•1.4°

56.8K 2.8K 855
                                    


●●●

Ayaklarım olduğu yerde çivili kalmıştı. Benimle dalga falan mı geçiyordu yoksa lafın nereye gideceğini bilmeden mi söylemişti?

Tabi ya, nereden bilsin ondan hoşlandığımı? Hissettiriyor muydum yoksa? Çocuğun şaşmayan hisleri vardı. Lanet olsun, bu konuda baya iyiydi. Belki de bu yüzden ondan uzak durmaya karar vermiştim.

Sanki ona yazan ben değilmişim gibi, bir de uzak durduğumu söylüyorum. Dengem karman çorman oldu. Hayat cidden çok zor.

Sadece başımı çevirip baktım ona. Oturmayı bırakıp ayağa kalkmıştı.

"Seninle Edis ya da Ege kadar yakın olabilirim. Sırdaşın, dostun olabilirim. Seni her zaman dinlerim. Seninle beraber sevgililerini bile çekiştirebiliriz."

Durup nefes aldı.

"Ama bana soğuk davranma artık. Çünkü kendimi o küçük kıza karşı hala kötü hissediyorum."

Vücudumu komple çevirip konuştum.

"Küçükken kolumu kırdığın için mi?"

Gülerek sağ kolumu ona doğru salladım.

"Yiğit küçük bir kol kırılmasıydı o, hatırladıkça gülüyorum ben. Sen de hatırladığında gülmeyi dene."

Başını yere eğip ayağının önünde taş varmış gibi bir şeye vurmuştu.

Gülüşümü saklamak için sağ tarafıma bakıp saniyelerce bekledim. Ciddi olmam gerekiyordu.

"Ben de özür dilerim, Yiğit. Sana kaba davrandığım için, hatta bu kaba davranışlarımı 5. sınıfta kolumu kırdığından dolayı olduğuna yorumlamana sebebiyet verdiğim için gerçekten özür dilerim."

Gözlerime bakıyordu.

"Sana karşı kendimi törpüleyip, arkadaşça davranmaya çalışırım."

Yüzünde peyda olan gülümseme ile başımı yana eğdim.

"Dövmen gerçekten çok güzel."

Eli anında sol taraftaki şah damarına gittiğinde gülümsemesi daha da genişledi.

"Senin gibi."

"Önüne gelene böyle yürümeye utanmıyorsun değil mi?"

Kollarımı göğsümde bağlayıp hafif tebessüm ederek konuştum. Ben neden onun yanında utanmaz ve arsız oluyordum ki?

Bana yürümesi, Dövmeli Kızı -yani yine beni- aldatıyormuş gibi hissetirmişti. Ben ne onunla oluyordum, ne de onsuz. Kabul ediyorum beni memnun etmek de zor.

"Ah Duygu, vah Duygu. Biz yürümezsek size yürüyecek kimse yok ki matmazel."

Yanıma gelip önümde durduğunda ise gülümseyip saçlarıma baktı.

"Ayrıca yürümediğim her güzellik bana hakarettir. Özellikle bir esmer güzelse."

"Neyse ki bende esmer seviyorum."

Ona inat kurduğum cümleyle elini saç tutamıma doladı.

Oğlum, n'oluyor burada şu an?!

"Tercihler kalıcı değildir, değişkendir."

Çapkınca bir gülüş olarak mı adlandırılır şu an yüzündeki ifade bilmiyorum ama kesinlikle iyi niyetli bir gülüş değildi.

"OHAA OĞLUM SİZ BAYA FLÖRTLEŞİYORSUNUZ."

Ege'nin sesi ile yüzüm buruştuğunda kendime gelmiştim.

"Ne? Hayır! Benim hoşlandığım bir çocuk zaten var."

Ege'ye bakarak söylediğim şeye Ege yaw he he diye ağzını oynatırken Yiğit' te parmağına doladığı saçımı bırakıp, elini geri çekti.

"Benim de merak ettiğim bir Dövmeli Kız var zaten."

İkimiz de aynı anda arkamıza dönüp birbirimizden uzaklaştık.

●●●

Ben bile anlayamıyorum bu çifti artık.
Neyse ben derse gidiyorum.
Görüşürüz.

𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / 𝙩𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜☣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin