-Sen karnında bir bebek taşımak ister miydin?
İster miydim gerçekten? İsterdim. Onu karnında taşımak, onun sana bakışları, kokusu, geceleri ağlamasının hiç tükenmemesi, ilk kez adını söylemesi, ilk adımları, ilk diş çıkardığı zamanlar, ilk okula gittiği gün, ilk mezuniyeti, okulu bitirdiği an, meslek sahibi olduğu an, evlendiği zaman, onun da çocuğu olduğu zaman ve daha niceleri. Çok güzeldi. Bunlar görmek isterdim. Bebeğim olsun isterdim.
-Jimin iyi misin?
Bay Jeon'un bana seslenmesi ile kendime geldim.
-İyiyim.
-Neden ağlıyorsun o zaman?
Kim ağlıyordu? Tanrım ağlamış mıydım? Bunu yeni fark etmiştim.
-İsterdim.
-Ne?
-Bebeğim olsun isterdim.
-Sana çok yakışacağına eminim.
-Teşekkür ederim Bay Jeon. Gitsek mi artık? Hava da soğudu iyice?
-Tamam sen git geliyorum ben iki dakikaya.
-Tamam.
Dedikten sonra ben saraya doğru yürüdüm.
****
Jungkook'un ağzından:
Jimin gittikten sonra derin bir nefes aldım. Çok güzel bir baba omega olurdu. Çocuklarla arası iyiydi. Bebek lafını duyunca bile gözleri doluyordu. Kendi bebeği olsa nasıl olurdu ki? Bunları düşünürken yanıma bir beta geldi.
-Efendim her şeyi ayarladım. Ne zaman göndereyim arkadaşıma
-Şimdi gönder. Gece koysun.
-Tamam efendim.
Beta gittikten sonra ben de içeri geçtim.
****
Hoseok'un ağzından:
Off Jimin of. Ne vardı da benimle gelsen. Katil kılıklı herifle yan yana bıraktı beni ya. Bu adam beni tenhada öldürse, parçalarıma ayırsa sonra da konteynerlara tek tek dağıtsa kimsenin haberi olmaz. Tanrım çok korkuyorum, bana yardım et.
-Hey sen iyi misin? Nefes almak için dışarı çıktın ama daha bir nefesin kesildi.
-Şey iyi-iyiyim. İçeri mi girsek artık. Soğuk oldu hava.
- Daha yeni çıktık farkındaysan. Al ceketimi vereyim.
Ayy ceketini de veriyor öldürürse üzerimde parmak izi bulunmasın diye kendi ceketini veriyor. Sorarlarsa ceket benim olduğundan parmak izimin olması normal değil mi der kesin. Ay nolur birisi beni buradan kurtarsın.
-Hoseok iyi misin?
Adımı söyledi. Bu bir uyarı mı ki. Seri katil gibi söyledi aynı. Ayy acaba kaç tane cinayet işledi bu adam. Ayy onu bunu bilmem ama beni öldürecek kesin.
Koluma dokunarak
-Hey sana diyorum iyi misin?
Kendimi hemen geri çektim.
-İyiyim dedim ya. Niye katil gibi bakıyorsunuz sürekli?
Aferin geri zekalı. Böyle mi sorulur. Adam katile katilim mi diyecek. Salaksın iyice sen de.
Şuh bir kahkaha attığında ne yalan söyleyeyim deli gibi korkuyordum. Ya şimdi bana doğru eğilirse '' Doğru bildin, senin katilin olacağım''derse. Ayy kaçsam mı ki.
-Katil mi? HAHAHAHAHHAHA. Gerçekten çok komiksiniz. Ben kandan korkarım bir kere.
Ayy demek ki damar yoluyla hallediyor işlerini. Acaba öldürdüğü insaların vücuduna zehir mi enjekte etti.
-Kaç tane insan öldürdü sorsam mı ki?
-Sıfır.
Hiii ben onu dışımdan mı dedim. Aferin sana Hoseok. Gerçekten süper salaksın.
-Şey yani size demedim bir kitap okudum da oradaki katil size benziyordu. Sizi görünce aklıma geldi. Kaç tane adam öldürdü diye o adamı kast ettim ben.
-Hımm. Adı ne kitabın?
-Şey. Katil.
-Katil? İlginçmiş.
-Öyle.
-Peki.
Bir süre sessizce yürüdük. Yüzü düşmüştü.
-Hoseok?
-Efendim.
-Gerçekten katil değilim. Dış görünüşüm seni korkuttuysa özür dilerim. İçeri geçelim artık sen de üşüme.
Üzmüştüm onu. Ses tonundan belliydi. Çok kırıldı. Ne yapsam ki?
-Aslında ben öyle de-
-Önemi yok. Sen geç içeri. Benim bir işim vardı. Onu halledeceğim. Muhtemelen geç gelirim siz gitmiş olursunuz. Tekrardan iyi geceler.
-İyi geceler.
Gitti. Tanrım çok üzdüm onu. Kandan bile korkan birisine katil dedim. Ve bana çok kırıldı. Arkasından bakakaldım. Kendimi affettirmeliydim. Ne yapsam diye düşünerek saraya geçtim.
****
Jimin'in ağzından:
Herkes salona geldiğinde birkaç beta bize ikramlarda bulundu. Saatte gece yarısı olmuştu.
-Bay Jeon, yarın müsaitseniz eğer çalışmalara başlayalım diyorum.
Dedi Tae.
-Müsaitiz Bay Kim. İstediğiniz zaman gelebilirsiniz.
- Peki o halde. Biz gidelim artık.
-Pekala. Sizi geçirelim biz.
Aracımızın önüne geldiğimizde Jeon sürüsüne iyi geceler dedikten sonra arabaya bindik. Hoseok hyung arkaya binmek istediğini söyledi ben de onu kırmadım ve ön koltuğa geçiyordum ki Tae arabanın anahtarını bana attı. Anladığım kadarıyla gece ikisi için de iyi geçmemişti. İtiraz etmeden sürücü koltuğuna geçtim. Yarım saatlik yoldan sonra sonunda sarayımıza geldik. Tae duysa saray benim derdi. Ama eski neşesi yoktu şuan. Herkes uyumak için odasına gitti. Ben de odama geldiğimde ceketimi çıkarıp askıya astım. Kravatımı çıkarıyorken dikkatimi yatağımın üzerindeki gül demeti çekti. Güzeller güzeli kırmızı güllerin arasında bir kutu vardı. Önce gülleri kokladım. Mis gibi kokuyordu. Kutuyu elime aldığımda gül demetini kenara koydum. Kutuyu açtığımda içinden bir çift beyazlı mavili bebek patiği çıktı. Patiği elime aldığımda altında bir not vardı kutunun. Notu elime aldım ve okudum.
'' Benim deneğim olur musun Park Jimin.''
.
.
.Patik böyle bir şey arkadaşlar. Çok tatlı değil mi ya🥺.
Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir.
Sizleri seviyore💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Deneğim🌼
Fanfiction~Buldum, işte bu kadar. Hazır ol Jeon Jimin. Bebeğimizi doğuracaksın. . . .