Jungkook'un ağzından:
Pizzacı da pizzalarımızı yedikten sonra Jimin ve Kim Sun'u saraya bıraktım.
Kendi sarayıma geldiğimde duş alıp yatağa uzandım. Uzun sürmeden uykunun kollarına bıraktım kendimi.
- Efendim Jimin Bey hazır. Girebilirsiniz odaya.
Derin bir nefes alıp odaya girdim. Arkası dönük beyaz bir takım ile beni bekleyen Jimin'e arkasından sarıldım.
-Sevgilim, yüzünü görebilir miyim?
Bana yüzünü döndüğünde oracıkta ölebilirdim. O kadar güzel olmuştu ki.
Eğilip dudaklarının minik bir öpücük bıraktım.
-Çok güzel olmuşsun birtanem.
-Sen de çok yakışıklı olmuşsun alfa.
-Hadi inelim aşağıya, herkes bizi bekliyor.
Koluma girmişti ve birlikte sarayın bahçesine uzanan büyük merdivenden iniyorduk ki bir alkış tufanı yükseldi bahçeden. Üzerimize konfetiler patlatıldı, kuru gül yaprakları atıldı. Bunlar eşliğinde masaya ulaştığımızda Jimin'in sandalyesini çektim ve o oturduktan sonra kendi sandalyeme geçip oturdum. 2 dakika sonra nikah memuru geldi. Ve biraz ön sözden sonra beklediğimiz soru geldi.
-Siz Park Jimin iyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta sayın Jeon Jungkook ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?
Jimin mikrafona doğru eğilip neşeli bir şeklide
-Eveeet, dedi.
Nikah memuru bana döndü ve
-Siz sayın Jeon Jungkook, iyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta sayın Park Jimin ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?
-Eveeeet.
-Siz şahitler şahitlik ediyor musunuz?
-Evet
-Ben de sizi eş ilan ediyorum. Mutluluklar dilerim.
Nikah memurunun sözü biter bitmez ayağımda bir sızı hissettim. Acıdan yüzüm buruştu. Jimin'e dönüp baktığımda bana gülerek bakıyordu. Kulağıma eğilerek
-Tae basmam gerektiğini söyledi.
Jimin'e gülümsedim. Nikah memuru nikah cüzdanını Jimin'e uzattı. Ve ben de Jimin'i alnından öpmek için eğildim ki
-Jungkook, uyansana ya
-Immm noluyor ya
-Ya uyan laboratuvara inecektik. Geç kaldın.
Ayrıca Jimin kim? Geçen gün ki gelen Kim sürüsünden birisinin adı da sanki Jimindi. O mu?
-Yiooo ne alakası var. Hem Jimin ne alaka ya
-Jimin diye sayıklıyordun da ondan sordum.
-Hee şey ya o
-Ney
-Civciv.
-Civciv mi?
-Evet. Dün sokakta bir kız seviyordu adını sordum Jimin dedi. Rüyama girmiş işte. Sen neden geldin Seokjin?
-Dedim ya laboratuvara gidecektik geç kaldın diye.
-He unutmuşum.
-Ohoooo sen iyice uçmuşsun.Hadi oyalanma kalk.
Seokjin odadan çıktıktan sonra yatağa uzandım. Tavana gözlerimi diktim ve rüyamı düşünmeye başladım. Acaba uyusam devamını görür müyüm?
Ama çok güzel olmuştu. Beyazlar için de bir kuğu gibi süzülüyordu kolumda. Aklıma o görüntüler geline sırıtmıştım. Gözlerimin önüne bir siluet belirdi.
-Mal mısın Jungkook. Niye tavana bakıp salak salak sırıtıyorsun?
-Kim ben mi? Yiooo ne alakası var?
-Hıı tabi tabi pişmiş kelle gibi sırıtan da rahmetli ninem dimi.
-Öff git başımdan Seokjin geliyorum dedim ya işte.
-Tamam tamam gidiyorum. Sen de tavanla flörtleşmen ne zaman biterse o zaman gel.
-Defol!
En güzel rüyalarımın katili pislik. Ne güzel öpüyordum Jimin'i ya. Elinden şekeri alınmış çocuk gibi boynumu büktüm ve hazırlanıp aşağı indim. Laboratuvara geldiğimde Yoongi ile Seokjin'in konuşmasına dahil oldum.
-Bence çalışmalara başlamadan önce Kim sürüsünden haber bekleyelim.
-Hayır bence başlayalım, onların onay vereceğine eminim.
Bu ikili beni hiç şaşırtmadı. Yine her şeyin tamamıyla kurallara uygun olmasını isteyen Yoongi ve her şeyden emin Seokjin.
Yanlarına gidip
-Hayırdır ihtiyar cemiyeti neyi paylaşamıyorsunuz?
-Sensin o ihtiyar diye hayıflandı Seokjin.
Yoongi ise hiç üstüne alınmamış bir şekilde
-Çalışmalara başlamalıyız diyor bu çok bilmiş ama Kim sürüsü itiraz ederse ortada kalırız.
-Bence de. Zaten bugünlerde haber vereceklerdi yemek için.
-O zaman herkes başka bir işle uğraşsın.
-Aynen Yoongi. Hadi herkes dağılsın.
Onlar işlerine dönerken ben de üstümü giyinip arabama bindim. Bir oyuncakçıdan Kim Sun için ayıcık aldım ve tekrar arabaya bindim. Kim sarayına gittiğimde Jimin ve Kim Sun'u bahçede bir salıncakta sallanırken gördüm.(Bu tarz bir salıncak arkadaşlar)
Yanlarına gittiğimde ilk beni Kim Sun fark etti.
-Jungkooooooook
-Güzellik
Boynuma sarıldığına ben de onu iki yanağından öptüm.
-Nasılmış bakalım prenses?
-İyiyim. Sen nasılsın?
-Ben de iyiyim. Bak sana ne aldım?
Elimdeki paketlenmiş ayıcığı uzattım.
-Yaaaaa ne aldın. Aaaa çok güzel bir ayıcık bu. Jungkook teşekkür ederim, dedi ve boynuma sarıldı.
-Rica ederim güzellik. Senden güzel olmasa da idare eder.
-Jimin bak Jungkook bana ayıcık almış.
-Gördüm küçük hanım çok güzelmiş.
-Bunu arkadaşıma göstereceğim.
-Tamam güzellik hadi git oyna arkadaşınla.
Kim Sun gittikten sonra Jimin'e doğru adımladım.
-Oturabilir miyim Jimin?
-Buyurun Bay Jeon, dedi ve biraz yana kaydı.
Ona inat daha çok dibine oturdum.
-Neden gelmiştiniz?Yoksa yine mi dosya istedi bizim ekip?
-Yok hayır ben Kim Sun'u görmeye geldim. Bir de seni metal ettim. İyi misin biraz daha?
-İyiyim Bay Jeon teşekkür ederim.
Onu onaylar şekilde ağzımda bir şeyler mırıldandım. Jimin ayağa kalktı ve
-Benim işlerim vardı. Siz de buraya kadar yorulmasaydınız keşke.
-Jimin bir dakika
-Evet Bay Jeon sizi dinliyorum
-Yemeğe gelecek misin?
-Hayır.
-Sebep?
-Sebep yok. Canım istemiyor.
-Ama ben istiyorum. O yemeğe geleceksin Park Jimin.
-Be-
-Bay Jeon?Hayırdır sizin burada ne işiniz var?
-A merhaba Bay Kim. Eee ben şey için gelmiştim.
-Ney için?
-Kim Sun için.
-Kim Sun?
Jimin Kim Sun'un kim olduğunu söyledi.
-Hım hoş geldiniz. Buyurun içeri geçelim isterseniz. Bir şeyler ikram edelim.
-Yok sağ olun Bay Kim. Ben gitsem iyi olur.
Sarayda işlerim vardı.
-Peki Bay Jeon. Müsaitseniz yarın akşam yemeğinde size konuk olmak isteriz.
-Tabi ki Bay Kim. Bekliyoruz.
-Peki o zaman. Sizi Jimin geçirsin.
Kafam ile onu onayladığımda Jimin önden ben arkadan gidiyordum.
Arabamın yanına geldiğimde Jimin'i kolundan tutup kendime çevirdim.
Bana anlamaz bir bakış attığında
-Yarın yemekte sen de orada olacaksın
-Siz bana emir veremezsiniz Bay Jeon.
-Emir vermiyorum. Yarın olacakları söylüyorum.
-Ben de size gelmeyeceğimi söylüyorum.
-Diyorsun?
-Evet diyorum.
-Peki o zaman yarın görüşürüz Park Jimin.
-Görüşmeyiz Bay Jeon. Gö-rüş-me-yiz.
-Hoşçakal Jimin.
-Güle güle Bay Jeon.
Arabama bindiğimde aklıma gelen fikir ile sırıttım. Emniyet kemeri mi takıp arabayı çalıştırdığımda camı açıp Jimin'e seslendim.
-Gelmeni çok istedim oysaki Jimin. Seni sevgilim ile tanıştıracaktım.
Arabayı sürdüğümde arkamda gözleri fal taşı gibi açılmış bir Jimin bıraktım.
-N-Ne sevgilin mi?
.
.
.
Umarım güzel bir bölüm olmuştur. Hatalarım olduysa affola. Sizleri seviyorum.
💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Deneğim🌼
Fanfiction~Buldum, işte bu kadar. Hazır ol Jeon Jimin. Bebeğimizi doğuracaksın. . . .