Yazarın ağzından:
'' Maalesef bebeğiniz olmayacak...''
Jimin ve Jungkook duydukları ile şoka uğramışlardı. Nasıl olur da bebekleri olamazdı. Rahim uydu demişlerdi. Jimin'in bu olumsuzluk karşısında gözleri dolarken Jungkook'unda ondan pek bir farkı yoktu.
Doktor gülümsedi ve sözlerine devam etti.
-Bebeğiniz olmayacak, çünkü bebekleriniz olacak Bay Jeon.
Jimin, duydukları ile daha da ağlaması şiddetlenirken Jungkook ona destek olmak için kollarını miniğine sardı.
Doktordan çıktıktan sonra saraya gittiler.
Yol boyu iki genç adam da birbirlerine bakıp gülümsüyorlardı.
Saraya vardıklarında Taehyung'unda orada olduğunu gördüler. Jimin ne zamandır görmediği arkadaşına doğru koşarak sarıldı. Ardından anş hareketleri sonucu bebeklerine zarar verebileceği aklına gelince bu konuda dikkatli olması gerektiğini aklında not etti. Ama özlemişti arkadaşını da.
-Taetae, iyi ki geldin. Çok özledim seni, dedi Jimin.
Taehyung sarıldığı bedenden ayrılıp yüzüne doğru kırgın bir bakış atarak
-Özlediniz öyle mi Jimin bey, bu garip Taehyung oralarda öldü mü kaldı mı hiç umurunda değil, ne bir aramak var ne de bir sormak.
Jimin arkadaşının sitemi üzerine yavru kedi misali ona sokulup kulağına fısıldadı.
-Ama yeğenleri, amcasının babasına kızdığını duyarsa çok üzülür.
Jimin dudağını büzerek konuştuğunda Tae olayı anlamaya çalışıyordu.
-Yeğ? NE?
Bir anda yere yığılan beden ile herkes şaşırırken Jungkook anlamıştı olayı. Seokjin hala anlamaz bakışlar atarken Jungkook Seokjine dönerek
-Hadi taşıyalım şunu, resmen özel uşağı yaptı bizi koca adam.
Diye söylendi.
İçeri geçtiklerinde Taehyung'un uyanmasını beklediler. Bu arada Seokjine de olan biteni anlatmışlardı. Neyseki o Taehyung gibi bayılmamıştı. Sevinci ile Jimin'in kemiklerini birbirine geçirinceye kadar sarılmasını saymazsak.
Taehyung sonunda gözlerini açtığında etrafına bakındı önce bir, ardından gözleri Jimin'i bulması ile sonuna kadar açıldı.
-Jiiiiimiiin! İnanamıyorum doğurdun mu? Aşk olsun ya neden beni uyandırmadınız? Kaçırdım işte yeğenlerimin doğumunu.
Jimin şaşkınlık ile arkadaşına bakarken konuştu.
-He Tae, doğurdum, şimdi de düğünleri var ona gidiyoruz. Doğuma yetişemedin bari düğüne yetiş.
Jimin'in sözleri üzerine Jungkook ve Seokjin gülerken Taehyung dudaklarını büzdü.
Jimin içinden 'katıksız mal bu çocuk' diye yakınıyordu.
Taehyung'a da olayı kısaca özet geçtiklerinde hep birlikte bahçeye doğru indiler.
******
Akşam yemeğinin ardından Jungkook ve Jimin odalarına çekildiler. Bebekleri olacağı haberini aldıklarından beri Jungkook Jimin'i el üstünde tutuyordu.
Jimin susadığını fark etti ve komodinin üstündeki su bardağını eline almıştı ki Jungkook'un ani çıkışı ile korkarak elinden düşürdü.
-Jimin! Sen delirdin mi doktor sana ağır kaldırma dedi sen gelmiş burada su dolu bardağı kaldırıyorsun ya.
-Jungkook saçmalama istersen, su içeceğim nasıl içeyim başka türlü? Ayrıca su bardağı ne zamandırdan beri 50 kilo oldu benim haberim yok. Ağır kaldırma dedi doktor su içme demedi.
-Ama Jimin o da bir ağırlık. Sen yine de bana söyle susadığında ben içiririm.
Jimin gözlerini devirerek yatağa ilerledi. Çok geçmeden Jungkookta yanına yattığında Jimin midesinin üstündeki el ile gözlerini karşısındaki bedene çevirdi.
-Şimdi bizim bebeklerimiz burada mı?
Jimin eşinin merakı ile kıkırdadı ve karnındaki elin üstüne kendi elini koyup biraz daha aşağı indirdi.
-Hayır buradalar.
Jungkook hafifçe eşinin karnını okşarken bebeklerine fısıldadı.
-Sizi sabırsızlıkla bekliyoruz minikler.
Jimin eşine daha çok sokularak uykuya daldı. Jungkookta bir süre onu izledi ardından uyuya kaldı. Huzur kavramının tablosu gibiydi görüntüleri...
.
.
.
Uzun bir aradan sonra merhabalaaaar😘. Sınavlarımdan dolayı çok aksattım kitabımı, sizi de çok beklettim. Kusura bakmayın lütfen.
Bölüm de kısa oldu geçiş bölümü gibi bir şeyler. Aslında yazacak bir şey bulamıyorum. Bu yüzden sizden yardım isteyeceğim. Jimin'in hamilelik döneminde yazmamı istediğiniz olay varsa bana önerir misiniz diye.
Hepinizi seviyorum, dikkat edin kendinize 💜😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Deneğim🌼
Fanfiction~Buldum, işte bu kadar. Hazır ol Jeon Jimin. Bebeğimizi doğuracaksın. . . .