•5.7°

35K 1.7K 856
                                    

6 ay sonrası...

●●●


"Ben geldim!"

Çantamı odama çıkarken almak için merdivenin sonuna bırakıp, mutfağa adımladım.

"Hoş geldin kızım. Ellerini yıka önce."

Açtığım buzdolabı kapağını geri kapatırken boynumu büküp, ellerimi yıkamak yerine tezgâhın karşısındaki bar masaya yaklaşıp sandalyeye oturdum.

"Kusura bakma madam, şuradan şuraya gidecek hâlim yok. Ellerimi kesip, yıkadıktan sonra geri getirip dikebilirsin."

Annem, blend ettiği mercimek çorbasını süzgeçten geçirirken güzelliğine hayranlıkla bakıyordum.

Anneler, kusursuz kelimesinin tam karşılığı olsa gerek.

"Üniversiteye başlayalı 3 ay oldu. Ama yıllardır üniversiteliymişsin gibi davranman çok acı. Her şeyi abartmak günümüz gençlerinin tek ortak noktası galiba."

"Tamam ya, gidiyorum. Benim üzerimden bütün gençleri eleştirdin saniyede. Çok acımasızca bu. Neyse, merak ettiğim şey peki ya kruton?"

Annem gülerek fırının kapağını açtığında yükselen dumanların arasında bir tepsi kruton girmişti kadraja.

"O da hazır. Baban gelmeyecek bugün. Üstünü değiş de masayı kurup yemek yiyelim. Yiğit oğlumu da çağırdım. Birazdan gelir."

Annemin, Yiğit'i bu derece sevmesi babamı pek memnun etmese de annemin sevgilime duyduğu sevgi beni mutlu ediyordu. Babam kıskançtı da biraz. Yani birazdan biraz daha fazla kıskanç.

Ya da Yiğit konusunda, çok kıskançtı.

Yıllardır Yiğit ile tanış olmamıza rağmen arkadaş olarak yakın olmadığımız için ailelerimiz birbirini tanımıyordu. Yaklaşık 2.5 yıldır komşuyduk ama o zaman da tanışmamışlardı.

Gerçi annem ve babamın söylediğine göre yıllardır geceleri uykudayken Yiğit'in adını sayıklamamdan dolayı onu tanıyorlarmış ama.

Ve şu an boynumdaki zarif zincire asılı yüzük ile hem Yiğit ve ben birbirimize bağlıydık hem de ailelerimiz yakındı.

"Yiğit, bana bundan bahsetmedi. Üzerimi değişip masayı kurmana yardımcı olamaya geleceğim."

Mutfaktan çıkıp, yerdeki çantamı kulpundan yakaladığım gibi odama çıktım.

Çantam yakında benimle aynı kiloda olacaktı resmen. Hukuk kitaplarından daha ağır çok az şey vardı bu hayatta.

Çantamı koltuğa bırakıp, elimi yıkadıktan sonra üzerime giyeceğim kıyafetler ile odadaki giyinme kabinine girdim.

Üniversiteye başlayalı aylar olmuştu ve ben sürekli okuldan geldikten sonra bu döngüde ilerliyordum. Ev, okul, yemek, ders, ev, okul...

𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / 𝙩𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜☣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin