinde bir travma olarak kalmasını istemiyordum ama Jeongguk uyumakta zorluk çekiyordu, kabuslar görüyordu ve mırıltıları ile uyanıyordum. Ani her şey onu korkutur hale gelmişti, telefon konuşmalarında bazen sesimi duymaları için yükseltmek zorunda kaldığım anlarda bile irkiliyor, ardından benim kollarıma sığınıyordu. Onu her zaman koruyacağımı göstermek için bir dakika bile onu yalnız bırakmamak için çabalıyordum.

Yine de yeterli değildi.

Ben onun kabuslarını sona erdiremezdim, deniyordum ama olmuyordu. Ona yardım alması gerektiğini söylemek istiyordum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum. "Düşüncelere daldın." Jeongguk'un sesi gülümsememi sağlarken "Seni düşünüyordum." dedim, dudakları kısa süren bir tebessüme ev sahipliği yaptı, dudaklarımı tombul yanağına değdirdim ve yatağın içinde biraz daha ona yaklaştım.

sabah yıldızı' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin