two, the shining sky hides me

15K 1.4K 600
                                    

- yol göster bana,senin kalbin de benim gibiyse

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

- yol göster bana,
senin kalbin de benim gibiyse

jj project, on&on

•Taehyung•

Seokjin hyungun yanındaki yerime otururken kalabalık olmayan salonda birkaç kişinin tebriğini kabul etmiştim, Spor Bakanı, bu karşılaşmayı da izlemek için hemen arkama kurulmuştu.

Bir bacağımı diğerinin üzerine atarak yerimde yayıldım, sahaya ne hakem, ne de oyuncular çıkmıştı. "Bunun karşılığında bana hamburger ısmarlamalısın." diye fısıldadım kulağına, neden burada olduğumu bile bilmiyordum. Birkaç kişinin fotoğrafımı çekiyor olduğunu görmek beni rahatsız hissettiriyor olsa da yapacak bir şeyim yoktu.

Arkama yaslanarak beklemeye başladık, bizim tarafımızda olan kişiler ilk çıktı. Seokjin hyungun boyuna yakın olan esmer beden, hazırlıklara başlıyordu.

Kortun diğer ucundaki kişiyi göremiyordum, benim boylarıma yakın olduğunun farkındaydım sadece. "Umarım biri çok iyidir ve maç, hemen biter." dedim, Seokjin hyung ise güldü.

Jeon Jeongguk ve Kim Namjoon.

Kim Namjoon, bize arkası önük olan kişiydi, yapılı vücudu ve atakları ile oldukça iyi görünüyordu fakat karşı taraftaki Jeongguk, ondan çok daha fazla iyiydi. Hızlı olmasının yanında nereye, nasıl atması gerektiğini bilerek karşısındaki rakibini çok iyi bir şekilde manipüle edebiliyordu.

"Kim Namjoon senden bir yaş büyük."

Seokjin hyung konuştuğunda kaşlarımı çattım, benden büyük fakat benden bir alt ligde miydi? "Bir süre ara vermek zorunda kalmış, ailevi nedenlerden." Tüm her şey ile ilgili bu kadar bilgiyi depolayabildiği için ona imreniyor değildim, beynimi daha önemli olaylar ve bilgiler için boş bırakmayı tercih ediyordum. Kim Namjoon'a ait bu bilgi, unutulmak için alınan gereksiz bilgiler bölümünde bulunuyordu.

İlk seti Jeon Jeongguk kazanmıştı, kendinden emin oynuyor olması ilgi çekiciydi, onunla ilgili tek görebildiğim saçlarını atkuyruğu olarak toplamış olmasıydı. Başımı Seokjin hyungun omzuna koyarak yerimde daha rahat bir pozisyon aldım.

Üçüncü setin sonunda kısa bir ara verilmişti, "Sence kim alır?" diye sordu, şu an durum 3-2 idi ve Jeongguk bir ara oyundan tamamen kopmuş olduğu için Namjoon, üstünlük elde etmişti. Oyunun diğer yarısı için yer değişim zamanı gelmişti, bu kez bizim önümüzde oynayacak oyuncu, Jeon Jeongguk'tu.

Hapşırık çocuk.

Buna inanamıyordum, yerimde doğruldum ve gerçekten o olup olmadığına emin olmak için ona baktım. Oydu. Üç gün önceki halinin aksine, atkuyruğu yaptığı saçları, beyaz vücuduna yapışan kısa kollu tişörtü ile açık gri kısa şortu içinde öylesine farklı ve ilgi çekici görünüyordu ki!

O gün gördüğüm bol siyah kazağı, önüne düşen saçları ile oldukça sevimli görünen çocuğun, bu halini görmek beni oldukça şaşırtmıştı. Kortun ortasına geçerken bakışları beni bulduğunda o gün olduğu gibi gözleri büyüdü, birkaç saniye benim üzerimde takılı kalmasının ardından önüne döndü, birkaç topu şortunun cebine sıkıştırdı.

sabah yıldızı' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin