•1.7°

54.8K 2.5K 506
                                    

Medya: mcbxmbxnx
●●●

"Evde parti mi veriyordunuz?"

"Bir kere evde parti verilmez. Yapılır. Hem biz sadece arkadaşlarla bir şeyler izliyorduk. Ayrıca ev bizim Komiser Bey, sizin Hırsız Bey'i sorgulamanız gerek."

"Bak bak, birde bize iş öğretiyorlar. Görüyor musun Vedat?"

Yanındaki Polis Bey'e doğru konuşup bana kınayıcı bakışlarla bakıyordu Komiser Bey.

"Estağfurullah, olur mu öyle şey. Ben büyüklerime saygılı bir insanımdır."

Elimle kendimi gösterdiğimde elini alnına götürüp, gözlerini yumdu.

"Annen ve baban nerede? Ayrıca sen kaç yaşındasın?"

"Köy okulları için önemli bir seminer varmış. Şehir dışına gittiler. 18 yaşındayım ve onları aramanıza gerek yok değil mi?" Ellerimi masaya koyup merakla sordum.

Gözlerini açıp tekrar yanındaki polise yani Vedat Bey'e sordu.

"Doğru mu söylüyor? 18 yaşında mı?"

"Evet amirim, birkaç ay önce girmiş."

Ellerini masaya koyup, hafifçe eğildi.

"Hırsız Bey'e sormayı biz de biliyoruz hanımefendi. Eğer arkadaşınız onu yoğun bakıma sokmasaydı zaten öyle yapacaktık."

Yorgun sesi ile konuştuğunda, üzüldüm.

"İsterseniz ben kalkayım siz oturun sandalyeye. Yorgun gözüküyorsunuz."

Dediğimi duyup başını kaldırdığında yanındaki Vedat Bey ile kahkaha atmaya başladılar.

"Hayatımda ilk defa böyle bir şey duydum." Cümlesini bitirip kahkaha atmaya devam etmişti.

Çenem için beni hapishaneye atmasalardı bari.

"Bakın sadece Galatasaray-Fenerbahçe Kadıköy derbisi izleyip, iddiaya girdik. Sonra da ben odama çıktım kısa bir süreliğine. Ardından bir şeyin kırılma sesi geldi. Merdivenlerden inip Hırsız Bey ile karşılaştım. Adam birden yere düştü. Bu kadar."

Ellerimi birbirine sürtüp konuşmayı bitirdiğimde bana bakıyordu.

"İddiayı kim kazandı? Derbinin galibi kim peki?"

Masaya tekrar ellerimi koyup heyecanla anlatmaya başladım.

"Kapının önündeki sarışın yakışıklı çocuk yani Yiğit ve ben Galatasaray kazanır dedik. Diğerleri Fenerbahçe en son 1999'da Kadıköy'de Galatarasaray'a yenildi diyerek Fenerbahçe kazanır dedi."

"Eee?"

Vedat Bey ile aynı anda konuşan Komiser Bey'e gülümseyip devam ettim.

"Onlar maçın sonucunu bilmiyorlar tabi, az önce danışmanın bilgisayarından öğrendim sonucu. Galatasaray 3-1 kazanmış."

"Harbi mi?"

Geniş bir şekilde gülümseyen Komiser Bey'e başımı sallayarak onay verdim.

Yanındaki Vedat Bey ile sarılıp, zıplayan Komiser Bey aynı zamanda da, la la la naraları atıyordu.

Saniyeler sonra durup, kendilerine çeki düzen verdikten sonra eski konumlarına geldiler.

Eline telefonunu alıp birkaç dakika onunla uğraşan Komiser Bey'e acaba bize ne yapacaklar endişesi ile bakıyordum.

Telefonu cebine koyduktan sonra yüzüme bakıp başını yana yatırdı.

"Bize uğur mu getirdin ne? Maçı kazandığımızı senin sayende öğrenmek çok iyi geldi. Yorgunluğumuzu unuttuk resmen. Değil mi Vedat?"

"Aynen öyle amirim."

Gülümseyerek bana bakan yüzleri bana güven duygusu aşılarken sordum.

"Ne zaman gidebiliriz eve? Sonuçta suçumuz yok değil mi?"

Ağzını açıp cevap verecek gibi olan Komiser Bey'i, Vedat Bey'in telefon zil sesi durdurdu. Hemen telefonunu çıkartıp kulağına götürmesiyle ben ve Komiser Bey ona bakmıştık.

"Anlıyorum. Amirime bildireceğim, kolay gelsin."

Telefonun aramayı sonlandırma tuşuna basıp üzgünce bana baktı. Eli kemerindeki kelepçeye gittiğinde korkmadım değil hani.

"Amirim, hastaneden aradılar. Hırsız ölmüş."

"Ne?!" Diye yükselen sesime hakim olamayıp, bağırmıştım.

Yan tarafıma gelip masanın üzerindeki ellerime kelepçe geçiren Vedat Bey ile kalakalmıştım. Gözlerim bu sefer gerçek bir çaresizlik ile Komiser Bey'e bakmıştım.

"Komiser Bey, ama..."

"Seni ve arkadaşlarını çok sevebilirdik Duygu'cum. Hepiniz dolaylı yoldan katil olmasaydınız eğer."

●●●

Aldık mı başa belayı?

Sevgiyle kalın, vote vermeyi unutmayın.

Lütfen...

𝘿Ö𝙑𝙈𝙀𝙇𝙞 & 𝙑.𝙄.𝙋. / 𝙩𝙚𝙭𝙩𝙞𝙣𝙜☣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin