harry potter ve varoluşsal krizler

247 28 5
                                    

Okunma 5 bin civarı ama oy sayısı 490... biraz kırıcı mlsf

Sınıfım karantinaya alındığı icin bölüm yazıyorum çünkü sınavlarım ertelendi.

bölüm şarkıları-- Too Young//Louis Tomlinson, Sour Diesel//ZAYN, Put A Little Love On Me//Niall Horan, jealousy jealousy//Olivia Rodrigo, Sweather Weather// The Neighbourhood, Dark Side//Bishop Briggs

--
Soğuk, tanımsızdı. Koyu yeşil flamanın altında özgürlük yoktu. Çığlıkları duyulamayacak kadar içtendi. Draco Malfoy, evi bellediği Hogwarts'ın kendisine ait odasında, siyah taş zeminde küçülmüş ağlıyordu.

Sayılabilecek kadar belirgin olan kemikleri, sıkışan göğüs kafesi, durmadan akan, kendilerine yol olarak sarışın olanın yanaklarını bellemiş olan hükümsüz göz yaşlarıyla çok da iyi bir halinde olmadığı belliydi. Karanlık, ışık almayan odada, kaybedilmiş bir savaşın resmini çizercesine kendini kaybetmişti.

Gözleri, neredeyse kapanmak üzereydi. Gri, sanki sisli bir sabahın ardından güneşi ortaya çıkarabilecek umudu temsil eden gözleri artık o kadar parlak bile değildi.  Sol kolundaki acı veren işaret, kendisini sanki yüzme bilmeyen birinin okyanusa bırakılması gibi hissettiriyordu. Bir o kadar çaresiz, bir o kadar sonu kabullenmiş. Kafasını yatağına yaslamış, bedeni tümüyle taş zeminde iken düşündüğü çok şey vardı. Vızır vızır aklına akın eden düşünceler o kadar fazlaydı ki ne düşündüğünü bile bilmiyordu. Kesintisiz baş ağrısı ona hala yaşadığını hissettiren tek şeydi. Allak bullak olan kafasını kaldırmakta güçlük çekerken derslere gitmek söz konusu bile değildi. Ama Harry'yi görmek. İşte bu her acıyı sırtlanacağı bir ihtimaldi.

Draco Malfoy sanki asla yıkılmamış gibi üzerini giydi, ince ipekten gömleğinin düğmelerini kemikli elleriyle ilikledi, ceketini giydi. Eli bir-iki düğmesi açık olan gömleğinden içeri kaydı. Eli soğuk gri zinciri yakaladı. Bu Draco Takımyıldızını taşıyan bir kolyeydi. Draco'nun üçüncü sınıftan beri boynundan ayırmadığı, Harry'nin ona hediye ettiği kolye. Şişmiş gri gözlerine rağmen yüzünde bir tebessüm belirdi. Bu vazgeçilmiş çok anının silikleşmesiydi.

Aynı sabah, daha etraf yeni yeni aydınlanmaya başlamışken Harry'nin acı dolu çığlıkları Gryffindor Yatakhanesi'ni doldurmuştu. Ron endişeyle en yakın arkadaşını sarsmış ama asla uyandıramamıştı. Seamus ve Dean yardım edebilecek birilerini bulmaya çalışıyordu. Hızla sarsılmasına rağmen uyanmayan Harry Potter acıyla yara izini tutuyordu. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Sert, seri adım sesleri Gryffindor Ortak Salonu'nu doldurmuştu. Draco Malfoy, saçları hızla koşmasına rağmen asla bozulmamışcasına, nefes nefese iken Harry'nin yanına attı kendini. Ron gözleri dolmuş bir şekilde onları izliyordu. Kendisinden nefret ediyordu. Hiçbir işe yaramadığı için. En sonunda Draco onu Mrs. Pomfrey'e götürmek için Ron ile konuşmaya çalışmıştı. Ron bunu düşünemediği için kendini daha da suçlu hissederken kafasını hızla salladı. Gryffindor Erkek Yatakhanelerinin önü insanlarla dolu iken Draco güçsüz görünen bedenine rağmen kollarına aldığı Harry Potter'ın vücuduyla seri bir şekilde merdivenlerden indi. İnsanların ne dediğini önemsemedi bile. Harry Potter'ın yara izi ise kanamaya başlamıştı.

Harry gözlerini açtığında üzerinden bludger geçmiş gibi hissediyordu. Ron yanında uyandığını fark etmeden Blaise ile konuşuyordu. Blaise ile? Hermione çığlık atıp sevinçle ona doğru koştu. Buraya gelmeye alışkın olan Harry ilk kez neden burada olduğunu bilmiyordu. Tek anlayabildiği onu Draco'nun buraya getirdiğiydi. Kalbi binlerce snitch tarafından sarılmış gibi atıyordu.

Eğer Draco'nun her Voldemort'u gördüğünde Zihnefend ile karşılaştığını bilseydi, Severus Snape ile olan Zihinbend derslerine daha sık giderdi. Draco Malfoy küçüklüğünden beri aldığı Zihinbend derslerinin yanında tüm zihnini ele geçiriyormuş, ellerini ona sarıyormuş gibi hissettiren bu etkiden asla kurtulamayacaktı.

Seneler geçse de kabuslarında yaşayacaktı.

Pansy Parkinson, Blaise Zabini ve Draco Malfoy her gün maske takıyor oldukları gerçeğine değil, bu maskeyi asla çıkartamayacakları gerçeğine alışmaya çalışıyorlardı.

we're kings of the killing, we're out for blood
--

bu fici ne zaman yazsam asla yorum gelmeyeceğine dair bir kabullenilmislik var uzerimde kırıcı ya</3

chef-d'oeuvre• drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin