9.Bölüm

3.5K 259 32
                                    

-Biliyor musun Jimin? Alfaların omegalara zafı olduğunu...
Dilim tutulmuştu ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyordum. Kalbim deli gibi atıyordu.
-Bil-bilmiyordum Bay Jeon.
Ben gözlerimi kaçırıyorken o inadına yüzüme bakıyordu.
-Eee ben gitsem iyi olacak.
Ondan cevap beklemeden lavabodan çıktım.
Derin bir nefes alıp salona geçtiğimde gözler üzerime döndü. Tae endişeli ses tonu ile
-İyi misin Jimin?
-İyiyim iyiyim sağ ol. Biraz fenalaştım sadece. Şuan sorun yok merak etmeyin.
Hepsi başıyla beni onaylayınca yerime oturdum. Birkaç dakika sonra Bay Jeon da geldi. Sıra bizim kararımızı açıklamaya gelince Tae söze başladı.
-Öncelikle bizi sarayınızda ağırladığınız için teşekkür ederiz Bay Jeon. Kararımıza gelince de biz bu projeyi onaylıyoruz. Ne zaman isterseniz çalışmalara başlayabiliriz.
Jungkook'un yüzüne bir gülümseme geldi.
-Kabul ederek bizi çok mutlu ettiniz Bay Kim. Önümüzdeki günlerde çalışmalara başlayabiliriz.
Tae kafası ile onaylandıktan sonra Hoseok hyung bana bir şeyler fısıldadı.
-Jimin ben daraldım. Biraz hava alacağım bana eşlik eder misin?
-Ta-
Tam konuşuyordum Yoongi sözümü kesti.
-İsterseniz ben size eşlik ederim. Jimin pek yiyemedi, karnını doyursun o.
Hoseok hyung tatlı bir gülümseme ile onaylayınca onlar masadan kalktı. Tae ile göz göze gelince bana kaş göz işareti yaptı. Onu gözümle onayladım ve Bay Jeon'a dönerek
-Bay Jeon bana bahçenizi gezdirir misiniz?
-Tabiki de Jimin gel benimle.
İkimizde masadan kalktıktan sonra bahçeye çıktık.
*****
Taehyung'un ağzından:
Jiminler de gittikten sonra Seokjine dönerek
-Yemekler çok güzel olmuş. Aşçınız marifetliymiş gerçekten.
Gülmüştü. O kadar özlemişimki onun gülüşünü.
-Komik olan ne?
-Yemekleri ben yaptım Bay Kim.
-Sen ciddi misin? Çok leziz olmuş. Ellerine sağlık.
-Sağ olun efendim. İsterseniz biz de terasa çıkalım. Hem size çilekli pasta ikram edeyim. Kendim yaptım.
Çilekli pasta dedi. Çilekli pasta.... Çilekli pas..
-İyi ki doğdun Taehyung. İyi ki doğdun, iyi ki doğdun. Mutlu yıllar sana...
Jin elinde çilekli bir pasta ile gülümsüyordu.
-Hadi üflesene Tae, mumlar sönecek şimdi.
Jimin'in isyanı ile mumları üfleyecekken Jin araya girdi.
-Hey Tae dur. Dilek dilemeyi unutma sakın.
Ona gülümsedim ve gözlerinin içine bakarak dileğimi diledim.
Mumları üfledikten sonra Jin ve ben terasa geçtik.
-Pastanı beğendin mi Tae? Tadı nasıl olmuş?
-Çok beğendim. Tadı da harika olmuş. Hangi pastaneden aldınız?
-Ben yaptım.
Bir kahkaha patlattım.
-Şaka güzeldi. Şimdi cevabı öğrenelim.
-Gerçekten ben yaptım. Senin için...
-Benim için...
-Evet senin için yaptım.
Benim için yaptı. Benim için..
-Benim için..
-Bay Kim, iyi misiniz? Ne sizin için?
Seokjin'in sözlerini idrak ettiğimde kendime geldim.
-Bay Kim cevap verin iyi misiniz? Endişeleniyorum.
-İyiyim Seokjin. Terasa çıkalım mı?Hava almak iyi gelir.
-Tabiki.
Tam kalktım gidiyordum ki koluma girmişti.
-Teşekkür ederim iyiyim ben gidebilirim.
-Olsun ben yardım edeyim.
Beraber terasa çıktığımızda yerdeki minderlerin birisine oturdum. Hemen geliyorum deyip gitmişti Seokjin. Elinde tepsi ile döndüğünde pasta ve meyve suyu getirdiğini gördüm.
-Teşekkür ederim.
-Neden mutsuzsunuz Bay Kim?
-Mutsuz olduğunu da nereden çıkardın?
-Feremonlarınız. Ne zaman benim yanıma gelseniz veya benimle konuşsanız mutsuzsunuz ya da kırgın gibi. Benimle bir sorununuz varsa benimle paylaşın lütfen.
Hissediyor muydu? En başından beri feremonlarımı hissediyor muydu? Aptal kafam o da alfa. Tabi ki hissedecek.
-Hayır bir sorunum yok sen yanlış hissetmişsin.
-Hayır Bay Kim doğru hissettim. Bay Jeonla, Jiminle, Yoongi ile konuşurken böyle değilsiniz. Benimle konuşuyorken üzgünsünüz.
- Ben farkında değildim. Üzgün bir anıma denk gelmişsindir. Kusura bakma seni incitmek istemezdim.
-Hayır hayır önemi yok. Sadece benle bir sorunuz varsa diye merak ettim.
-Hayır senle bir sorunum yok.
-Kimle var peki o zaman?
-Hiç kimse ile.
Anladığını belli edercesine bir şeyler mırıldandı.
-Peki az önce neyden bahsediyordunuz?
-Anlamadım.
-Az önce benim için diye sayıklıyordunuz. Ne sizin için?
Derin bir nefes aldım.
-Çilekli pastanın ben de bir anısı vardı da. O geldi aklıma.
-Galiba iyi bir anı değil.
-Hayır tam tersine çok güzel bir anı.
Gözlerimi yüzüne çevirdiğimde anımı merak ettiğini anladım. Ama soramıyordu utanıyordu. Hiç değişmemiş.
-Merak etmiyor musun anımı?
-Aslında çok merak ediyorum ama paylaşmak istemezsiniz diye düşündüm.
-Sevdiğim birisinin bana hediyediydi. Doğum günümde çilekli pasta yapmıştı. O geldi aklıma.
-Sevgiliniz miydi?
Derin bir iç çektim.
-Hayır. Yani o beni sevmiyordu. Başkasını seviyordu.
-Aaa anlıyorum.
Ortadaki negatif enerjiyi dağıtmak için olsa gerek neşeli ses tonu ile bir soru sordu.
-Bay Kim. O mu daha güzel yapmıştım çilekli pastayı ben mi?
Gülümsemiştim. Aslına bakarsan şuan ki yaptığı eskisine göre daha da güzeldi.
-Sen
-Yalan söylemeyin. Ben alınmayayım diye öyle dediniz.
-Hayır gerçekten sen.
-Peki, teşekkür ederim.
Ortamda biraz sessizlik oluştu.
-Bay Kim, yanınızdaki uzun boylu adam neden bugün gelmedi.
Hah. Namjoon. Çok merak etti galiba. Ne tesadüf randevuya çıktığı adamın ismini bile bilmiyor. Sinirli çıkan sesime aldırış etmeden
-Randevuya çıktığın adamın adını hatırlamayacak kadar unutkansınız galiba?
-N-Ne? Ben kimse ile randevuya çıkmadım ki.
-Ah hadi Seokjin bırak numara yapmayı kes. Dün bütün gün Namjoonlaydın.
-NUMARA FALAN YAPMIYORUM BAY KİM. KİMSE İLE RANDEVUYA ÇIKMADIM. DÜN BÜTÜN GÜNDE LABORATUVARDAYDIM.
Ne yani Namjoon bana yalan mı söyledi. Ama neden?
-Ama Namjoon ba-
-DEMEK Kİ SİZE YALAN SÖYLEMİŞ.
-Neden merak ettin o zaman onu?
- Çünkü geçen bize geldiğinizde bana bir şey söyleyecekti ama yarım kaldı. Bu gece söyler diye tahmin etmiştim ama gelmedi. Ben de o yüzden size sordum.
-Ne diyordu?
-Lise yıllarında demişti en son.
Ne lise yıllarında mı? Namjoon biliyordu. Namjoon her şeyi biliyordu.
****
Jimin'in ağzından :
Bay Jeon ile bahçede geziyorduk. Biraz yorulunca bahçedeki salıncağa oturduk.
-Bay Jeon, projenizi ilk kimin üzerinde deneyeceksiniz?
-Öncelikle proje sadece bize ait değil hepimizin. O yüzden projemiz diyoruz. İkincisi ise henüz daha karar vermedik. Neden sordun?
-Hiç merak ettim sadece.
-Peki sizin sürünüzden mi olacak o kişi?
-Aslında ben sizin sürünüzden seçeriz diye düşünüyorum. Bebeği taşıyacak kişi sizin sürünüzden olur, spermi verecek kişi de bizim sürümüzden.
-Hım anladım. Peki Bay Jeon bir şey daha sorabilir miyim?
-Sor tabiki.
-Bu çiftin alfa olması mı gerekiyor?
-Hayır. Ben bebeği taşıyacak kişinin omega olmasını istiyorum.
-Anladım.
Derin bir nefes aldıktan sonra
-Peki Bay Jeon bu deneyde zararlar ne olacak bebeği taşıyan kişiye?
-Yani daha araştırma bitmedi ama vücudu sperme uyum sağlamazsa ölebilir.
-Bu kadar riskli yani.
-Evet.
Başımla onaylayıp önüme döndüm.
-Jimin?
-Efendim.
-Sana bir şey sormak istiyorum.
-Tabiki Bay Jeon sorun, dinliyorum.
- Sen karnında bir bebek taşımak ister miydin?
.
.
.
Merhaba arkadaşlar. Kusura bakmayın bölümü geç attım. Kötü bir gün geçirdim dün. Yazmaya fırsatım olmadı. Güzel bir bölüm olmasını diliyorum. Hatalarım olmuşsa affola. Sizleri seviyorum, dikkat edin kendinize 😘💙

Minik Deneğim🌼Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin