Harry Potter ve bazı problemler

714 76 28
                                    

diyorum ki bölüm biriktireyim sonra atayım, tabi ki olmuyor. Hikayeyi bir bakmışsınız angst yapmışım birilerinin isteği olmuş filan... Şaka şaka... ya da değil. Angst okumaktan kaçıyorum ben hayatta yazamam. Eğer planladığım gibi giderse don des dieux ve burası mpreg alanına dönüşecek... Ve smut yazmadan yapacağım, ki smut beklerken gelmemesine de iyi söverim yani. Neyse bunlar çok ilerisi için nasıl olsa, bir an önce aslında altıncı sınıfı yazmak istiyorum zaten karakterim gereği hep bir şeyler hızlı hızlı saçma zamanlarda yapan biri oldum... Bölüme geçiniz hayalet ficimin hayalet okuyucusu.

BÖLÜM ŞARKISI- RUN BOY RUN/ WOODKİD

Açıkçası nasıl Ateş Kadehi'nden adının çıktığı, kimin peşinden geldiği umurunda değildi Harry Potter'ın. Tek dilediği tek bir gününün normal geçmesiydi. Herkes ona sırtını dönmüştü bir anda. Yani herkes değildi aslında. Cedric Diggory'nin çevresinden biri olan Matthew Ruenner bir anda etrafında dolaşmaya başlamış, onunla sohbet etmeye başlamıştı. Ve bu birkaç kişiyi rahatsız ediyordu. Birincisi Ginny Weasley'di. O çocuktan hiç haz etmiyordu. İkincisi Pansy Parkinson'du aptal Potter'ın nasıl o Hufflepuff ile konuştuğunu anlamıyordu. Üçüncüsü Ron Weasley'di çünkü en yakın arkadaşını -her ne kadar şu an araları iyi olmasa da- başkasına kaptırmış gibi hissediyordu. Dördüncü ve sonuncu kişi ise Draco Malfoy'du. Belki bu konuyu en çok düşünen kişiydi. Eh doğal olarak buna sinir oluyordu. Sürekli olarak Harry Potter'ı düşünmek o kadar sinir bozucuydu ki... Sanki lanetlenmiş gibi hissediyordu. Dördüncü yılın ilk başlarından beri sürekli aklında olan tek kişiydi Harry Potter. Belki de çoktandır oradaydı da fark etmemişti sarışın olan. Harry Potter her zaman konuşulan biriydi ve sadece şu an daha çok konuşuluyordu. Draco Malfoy kendine sürekli bunu hatırlatıyordu. Kütüphaneydi, sinirle nefes alıp verdi ve hafif bir kıkırdama sesi duydu. Karşısındaki masada Harry Potter ve adını hatırlamaya uğraşmadığı o çocuk oturuyordu. Ama Draco adını çok iyi hatırlıyordu. Kendisine düşmanının arkadaşını bilmek kötü bir şey değil diye hatırlatmaya çalıştı fakat içindeki ses kendisine buradaki düşmanın Harry olmadığını çok net hatırlatıyordu. Ah Draco Malfoy çok aşıktı ve bunu anlayamacak kadar aptaldı ya da öyle miydi? Draco Malfoy aptal değildi. Sadece inkar ediyordu çünkü eğer Harry Potter'ın çevresinde olursa ona zarar vereceğini biliyordu. Eğer Harry Potter bu düşünceleri duysaydı ne derdi bilinmez fakat bence kıpkırmızı kesilir ve Draco Malfoy'un üzerine yürürdü. Eh keşke bunlar olsaydı ve artık bu iki aptal olsalardı. Fakat bunun aksine Matthew Ruenner Harry Potter'a daha da yaklaşmış, ikisi daha yakın bir konum almışlardı. Draco Malfoy kendisinin nasıl göründüğünü bilmiyordu fakat onu gören Ron Weasley arkasına dönüp bakmadan kaçmak istemişti. Sarışın olan kafasını hafifçe eğmiş, kaşlarını çatmıştı. Mavi-gri gözleri öfkeyle bakıyordu. Ron Weasley zorla geldiği kütüphaneden gerisin geri çıkarken Hermione Granger'ın tek amacı vardı. Pansy Parkinson'un yanında oturan kız da kimdi? Tabi umurunda filan değildi ama... Hermione  Granger tamamen aklı bir karış havadayken etrafına dikkat etmiyordu, doğal olarak. Eğer dikkat etseydi karşı masasındaki Mia Dorcas'ın doğrudan ona baktığını görebilirdi. Pansy Parkinson'un ilk kez kızardığını çok net anlayabilirdi. Fakat Hermione Granger'ın daha bunları görecek çok zamanı vardı...

Harry Potter yanındaki -itiraf etmesi gerekirse oldukça tatlı olan- çocukla beraber kütüphanede oturuyordu. İksir dersi için yapmaları gereken yığınla ödev önlerinde duruyordu fakat onlar sohbet ediyorlardı. Harry Potter bugün Hermione Granger kadar dikkatsiz olmalıydı çünkü kendisine bakan ejderhadan haberi yoktu. 

Sayın hayalet okuyucum, bir sonraki bölümlerde bu yazarın ne yapacağı bilinmez çünkü kafası her zaman karışıktır fakat Draco Malfoy'un bu hikayede en acı çekecek kişi olduğunu üzüntüyle belirtiyor. Oldukça büyük bir üzüntüyle çünkü serinin en sevdiği karakteri Draco. Hikayenin gelişimini nasıl devam ettireceğini bilemeyen bu yazar Hogwarst'da düz çift olmadığının farkında. Mia'yı sevin çünkü tüm çiftlere çok yardımı olacak. Altıncı Sınıf için oldukça mükemmel planları var. Serinin aksine kendi favori karakterlerinin ölmesine izin vermeyecek bu yazar. Yani Dobby, Sirius ve Severus bizlerle olacak. Wolfstar olacak çünkü hp evrenindeki favori ikinci shipi.  Artık bu aptalın gitmesi gerek çünkü hala fizik ödevini yapmadı ve yarın ilk iki ders fizik. İyi günler efenim, görüşmek üzere.

snitchle ilgili güzel planlarım var desem-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

snitchle ilgili güzel planlarım var desem-

chef-d'oeuvre• drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin