the end, part 2.

4.4K 429 38
                                    

Kollarına kavuştuğum her an, aşk için var olmuş gibi hissediyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kollarına kavuştuğum her an, aşk için var olmuş gibi hissediyorum.

-

Jeongguk;

New York manzarının önünde dururken geçmişim hakkında çok fazla düşünmek istemiyordum. Sevdiğim adam yanımdaydı, beni seviyor ve ellerimi hiç bırakmayacakmış gibi sıkıca tutuyordu. Sabaha karşı uçak için havaalanında hızla değiştirilmiş pasaportun üzerinds yazan Kim Jeongguk ismini görene kadar bazı şeyler gerçek gibi gelmiyordu bana, isme bakmış ve gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Taehyung'un göğsüne sırtımı yaslayarak beklerken ailesine, Jimin hyung ve Yoongi hyunga, benim arkadaşlarıma, her zaman yanımda olan antrenörüme, Seokjin hyung ve onun elini sıkıca tutan, yeni tanışmama rağmen çok sevdiğim Hoseok'a hyunga veda etmiştik.

Bunun gerçek bir veda olmadığını biliyordum, bir haftalık balayının ardından Kore'ye geri dönecektik ve şimdiden toplu bir yemek için planlar yapılmıştı bile. Mutluydum, o yanımda olduğu sürece kimseye ihtiyacım olmadığını bir kez daha anlamış olmam beni rahatlatıyordu. Ne abimle, ne de hâlâ içeride olan babam ile bir kez olsun konuşmak istememiştim. Annemi bile aramıyordum. Aile kavramanın sadece kan bağı ile olmadığını evlilik yemini için yürürken ve bize gülümseyerek bakan insanların mutluluğu ile görmüştüm. Birbirini sevdiğiniz, kabul ettiğiniz, onun mutluluğu ile mutlu olup üzüntüsü ile kahrolduğunuzda bir aile oluyordunuz. Yaralandığım süreç içinde Taehyung'un bana davranışı, gözlerinin bana bakarken nemlenmesi, tutuşundaki sıcaklık bile onun çoktan benim ailem olduğunu fark etmemi sağlamıştı.

Taehyung'a göre çekingen görünsem bile aslında onun benim için bir şeyler yapmasından hoşlanıyor olduğum içindi. Bana dokunması iliklerime kadar titrememe sebep oluyordu. Pozisyonlarımızı tam tersi olarak hayal etmediğimi söylersem yalan olurdu ama bunu değiştirmek aklımın ucundan bile geçmemişti. Onunla yaptığımız konuşmanın ardından odaya çıktığımızde kısa bir öpüşme gerçekleştirmiş, ben yorgun olduğumu mırıldanmıştım. Beni elimden tutarak yatağa çekerken gülüyor olsa da bir şey demedi, bu çekingenlik değildi. Taehyug'tan ilgi ve sevgi almayı o kadar seviyordum ki yataktaki pozisyonlarımızın bunu değiştirmesinden korkuyordum.

"Jeongguk."

Arkamı dönerek ona bakarken uykusundan uyanmış olduğunu gördüm, karanlık odada sadece abajurdan yayılan loş ışık vardı. "Günaydın." diye mırıldandım, otele geldiğimizde duş almış, yemeklerimizi yedikten sonra biraz dinlenmek için uyumaya karar vermiştik. "Hava karanlık." dedi benim günaydın dememe şaşırarak, vücudumu yaslandığım pencereden çektim ve yatağa yaklaştım. Lacivert pijaması içinde uykulu gözleri ile bana bakarken çok tatlı görünüyordu, belki de yanılıyordum. Taehyung'un bana karşı hassasiyeti hiç bitmeyecek kadar yoğundu. Yatakta doğrularak sırtını yatak başlığına verirken ona yaklaştım, elimi ensesine atarak dudaklarımızı birleştirdim, elleri belimi bularak beni kendine çekerken evlendiğimiz geceden beri birbirimize dokunmadığımız gerçeği aklıma geldi.

sabah yıldızı' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin