Jimin'in ağzından:
Sevgilim mi demişti o? Yok ya yalandır yalan. Ya gerçekse? Yok yok değildir?Tamam birazcıcık yakışıklı olabilir ama yok ya sevgilisi yoktur. Ya varsa?
-Ne varsa?
-AAAA! Mal mısın Tae ya niye hayalet gibi birden çıkıyorsun?
-Birden mi 10 saattirden beri buradayım sen beni yeni fark ediyor olmayasın?Ayrıca hayalet ben miyim sen misin? Kimle konuşuyorsun sen?
-Eeee şeyle
-Neyle?
-Şey canım ya
-Kim canım ya?
-Hani şey vardı ya şey?
-Kim vardı?
-Eeee kimle olacak canım ya sen de kendimle konuşuyordum, dedim ve sırıttım.
Tae de arkasını döndü gidiyordu ki
-Hııııımmmmm peki. Yarın yemeğe de gidersin o halde. Ne de olsa SENİ BEKLEYEN BİRİSİ vardı öyle değil mi?Hatta yaklaşık 3 dakika önce burada olan birisi. Yoksa sana hediye gönderen birisi mi demeliydim? Ya da Bay Jeon.
-Susar mısın Allah'ın cezası. Gitmiyorum hiçbir yere gitmiyorum ben. Tamam mı?
-Diyorsun?
-Evet diyorum.
-Peki madem. Ben de Bay Jeon'un sevgilisini merak ediyordursundur diye şey yapmıştım.
-Ne? Ee yani ne merak edeceğim canım banane elin adamının sevgilisinden.
-Hı hı tabi ki. Elin adamının sevgilisi umrunda değil ama hediyesi umurunda öyle mi?
-HİÇTE BİLE! Ayrıca ben o hediyeyi geri gönderecektim sadece zaman olmadı.
-Hı hı ben de öyle tahmin etmiştim. Artık Bay Jeon ENİŞTE ile gezmekten zaman kalmadıysa.
-Ne eniştesi be.
-Kurduğum cümleden sadece enişteyi mi aldın? Demek ki diğerlerini doğruluyorsun?
Dökülün bakalım Jimin Bey.
-Yioooo ben sadece ona enişte dememen için ona dikkat ettim yoksa cümlede doğrulanacak bir şey yok.
-Eee ikinci çocuk ne zaman?
-NE! NE ÇOCUĞU YA?
-Diyorum ki dün birincisini lunaparka götürdüğünüz çocuktan 2.si ne zaman?
-Sen sürü lideri olduğuna emin misin? Buradan bakılınca FBI ajanına benziyorsun.
-Eee nasıldı Bay Jeon ile randevunuz. Güzel baba olabilecek mi?
-Tae!
-Ay hadi içeri geçelim de anlat naptınız.
-Sanane ya. Hiçbir şey yapmadık. Kim Sun'u gezdirdik işte.
-Kuşlar bana öyle demedi ama. Kim Sun oyun evine girmiş. Siz de başbaşa eğlenmişsiniz. Hatta birileri bayılmış sankim.
-Kim bu kuş?Adam mı taktın peşime Tae!
-Bilemem kuşun türünü sormadım. Adını da sormadım. Ee naptınız artık başbaşa?
Derin bir nefes alıp
-Elinin körünü yaptık. Sanane be sanane.
Dedim ve saraya girdim. Odama gidip kendimi koltuğa bıraktım ki kapım açıldı.
-Tae?
-Ee hadi anlat sonra?
-Lan ne sonra defol git odamdan!
-Oda benim sarayımda hatırlatırım.
-Hay senin sarayına.
-Eee anlat hadi ya.
Olayları kısaca özetledim.
-Ne yani bu kadar mı? Hiç korkmadın gondolda falan. Hadi gondolda korkmadın sen örümceklerden korkarsın Jimin. Korku treninda mutlaka korkmuşsundur.
-Korktum evet ama belli etmedim.
-Tamam tamam inandım hadi(!).
-İster inan ister inanma.
Kapı çalındı ve bir beta Tae'yi çağırdı.Oh be kurtuldum. Allah razı olsun o betadan. Sonra tekrar kapım çalındı. Hey sabır ya yol geçen hanına döndü mübarek.
-Gel.
-Jimin?
-Küçük Hanım gel bakalım noldu?
-Jungkook gitmiş.
-Evet işi çıktı ve gitti.
-Ya Jimin bugün de biz Jungkook'a gidelim mi?
-Olmaz çünkü onun işi varmış.
-Ya bitmiştir onun işi.
-Bitmemiştir bitmemiştir. Gidemeyiz.
-Ya ama Ji-
-Olmaz dedim.
Tekrar kapı çaldı. Yeter ama artık ya bu ne böyle.
-Gel
-Jimin
Gelen Hoseok hyungtu.
-Oo misafirin varmış. Naber cimcime?
-Çok kötüyüm Hoseok. Jimin beni Jungkook'a götürmüyor.
-Aaaa Jimin neden götürmüyorsun sen bu miniği?
-Hyung Bay Jeon'un işi vardı ve gitti. İşinin bitmediğini söyledim. Israr ediyor. Sen de olmaz der misin?
- Dur bakalım numarası olacaktı sarayda. Ararız sorarız ne dersin küçük hanım?
-Eveeeet yaşasın. Hadi arayalım.
Hoseok Hyung 5 dakika sonra geri geldi ve
-İşi yokmuş küçük hanım. Gelebilirsiniz dedi.
-Yaşasın. Hadi Jimin gidelim.
-Ama ben-
-Seni aşağıda bekliyorum.
Dedi ve gitti. Hoseok Hyungta gülerek gittiğinde mecburen giyindim ve aşağı indim. Arabaya bindik ve yolda gidiyorduk ki telefonum çaldı.
-Efendim
-Jimin
-Kimsiniz?
-Benim Jungkook.
-Ah buyurun Bay Jeon. Ne oldu?
-Sana atacağım konuma gelin ben sarayda değilim.
-Peki Bay Jeon. İyi günler.
-İyi günler.
Attığı konuma geldiğimizde bir park olduğunu anladım.
Bay Jeon'u arıyordum ki arkamızdan gelen sesini duydum. Arkamı döndüğümde yanında bir kız ile bize doğru geldiğini gördüm. Ne yani hani müsaitti. Utanmadan bir de sevgilisi ile gelmiş. Hıh kızda güzel olsa. Ayrıca o kızın bacakları çarpık. Benim bacaklarım daha güzel. Kim Sun ile sarıldıktan sonra bana da selam verdi. Sahte bir gülümseme ile karşılık verdim ve suratımı geri astım.
-Jungkook bu kim?
-Tanıştırayım güzellik bu Emma.
Kız Kim Sun'un yanına eğilerek
-Memnun oldum prenses. Senin adın ne bakalım?
- Kim Sun.
-Hım ne güzel isim.
Kız bana döndüğünde
-Babası mısınız?
-Hay-
-Hayır. Jimin benim en sevdiğim arkadaşım.
Kim Sun'un sözü üzerine Jungkook.
-Hani en sevdiğin arkadaşın bendim. Aşk olsun güzellik.
Hıh en sevdiği arkadaşmış. Ben varım bir kere burada.
- Seni de seviyorum Jungkook ama Jiminden sonra.
-Peki öyle olsun.
-Jungkook
-Efendim güzellik
-Neyin oluyor bu kız senin?
-O benim,
Gözlerimin içine bakarak cümlesini devam ettirdi.
-Kız kardeşim....Merhaba canolar, biraz acele yazdım bölümü. Kötü olmuş olabilir. Akşama bir sonraki bölümü atacağım inşallah. Hatalarım olmuşsa kusura bakmayın. Sizleri seviyorum. Görüşlerinizi yorumlarda bekliyorum💗. Dikkat edin kendinize. 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Deneğim🌼
Fanfiction~Buldum, işte bu kadar. Hazır ol Jeon Jimin. Bebeğimizi doğuracaksın. . . .