Draco Malfoy ve gözyaşları

601 56 8
                                    

SELAM POFIDIKLERIM HOSGELDINIZ
Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Ben iyiyim -ilk kez- jeosmwkzpejw. İşte alın hayalet ficimin saçma bir bölümü daha *fırlatır* en son Draco'dan bahsettim bu bölümde Pansmione ve Drarry olacak bir de ortalıkta dolaşan Weasleyler. Öyle işte, buyrun geçelim efenim.
Bölüm Şarkısı-FREEDOM/ BLUE ENCOUNT

Pansy Parkinson Slytherin masasından sevgilisine sırıtıyordu. Hermione Granger ise yanakları kızarmış bir şekilde gülümsüyordu. Dün gece birlikte ödevlerini yapma bahanesiyle kütüphaneye gitmişler saatlerce sohbet etmişlerdi. Ron Weasley homurdanmaya başladı.
'Anladık çok aşıksınız ama gidin gözümün önünden.' Bunu duyan ve tabi ki de hazırda bekleyen Weasley ikizleri hızla Ronald'ın yanlarına oturmuş ve onu sıkıştırmaya başlamışlardı.
'Eğer...' George konuşmaya başlamıştı.
'Sen de etrafındakilere dikkat etseydin..' Fred devam ettirmişti.
'Bu durumda olan sen olurdun.' İkizler doğrudan Ron'a sırıtmışlardı. O ise elini havada sallamış, umurumda değil dercesine boşvermişti. Harry Potter yakında gerçekleşecek olanlardan habersiz olarak bahçeye geçmişti. Arkadaşları her ne kadar yanında olsa da herkesin taktığı 'Cedric en iyisidir, Potter kaybedecek' tarzı rozetler sinirini bozuyordu. Bir kişi farkli takıyordu. Draco Malfoy. Cedric ve Harry yakınlaşmış gibi duruyordu bu yüzden zerre kadar hoşlanmıyordu ondan. Rozette Cedric hiçbir zaman olmamıştı zaten. Harry Potter tam olarak altından -boşuna mı onun dikkatini çekmek için ağaca tırmanmıştı- geçerken seslendi.
' Babamla büyük bir iddiaya girdik Potter, ben 10 dakika dayanabileceğini söyledim. O ise sadece 5 dakika dayanabilir dedi. Sence hangimizin dediği çıkar?' Aşağı atlamıştı. Blaise Zabini ise sinirle gözlerini kapattı. Onu oraya çıkarmak yarım saatlerini almıştı! Bari biraz daha dursaydı.
Harry Potter sinirle yaklaştı.
'Lanet babanın düşündükleri umurumda değil Malfoy. O acımasız ve aşağılık sen ise acınasısın.' Eğer aşık olduğunuz kişiden bunları duyarsanız canınız yanardı. Ama haklı olduğunu biliyorsanız canınız çok daha yanardı. Bu yüzden en mantıklı şeyi yaptı. Asasını çıkardı. Bu yazar devamında olanları muhtemelen bildiğiniz için anlatmayacak çünkü kendince bu sahneleri cidden sevmiyor. Bu yüzden sizi Slytherin Ortak Salonu'na davet ediyor, deri koltuklarınız sizi bekliyor.

Slytherin Ortak Salonu'nda Pansy Parkinson, Blaise Zabini ve Draco Malfoy dışında kimse yoktu. Pansy sarışın olanın saçlarını düzeltiyordu. Sarışın olan ise boş gözlerle yere bakıyordu.
'Niye böyle bir şey yaptın ki Dragon? Başka şekillerde de dikkatini çekebilirdin.' Draco Malfoy güldü.

'İlgisini çekmek mi? Pansy ben kimim ki onun dikkatini çekeyim? Benden nefret ediyor.' Dolu gözleriyle en yakın arkadaşına bakınca Blaise Zabini ve Pansy Parkinson bakıştı. İkisi de birbirlerine endişeli bakışlar atıyorlardı.
'Draco, senden nefret ettiği yok. Ayrıca uzun zamandır birbirinize bulaşmıyordunuz, ne oldu ki?'
Sarışın olan ayağa kalktı.
'Hiç istemediğimiz zamanlar yaklaşıyor, hissedebiliyorum. Babam çok yakında kurtulacağımızı söylemiş, bunun tek bir anlamı olabilir.' Blaise Zabini ve Pansy Parkinson endişeyle baktılar.
'Karanlık Lord... geri mi dönüyor?' Şu an üçüde gerilmişti. Çünkü aileleri eğer o gelirse peşinden giden ilk kişiler olurdu. Bu bir gerçekti. Draco Malfoy boş gözlerle onayladı.
'Evet. İşte bu yüzden Potter ile kavga etmeliyim. O benden nefret etmeli ki çevremde olmasın. Çünkü ona bir şey olursa yaşayamam Pansy.' Şimdi dolu olan gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Pansy Parkinson hızlıca kollarını ona sardı, omuzuna başını gömen sarışının saçlarını okşadı. Blaise Zabini de gelince Gümüş Üçlü tamamlanmış oldu. Kırgınlardı, korkuyorlardı ve ellerinden hiçbir şey gelmiyordu. Fakat karanlık insanları birleştirirdi.

*bir bölüm daha bitti. Bu bölümlerle artık Karanlık Lord kısmına giriş yaptık, hoşgeldin Voldy. Pansy Hermione'ye bir şey söylemeyecek bunlar hakkında, hatta araları bozulacak biraz çünkü hem ailesini hem de herkesten çok sevdiği Athena'sını koruması gerekiyor. Draco Malfoy ise çok kırgın, çok mutsuz. Ne yapacağını bilmiyor. Blaise'in elbette koruması gereken bir ailesi var, bunun yanında kendinden çok sevdiği biri var, onu da koruması gerek. Yani Altın Üçlü henüz hiçbir şeyin farkında değillerken Gümüş Üçlü onlar için kendilerini feda ettiler. Kalbim kırık. Neyse aşağıya inin de ağladığım fanartı görün.

 Neyse aşağıya inin de ağladığım fanartı görün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu görsel benim her zaman kalbimi kırıyor. Çünkü onları kurtaracak bir kişi hiçbir zaman olmadı. Aileleri için, aileleri yüzünden kendilerini feda etmek zorunda kaldılar. Slytherinler diye dışlandılar, kötülendiler. Ve bu görsel beni altıncı sınıfı yazmaya zorluyor-
NASIL DA SERI BOLUM ATIYORUM AMA

chef-d'oeuvre• drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin