Kim Taehyung, Asya Bölgesi Tenis Finali maçında her şeyin iyi gideceğini düşünüyordu, son seti almak için servise hazırlanırken beklemediği bir şey oldu, sessiz salonda bir hapşırık sesi duydu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- biliyorum tekrar şans verilse aynısını yaparım, çünkü kendime yardım edemiyorum çünkü kendimi durduramıyorum.
zayn, fool for you
💦
Başımda söylenmekte olan Seokjin'i duymamazlıktan gelmek zordu, nasıl öğrendiğinden bir haberdim ama duş kabininde olanları öğrenmişti ve abartıyordu, ona kalırsa Jeongguk ile sevişmiştim. Gerçeklerin ne olduğunu anlatıyor olsam da bunu anlamamak konusunda ısrarcıydı.
Onu salonda bırakarak bıkkınlık içinde odama döndüm ve kapıyı kapatarak kilitledim, bunu duyduğu anda sesi daha da yükseldi, yatağa uzanarak yastığı yüzüme kapadım ve duymamak için dua etmeye başladım.
O gün neler olduğunu tam olarak ben de anlamıyordum çünkü beynim tamamen tüm işlevi bedenimin arzularına bırakmıştı. Nefes almak zorlaştığında yastığı yüzümden çektim, Seokjin'in bağırmalarının son bulmaları beni biraz olsun rahatlattı.
Gözlerimi bir süreliğine kapatmak Jeongguk'un duş kabininde, başını buzlu cama yaslayarak arkaya attığı ve nefeslerini düzene sokmaya çabaladığı hali canlanıyordu gözümde. Parmaklarım yeniden ona dokunmak için çabalarken saçlarımı karıştırdım, doğruldum ve beklemeye başladım.
Kapım çalındığında Seokjin'in vazgeçmemiş olması sinirlerimi bozuyordu artık, "Ne zaman gitmeyi düşünüyorsun?" diye bağırdım ona, silueti hala kapının ardında olduğunu gösteriyordu. "Akşama kulüp için balo var, Kim Taehyung. Takım elbisenin içinde attığım adreste ol." Kapının ardından uzaklaşırken aslında bunun için gelmişti fakat öğrendiği gerçek, onu çileden çıkarmıştı.
Kısa bir duşun ardından belime sardığım havlu ile odaya girdiğimde dolabın kapağını araladım, Balmain takımı yerinden çıkararak yatağın üzerine bıraktım. Chanel kol düğmelerini geniş rafın içinden seçerek yatağın üzerine kutusunu fırlatmanın ardından kravat seçmek için bir başka rafı alaradım. Siyah kravatı da diğerilerinin yanına bırakarak saçlarımı kurulamak için makinayı taktım.
Zaman ilerlerken üzerimi giyinmiş, kol düğmelerini takmış ve yaklaşık on dakikalık uğraşmanın ardından kravatımı bağlamayı becerebilmiştim. Jacob & Co.'ya ait, Spor Bakanı'nın birinciliğim için verdiği ve adı gibi milyar dolar fiyata satılan saati taktım, buna sevinebilirdi. Ceketimi ve telefonumu elime alarak odadan çıktım, portmantonun üzerindeki ayaklı anahtarlıktan sadece özel anlarda binmeyi tercih ettiğim Bentley GT'nin antarını aldım.
Normal zamanlarda tamamen salaş giyinmeyi, BMW arabam ile takılmayı ve ucuz biralar içmeyi seviyordum fakat elimin altındakileri kullanmam gereken anlara ise bayılıyordum, bunların hepsini elde etmek için büyük bir savaş vermiştim ve kullanmak için tam sırasıydı.
