𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / 𝙩𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜☣

•4.6°

Multi: Online Lesson

●●●

Elindeki şarjlı süpürge ile salonda 4 dönen Ege'ye gülerek bağırdım.

"Ege, ya doğru düzgün süpür şurayı ya da bana var ben süpüreyim. O elindeki oyuncak değil. Babam ona 3500₺ baydı, anneme de 3 hafta trip attı."

Makinenin kapatma düğmesine basıp bana döndü.

"Baban, annene 3 hafta trip mi attı? Waah! Ee, sonra nasıl barıştılar? Anlatsana!"

Alaylı sesiyle konuşan Ege'ye gülmemek için dudaklarımı ısırdım.

"Ege, mal mısın? Annesiyle babasının nasıl barıştıkları tövbe tövbe bize ne oğlum?"

Elindeki cips kasesi ile televizyonu izleyen Edis, bize bakmadan konuşmuştu. Sahte bir tehdit ile Ege'ye konuştum.

"Seni babama söyleyeceğim Ege, terbiyesiz velet seni."

Elimdeki bez ile masayı silerken, Ege de tekrar makineyi çalıştırmış ve masanın altlarını süpürüyordu. Masayı silme işimi bitirip, doğrulduğumda Ege de süpürme işini bitirmiş makineyi kapatmıştı.

Elimdeki bez ve boş tabak ile mutfağa girip, tabağı makineye yerleştirdim.

Elimdeki bezi de köpükleyip yıkadıktan sonra ellerimi de yıkayıp, fırın kapağına asılı olan havlu ile kuruladım.

Ege ve Edis'e, Yiğit'in maçının bitmesi ile bana yazan numarayı sormuştum ama onlarda da kayıtlı değildi. Hatta Ege aramaya kalkışmıştı o numarayı ama izin vermemiştim.

Altı üstü bana yazmış bir insan için olayı bu kadar büyütmeye gerek yoktu. Kız değilse sıkıntı yoktu benim için zaten. Çünkü en son yazan kız, kafamı yarmıştı.

"Yiğit'im benim. Şampiyonum. İlk gölü de ilk maçında atan paşam. Seni yerim lan."

Ege'nin yılışık sesi ile Yiğit ile konuşuyor olduğunu belli eden cümleleri beni salona yöneltmişti.

"Yiğit, bravo kardeşim. Nasıl attın öyle be! Bak söylüyorum, yakında ilk 11'e de girersin sen."

Edis ve Ege'nin telefon ekranına bakarak konuşmalarını görünce görüntülü konuştuklarını anlamıştım.

"Eyvallah, izlediniz mi maçı? Bu arada neredesiniz?"

Ekrandan gelen tanıdık ses ile kalbim ritmini bulmak istercesine kan pompalamaya başlamıştı.

"İzledik tabi oğlum. Kaçırır mıyız? Ve bak burada kim var?"

Telefon ekranını bana doğru çeviren Ege'ye şaşkınlıkla bakakaldığım sırada Yiğit de öylece konuşmadan durmuştu.

"Duygu'nun yanındayız. Selam versenize birbirinize. Utanan, yeni tanışacak veletler gibisiniz."

Ege'nin bana bakarak ikimize de söylediği şey ile telefona yaklaşıp elime aldım.